Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2010/4869 E. 2013/318 K. 15.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/4869
KARAR NO : 2013/318
KARAR TARİHİ : 15.01.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607-4733 sayılı yasaya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Gıyabi kararın, davayı takip ve hükmü temyize yetkisi bulunan ve Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmesi, hükmü temyiz etmeleri halinde temyiz itirazlarına ilişkin olarak tebliğname düzenlendikten sonra Dairemize iade edilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 15/01/2013 günü oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

4733 sayılı yasanın 8/4 fıkrasında “ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan ürünleri ya da taklit işaretleri taşıyan ürünleri ticari amaçla bulunduran, nakleden, satışa arz eden veya satanlar ile ambalajlar üzerinde bulunan ürün bilgileri ile bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretleri içerdiği bilgilerin farklı olması halinde bu ürünleri üreten
veya ithal edenlere” müeyyide getirilmiş olup bu fıkranın uygulanabilmesi için ürünün yurt içinde üretilmesi veya yurt dışından yasal olarak ithal edilmesi gerekir. Yurt dışından kaçak getirilen eşyaya bandrol, etiket, pul, hologram vs konması mümkün değildir. Dolayısıyla 4733 sayılı yasa yönünden işlenemez suç söz konusu olduğundan kaçak sigara bulunduranlar için ancak 5607 sayılı kaçakçılık yasası uygulanabilir. İzah edilen nedenlerle çoğunluğun tevdii kararına katılmıyorum.
KARŞI OY

Sanığa atılı eylemin konusunu oluşturan yabancı menşeli sigaraların yasal olmayan yollardan yurda getirildiği için 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunun 3. maddesinin 5. fıkrası hükmünde belirtilen eşya kapsamında olduğu Sayın Çoğunluk tarafından da kabul edilmektedir. Bu noktada bir görüş ayrılığımız bulunmamaktadır.
Ancak Sayın Çoğunluk, söz konusu sigaraların, aynı zamanda 4733 sayılı Tütün Ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun 8/4. maddesi hükmünde belirtilen ürünler kapsamına da girdiğini dolayısıyla maddede tanımlanan suçu da oluşturduğunu, bu durumda olayda fikri içtima bulunduğunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun “fikri içtima” başlıklı 44. maddesi hükmü uyarınca sanığın en ağır cezayı gerektiren 4733 sayılı Kanunun 8/4. maddesi hükmüne göre cezalandırılması gerektiğini kabul etmektedir. (Y7CD. nin 31.10.2011 gün ve 2011/584 – 2011/20136 sayılı kararında olduğu gibi1) Bu kabul gereği de gıyabi kararın Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumuna tebliği için tevdii kararı verilmiştir. Sayın Çoğunluğun bu kararına aşağıda açıklayacağım nedenlerle katılmıyorum.
1- 5607 sayılı KMK nun 3/5 maddesi kapsamında bulunan dava konusu sigaraların aynı zamanda 4733 sayılı Kanunun 8/4 maddesinde sözü edilen ürünler kapsamına da girip girmediğini tespit için her iki yasanın önce amaç ve kapsam bakımından değerlendirilmesi sonra da anılan maddelerde suç tanımlarının incelenmesi gerekmektedir.
a)5607 sayılı KMK nun “amaç başlıklı 1. maddesi hükmü şöyledir:
“Bu Kanunun amacı, kaçakçılık fiilleri ve yaptırımları ile kaçakçılığı önleme, izleme, araştırma usûl ve esaslarını belirlemektir.”
Maddede sözü edilen kaçakçılık fiilleri “gümrük kaçakçılığı” fiilleridir. 4458 sayılı Gümrük Kanunun “amaç” başlıklı 1. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren ve çıkan her eşya hakkında gümrük kurallarına göre işlem yapılması gerekmektedir. Aynı Kanunun 2. maddesine göre “Gümrük Bölgesi” Türkiye Cumhuriyeti topraklarını kapsamaktadır. Kara suları, iç sular ve hava sahası
gümrük bölgesine dahildir. Gümrük bölgesine giren ve çıkan “eşya” deyimi Gümrük Kanunun 3. maddesinin 23. bendi hükmüne göre her türlü madde, ürün ve değeri ifade etmektedir. Dava konusu olan sigaralarda diğer tütün mamulleri de bu hüküm kapsamında eşyadır. Gümrük bölgesinden girişi ve çıkışı da gümrük kurallarına tabidir. Bu kurallara uyulmadan gümrük bölgesine sokulması veya gümrük bölgesinden çıkarılması kaçakçılık fiili olarak kabul edilecek ve bu fiili işleyenler hakkında 5607 sayılı KMK nun fiile uygun maddesi uyarınca yaptırım uygulanacaktır. Sayın Çoğunluk ile aramızda bir görüş ayrılığı bulunmadığından bu konuda daha ayrıntılı bir açıklamaya gerek görülmemiştir.

