Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2014/12670 E. 2016/423 K. 25.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12670
KARAR NO : 2016/423
KARAR TARİHİ : 25.01.2016

Tebliğname No : 7 – 2012/240292
MAHKEMESİ : Uludere Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2012
NUMARASI : 2011/207 (E) ve 2012/181 (K)
SUÇ : 4926 sayılı Yasa’ya Muhalefet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1-4926 sayılı Yasa’nın 34. maddesinin son fıkrasında öngörülen” bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer, Gümrük İdaresince belirlenen değerdir” düzenlemesindeki “Gümrük İdaresince” ibaresinin hükümden önce 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 18.09.2008 gün ve 2006/47 Esas, 2008/144 karar sayılı kararı ile Anayasaya aykırı görülerek iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu eşyanın uzman bilirkişi tarafından tespit edilen CİF değeri üzerinden Gümrük İdaresine tespit ettirilecek gümrüklenmiş değere göre yeniden ödeme önerisi tebliğ edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ödeme önerisinin yerine getirilmediğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi,
2-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasa’nın sanık lehine olabileceği gözetilerek;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık H.. B..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre hükmü temyiz etmeyen sanık M.. K..’ya da sirayetine, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.