Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2013/10077 E. 2016/341 K. 20.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10077
KARAR NO : 2016/341
KARAR TARİHİ : 20.01.2016

Tebliğname No : 11 – 2013/117173
MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/04/2010
NUMARASI : 2008/402 (E) ve 2010/88 (K)
SUÇ : 5607 sayılı Yasa’ya Muhalefet, resmi belgede sahtecilik

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Katılan idare vekilinin resmi evrakta sahtecilik suçundan sanıklar H.. G.., K.. Ö.., M.. K.., D.. E.. ve S.. K.. haklarında kurulan beraat hükmüne yönelik temyizine göre yapılan incelemede;
Resmi evrakta sahtecilik suçundan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi’nin kamu davasına katılmasına karar verilmiş olması hükmü temyize hak vermeyeceğinden gümrük idaresi temsilcisinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317.maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Katılan idare vekilinin sanıklar H.. G.., K.. Ö.., M.. K.., D.. E.. ve S.. K.. haklarındaki kaçakcılık suçundan kurulan beraat kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede;
Sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Sanıklar M.. K.. ve D.. E..’in duruşmada kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden bahisle maktu vekalet ücreti verilmesine hükmedilmiş ise de, dosya kapsamında bu sanıkların avukatlarına ait vekaletnameye rastlanamadığından, başka avukata yetki belgesi vermiş görünen Av. A..’ın da sanıkların vekili olmadığını belirtmiş olması karşısında, bu sanıklar lehine vekalet ücretine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan idare vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca sanıklar M.. K.. ve D.. E..’e vekalet ücreti verilmesine yönelik fıkra hükümden çıkartılması suretiyle, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık Ö.. G.. müdafiinin, sanık hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyizine göre yapılan incelemede;
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
24.11.2015 günlü 29542 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK.nın 53.maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması, yerine “24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E. , 2015/85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-2-3 madde fıkralarının tatbikine,” ifadesinin eklenmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-Katılan idare vekilinin ve sanık Ö.. G.. müdafiinin sanık hakkında kaçakcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyizine göre yapılan incelemede;
1-Sanığın suça konu cep telefonlarını gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın yurda kaçak yollardan sokan kişi olduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, sanığın eyleminin yurda kaçak yollardan getirilmiş cep telefonlarını sahte belgelerle Bilgi Teknolojileri Kurumuna kaydettirip yasal hale getirerek dolaşıma sokmaya çalışmak olduğu gözetildiğinde, fiilin 5607 sayılı Yasa’nın 3/1. maddesi yerine daha lehe olan 3/5. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilmeden karar verilmesi,
2-Suça konu cep telefonlarına el konulmuş ise müsaderesine, el konulamamış ise 5607 sayılı Yasa’nın 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 55/2. maddesi uyarınca karşılığını oluşturan değerin müsaderesine karar verilmemesi,
3-Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması
4-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, katılan idare vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.