Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2013/444 E. 2015/1014 K. 13.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/444
KARAR NO : 2015/1014
KARAR TARİHİ : 13.01.2015

Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5411 sayılı Yasa’ya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde fiilin, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından;
Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise, eylem basit zimmet;
Mudinin başka bir işlem veya nedenle yanıltılarak veya kandırılarak imzalatılan boş bir tediye fişini kullanıp, mudiinin bilgi ve talimatı olmaksızın hesabından para çekerek mal edinilmiş ise, eylem nitelikli zimmet;
Mudinin tediye fişlerini önceden imzalamak suretiyle kullanması için sanığa/bankaya vermesi durumunda ise eylem emniyeti suistimal suçunu oluşturacaktır.
Yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak, sanığın bir kısım mudiyi tanıdığını ve hesaplarından onların bilgisi dahilinde para çektiğini savunduğu, mudillerin ise tediye fişlerine imzalarının kandırılarak alındığını ve bilgi ve rızaları dışında hesaplarından para çekildiğini ifade ettiklerinin anlaşılması karşısında, mudiiler yeniden dinlenilerek, alınacak olan ayrıntılı beyanlarında belirtilen evrakları ne zaman ve niçin imzaladıkları sorulup, bu fiiller bakımından olayda zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışların bulunup bulunmadığı hususu karar yerinde tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, eksik araştırma ve incelenme sonucu sanığın tüm eylemlerinin basit zimmet kapsamında kaldığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Açılan davanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen ve kamu davasına katılma hakkı bulunmayan müşteki gerçek kişilerin davaya katılmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- 12/11/2009 tarihli bilirkişi raporuna göre meydana gelen zarar miktarının 28.694,92 TL olduğu ve dosya kapsamına yansıyan belge ve bilgilere göre sanığın 24.933,23 TL ödemede bulunduğu anlaşılmakla, yapılan ödemenin bankadan sorulması neticesinde 5411 sayılı kanunun 160. maddesi gereğince bankanın uğradığı zararın ödettirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, Hukuk Mahkemesinde açılan dava ve yapılan icra takibinden söz edilerek yerinde olmayan gerekçe ile banka zararının ödettirilmesi konusunda karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi,
2- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması sırasında, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle cezada teşdiden 2/4 oranında arttırım yapılması,
Yasaya aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/01/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.