Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2014/22287 E. 2015/21506 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/22287
KARAR NO : 2015/21506
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/98143
MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/12/2012
NUMARASI : 2012/176 (E) ve 2012/864 (K)
SUÇ : 4926 sayılı Yasaya aykırılık

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
4926 sayılı yasanın 34. maddesinin son fıkrasında öngörülen “bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer, gümrük idaresince belirlenen değerdir” düzenlemesindeki “gümrük idaresince” ibaresinin 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 18.09.2008 gün ve 2006/47 Esas, 2008/144 karar sayılı kararı ile Anayasaya aykırı görülerek iptal edildiği ve Yargıtay Ceza Genel Ceza Kurulunun 31/01/2012 gün ve 2011/7-465 Esas, 2012/11 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı yasanın 5/son maddesinde belirtilen toplu kaçakçılık suçunun iki kişi tarafından işlenebileceğinin belirtilmiş olması karşısında, sanıkların birlikte işledikleri fiilden dolayı eylemlerinin toplu kaçakçılık olarak değerlendirilip buna göre, kurulacak hüküm bakımından maddi gerçeğin belirlenmesinde zorunluluk bulunduğundan; sanıklara, bilirkişinin belirlediği Cif değer esas alınarak gümrük idaresine hesaplattırılan gümrüklenmiş değerin 4,5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu oldukları hatırlatılmak suretiyle usulüne uygun ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken gümrüklenmiş değerin 4,5 katı üzerinden hesaplanan adli para cezasına nisbi harç ve nisbi vekalet ücreti eklenmek suretiyle yapılan ön ödeme önerisine uyulmadığından bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabul ve Uygulamaya göre de;
1- 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasa’nın sanık lehine olabileceği gözetilerek;
Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun ilgili bütün hükümleri uygulanarak, elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Sanıkların eylemi toplu kaçakçılık suçunu oluşturduğu halde cezanın 4926 sayılı Yasanın 5/3. maddesi gereğince arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değeri suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücüne nazaran hafif olduğu halde, mahkemece normal kabul edilerek 4926 sayılı yasanın 4/3. maddesi uyarınca indirim yapılmaması suretiyle fazla ceza tayini,
4- Dava konusu kaçak eşyanın 4926 sayılı Yasan’ın 4/4. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
5- Dava konusu elkonulan …. plakalı araç hususunda bir karar verilmemesi,
6- Müsaderesine karar verilen … plakalı nakil aracının şöforu olan sanık M.’in hazırlık savunmalarında aracın ruhsat sahibi olan malen sorumlu M.. Y..’ın olaydan haberdar olmadığını beyan etmesine rağmen Sulh Ceza Mahkemesindeki 10.01.2006 günlü sorgusunda araç sahibini kastederek limana birlikte gittiklerini ve malen sorumlunun yüklenecek eşya olduğunu söylediğini savunması karşısında, kayden malik gözüken M.. Y..’ın iyiniyetli 3.kişi olup olmadığının tespit bakımından; bu husus her iki sanıktan ve araç sahibi malen sorumludan sorularak sanık M.’in savunmaları arasındaki çelişki giderildikten sonra, diğer delillerde birlikte değerlendirilerek aracın iyiniyetli 3.kişiye ait olup olmadığı belirlendikten sonra müsaderesine yada iadesine karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması.
Yasaya aykırı, sanıklar müdafiileri, katılan gümrük idaresi ve malen sorumlu M.. Y.. vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA. 11/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.