Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2014/1103 E. 2015/18303 K. 07.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1103
KARAR NO : 2015/18303
KARAR TARİHİ : 07.07.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Yasaya Muhalefet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Müşteki Gümrük İdaresi temsilcisinin temyizine göre yapılan incelemede;
Suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi’nin 4733 sayılı Yasa’ya Muhalefet suçundan davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, Gümrük İdaresi temsilcisinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Üst Cumhuriyet Savcısı ile sanık …’un temyizlerine göre yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre Üst Cumhuriyet Savcısı ve sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
III- Üst Cumhuriyet Savcısı ile sanık …’ün temyizlerine göre yapılan incelemede;
Sanık …’ün tekerrüre esas alınan … Asliye Ceza Mahkemesinin 03.04.2008 gün 2003/91 Esas ve 2008/36 Karar sayılı ilamının tazmini nitelikte adli para cezası olduğu ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi.
Yasaya aykırı, Üst Cumhuriyet Savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca, TCK’nun 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin fıkranın çıkartılması suretiyle sair yönleri aynen bırakılan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV- Üst Cumhuriyet savcsıı ile sanık …’un temyizlerine göre yapılan incelemede;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Sanık hakkındaki Dairemizin 2014/1103 Esas sırasında kayıtlı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/355 Esas – 2012/620 Karar sayılı bu dosyası ile Dairemizin 2014/26293 Esas sırasında kayıtlı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/105 Esas – 2013/36 Karar sayılı; Dairemizin 2014/24060 E. sırasında kayıtlı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/626 Esas – 2013/247 Karar sayılı dosyalarının birleştirilmesi ile sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Yasaya aykırı, Üst Cumhuriyet Savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

DEĞİŞİK GEREKÇE

Sanıklardan … ve …’ün başka bir araçla öncülük ettikleri ve sanık …’un kullandığı araçta yapılan aramada 730 karton kaçak ve bandrolsüz sigara bulunmuş, yapılan yargılama sonunda sanıkların mahkumiyetine karar verilirken “Resmi Gazetenin 27.10.2011 tarihli 28097 mükerrer sayısında yayımlanan Tütün ve Tütün Mamulleri Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planında Tütün ve tütün mamulleri kaçakçılığının, kamu düzenini doğrudan etkilediği, Devletin vergi gelirlerinde de ciddi anlamda kayba sebep olduğu, kaçakçılığın kamu düzenini etkileyen boyutu içinde; organize suç örgütlerinin bu vasıtayla finansman sağladığı, kaçak yollarla yurda sokulan tütün ve tütün mamullerinin toplum sağlığını tehdit ettiği ve sektörde rekabet eşitsizliğine sebep olduğu, kaçakçılığın Devlet gelirlerini azaltıcı boyutunda ise özel tüketim ve katma değer vergileri başta olmak üzere ciddi mânada vergi kaybı ortaya çıkardığı tespit edilmiştir. Söz konusu planı hazırlayan Maliye Bakanlığınca yapılan basın açıklamasında; eylem planının sadece kamu sağlığını koruma ve vergi kayıp ve kaçağını önleme amaçlı olarak hazırlanmadığı, emniyet birimlerinin operasyonları neticesinde elde etmiş olduğu sonuçların, söz konusu kaçakçılığın terör örgütüyle bağlantılı olduğu dolayısıyla eylem planını terör örgütünün finansman kaynağının kurutulması ve terörle mücadelenin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Yapılan bu tespitlerden sanığın eylemi ile salt devletin vergi kaybına neden olmadığı, dolaylı yoldan bu kaynaktan beslenen terör örgütünün finansmanına alet olduğu, bunun da ele geçen sigara miktarıyla doğru orantılı olarak bu zarar ve tehlikenin artmasında etkili olduğu mahkemece de tespit ve kabul edilmekle; ele geçen bandrolsüz sigaraların ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplamının suç tarihindeki değeri de gözetilerek, Türk Ceza Kanunu’nun 61/c-e maddeleri uyarınca suçun işlendiği yer ve zamana göre yukarıda açıklandığı biçimde meydana gelen zarar ve tehlikelinin ağırlığı gözetilip sanıklar hakkındaki hapis ve adli para cezası yasal asgari sınırdan uzaklaşılarak belirlenmiştir.” şeklindeki gerekçeye dayalı olarak asgari hadden uzaklaşılarak mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
Sanıkların taşıdığı sigara miktarına nazaran suç konusunun önem ve değeri itibariyle asgari haddin üzerinde ceza tayini mümkün ise de; yukarıda belirtildiği biçimde, yürütme organı tarafından belirlenen hususların olduğu gibi mahkeme kararının gerekçeleri arasında sayılması, Yargının bağımsızlığı ilkesi ile çeliştiği gibi, sanıkların herhangi bir biçimde terör örgütü ile doğrudan ya da dolaylı ilişkisi saptanmadan yazılı biçimde terör örgütünün finansmanına dolaylı yoldan alet oldukları, bunun da zarar ve tehlikenin artmasına neden olduğu ibarelerine yer verilerek bölgesel farklılıklara dayanan, sanıkların olumsuz duygulara kapılmasına ve zan altında kalmasına neden olabilecek gerekçelere yer verilmesi yasaya aykırıdır.
Gerekçenin bu bölümünün hükümden çıkarılması suretiyle sanıklar … ve … hakkında verilen hükümlerin düzeltilerek onanması, sanık … hakkında verilen hükmün de bu nedenle de bozulması gerektiği düşüncesindeyim.