YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16108
KARAR NO : 2015/17688
KARAR TARİHİ : 11.06.2015
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Yasaya Muhalefet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken “sanığın ekonomik ve sosyal durumu göz önünde bulundurularak” şeklinde yasal olmayan gerekçe gösterilmiş ise de; aynı zamanda suçun işlenmesindeki özellikler ve suç konusunun öneminden bahsedilerek teşdit uygulanması nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
1)Sanık hakkında 5607 sayılı Yasa’nın 3/5. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde, CMK.nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan 4733 sayılı Yasa’nın 8/4. maddesine göre cezalandırılmasına karar verilmesi,
2)Dava ile ilgisi bulunmayan …’un gerekçeli karar başlığında mağdur olarak gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 232/2-b maddesine aykırı davranılması,
3)Adli sicil kaydı olmayan ve kişilik özellikleri nedeniyle dosyaya yansıyan olumsuz hali bulunmayan sanığın savunmasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinden yararlanmak istediğini de beyan ettiği nazara alınarak, sanığa dava konusu eşyanın bilirkişi tarafından belirlenen Cif değeri esas alınarak gümrük idaresince hesaplanacak “eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı” olan miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunun 231/9 fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken “Şahsi ve sosyal durumu da dikkate alınan sanığın suç nedeniyle mahkememiz gözlemine ve dosya kapsamına yansıyan samimi ve inandırıcı pişmanlığı anlaşılamadığından, cezanın caydırıcı ve önleyici etkisini sanık üzerinde göstermesi gerekliliği yanı sıra adaletin gerçek anlamda ancak bu şekilde tecelli edeceği de düşünülerek…” şeklindeki yasal olmayan gerekçeye dayanılmak suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4)5237 sayılı TCK.nun 51. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmamış olması ve (b) bendinde; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç İşleyemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması koşulları getirilmiş olmakla, sabıkasız olan sanığın dosyaya yansıyan olumsuz davranışlarının neler olduğu gösterilmeden sadece kanuni tabirler kullanılarak, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
5)Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesi uyarınca hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakmaya karar verilirken, anılan yasa maddesinin 3. fıkrasının “Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz” amir hükmü dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
6)Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Gümrük İdaresinin davaya katılan olarak kabul edilip lehine dilekçe yazım ücretine hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanığın ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.06.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.