Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2013/22363 E. 2015/1313 K. 26.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/22363
KARAR NO : 2015/1313
KARAR TARİHİ : 26.01.2015

Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kaçakçılığa konu eşyayı bu özelliğini bilerek ticari amaçla saklamak
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık hakkında aynı neviden Dairemizde incelenip kapanmış bulunan, 2012/17740 Esas sayılı dosyanın da olduğu anlaşıldığından, CGK’nin 2014/171 K. sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme tarih aralıkları, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilerek TCK’nin 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinden söz konusu davaların birleştirilmesi ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Sanığın savunmasında, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını talep etmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına engel halin bulunmaması hususları nazara alınarak davaya konu eşyanın cif değerine göre, Gümrük İdaresi’nce tespit edilen eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplamından oluşan gümrük vergilerinin kamu zararı olduğu, bu zararın da aynı olaydan dolayı Asliye Ceza Mahkemesi’nce yargılaması yapılan… tarafından, bahsi geçen dosyada karşılandığı, böylelikle CMK 231/6-c’de düzenlenen “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” koşulunun somut olayda gerçekleştiği gözönüne alınarak gerektiğinde 5271 sayılı CMK’nin 231/9 maddesi hükümleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinde takdiri indirim nedeni olarak “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi” hususların düzenlenmesi karşısında, bu hususlar tartışılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suç tarihinde düzenlenen adli sicil kaydına göre 3167 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan verilmiş mahkumiyetlerinin. 20/12/2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Yasa yürürlükten kaldırılarak yeni düzenlemeler getirildiği ve suç olmaktan çıkartıldığı anlaşılmakla sanık hakkında, yetersiz gerekçe ile takdiri indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmeye, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hiçbir ayrım yapılmaksızın hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar hak yoksunluğunun hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1 maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/01/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Sanık … hakkında 01/11/2010 tarihli eyleminden dolayı 09/11/2010 tarihli iddianame ile hukuki kesinti oluştuktan sonra bu defa 11/11/2010 tarihinde işlediği fiilin ayrı suç oluşturacağı düşüncesiyle sayın çoğunluğun, tutanak tarihlerine göre adı geçen sanığa TCK’nın 43. maddesinin tatbiki suretiyle ceza tayini gerektiğine yönelik görüşüne katılmıyorum.