Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2014/16335 E. 2015/19865 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16335
KARAR NO : 2015/19865
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/11082
MAHKEMESİ : İstanbul 1. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2012
NUMARASI : 2007/255 (E) ve 2012/596 (K)
SUÇ : 4926 sayılı Yasaya Muhalefet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Bilirkişi tarafından belirlenen cif değere göre, 06/01/2012 tarihinde tanzim edilen kaçak eşyaya mahsus tespit varakasında gümrüklenmiş değerin 2.841 TL olarak hesaplandığı buna karşın sanığa 06/04/2012 tarihinde tebliğ edilen ön ödeme ihtarında vergiler miktarı ile yargılama giderinden oluşan meblağı 10 gün içinde ödemesi ihtarında bulunulduğu anlaşılmakla, mahkeme tarafından gümrüklenmiş değerin 3 katı üzerinden 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 34. maddesindeki usule uygun olarak sanığa ön ödeme ihtarında bulunulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasa’nın sanık lehine olabileceği gözetilerek;
Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun ilgili bütün hükümleri uygulanarak, elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
3- Sanığa mahkemece 5271 sayılı CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca baroca görevlendirilen zorunlu müdafıye ödenen avukatlık ücretinin sanıktan tahsiline karar verilmiş ise de; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesinde şüpheli veya sanığın “Müdafii tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunması ve adaletin selametinin de gerektirmesi halinde, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın yardımından ücret ödemeksizin yararlanabilme hakkının bulunduğunun açıklandığı, iç hukukumuzda ve tarafı bulunduğumuz sözleşmede mevcut bu ilkeler karşısında, AİHS’nin temel hakka ilişkin hüküm içeren 6. maddesinin, iç hukukumuzda aynı konuda kanun ve yönetmeliklerle getirilen ve yukarıda işaret edilen düzenlemelere nazaran öncelikle uygulanması gerektiği zorunlu müdafiin 5271 sayılı CMK.nın 150/2 maddesi gereğince sanığın istemi aranmaksızın görevlendirilmesi karşısında, zorunlu müdafii ücretinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Uygulamaya göre de;
4-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca hükmedilen tazmini nitelikteki para cezasının taksitlendirilmesi mümkün olmadığı halde yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafii ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1 maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 saylıı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın cezada kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 08/10/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.