b) 4733 sayılı Kanunun “amaç ve tanımlar” başlıklı 1.maddesinin 1.fıkrası hükmü şöyledir:
“Bu Kanunun amacı; Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün yeniden yapılandırılması ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun kurulmasına, bu Kurumun görev ve yetkilerinin düzenlenmesine ve tütün
ve tütün mamullerinin Türkiye’de üretimine, iç ve dış alım ve satımına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”
Bu hükümde konumuz bakımından “… tütün ve tütün mamullerinin Türkiye’de üretimine, iç ve dış alım ve satımına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” İfadesi önem arz etmektedir. Bu ifadenin anlamı şudur; Tütün ve tütün mamullerinin yurt içersinde üretimi, işlenmesi ile tütün ve tütün mamullerinin yurt dışından yasal olarak ithali ve yurt dışına yasal olarak ihracı (örneğin ithal ve ihraç edilecek ürünlerin cins ve miktarlarını belirleme, ithal ya da ihracına izin verme gibi) konular hakkındaki usul ve esaslar, bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan mevzuat ile düzenlenmektedir. Bir başka anlatımla 4733 sayılı Kanun, yurt içinde üretilen tütün ve bu tütünlerden elde edilen ürünler ile yasal olarak ithal ve ihraç edilen ürünleri kapsamaktadır. Bu konularda 4733 sayılı Kanunla kurulan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kurulu görevli ve yetkilidir.
c) Sanık hakkında fiilleri nedeniyle uygulanması söz konusu olan yasa maddelerine gelince;
5607 sayılı KMK nun somut olaya uygun 3. maddesinin beşinci fıkrası şöyledir;
“ Birinci ilâ dördüncü fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
5607 sayılı KMK nun 3. maddesinin birinci ila dördüncü fıkrası kapsamında yurda yasal olmayan yollardan sokulan kaçak eşyanın ticari amaçla alımı ve satımı fiilleri bu fıkra kapsamına girmektedir. Sanıkda ele geçen dava konusu kaçak sigaraların bu madde kapsamına girdiğinde bir kuşku yoktur. Sayın çoğunluk da bu
görüştedir. Bu nedenle madde hükmü hakkında ayrıntılı açıklamaya gerek görülmemiştir.
Somut olaya uygulanması çoğunluk tarafından kabul edilen 4733 sayılı Kanunun 8. maddesinin 4. fıkrası hükmü şöyledir:
“Ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan ürünleri ya da taklit (…)(1) işaretleri taşıyan ürünleri ticari amaçla bulunduran, nakleden, satışa arz eden veya satanlar ile ambalajları üzerinde bulunan ürün bilgileri ile bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretlerin içerdiği bilgilerin farklı olması halinde, bu ürünleri üreten veya ithal edenlere iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu fıkrada belirtilen ürünlere el konulması, muhafazası ve tasfiyesi ile bunları ihbar edenlere ve yakalayan kamu görevlilerine ikramiye ödenmesi hususlarında 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda kaçak eşya için öngörülen usuller uygulanır. Bu ürünlere el konulduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde, numune alınarak ve gerekli tespitler yapılarak, soruşturma evresinde hâkim,
kovuşturma evresinde mahkeme tarafından imha suretiyle tasfiye kararı verilebilir.”

2 – 4733 sayılı kanun kapsamında olan ”ürünler” ifadesi, anlam ve kapsamı itibariyle Sayın çoğunlukla aramızdaki görüş ayrılığının konusunu oluşturmaktadır. Sayın Çoğunluk, sanıkda ele geçen dava konusu kaçak eşyaların 5607 sayılı KMK nun 3/5. maddesindeki suçu oluşturduğunu kabul etmekle birlikte anılan eşyaların 4733 sayılı Kanunun 8/4 maddesi hükmündeki “ürünler” kapsamına da girdiğini kabul etmektedir. Madde hükmünde yer alan “ürünler” deyimi içersine dava konusu kaçak eşyaların girmediğini düşünmekteyim.
4733 sayılı kanun kapsamında olan “ürünler” den maksat yerli üretilen ve yasal olarak yurda ithal edilen ürünlerdir. (bknz yukarıda 1. b) Diğer bir anlatımla yasal olarak üretilmiş ya da yasal olarak ithal edilmiş ürünler ifadesi, yine yasalara uygun olarak bandrol yapıştırılması zorunlu ve mümkün olan ürünleri kapsamaktadır. Aynı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası ile 4. fıkrası hükmü birlikte değerlendirildiğinde görüşümüzün isabetli olduğu anlaşılacaktır. Yerli üretilen ürünler ile Gümrük mevzuatına uygun şekilde yurda ithal edilen ürünlerin de ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret olmadan ticari amaçla bulundurulması, nakledilmesi, satışa arz edilmesi veya satılması halinde bu fiiller hakkında 4733 sayılı Kanunun 8/4 maddesi gereğince işlem yapılacaktır. Bu fiiller hakkında açılan davalara Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kurulunun müdahale ve temyize hakları vardır.
Yurda yasal olmayan yollardan giren ve bu nedenle kaçağa kaldığı kabul edilen tütün ve tütün mamulleri ise 4733 sayılı Kanunun kapsamı dışındadır. Sanıkda ele geçen eşya ise yurda yasal olarak değil yasalara aykırı olarak sokulmuş eşya
olduğundan istense dahi yasal olarak bandrol yapıştırılması mümkün değildir. Özetle, kaçak eşyaya yasal olarak bandrol alınamaz ve yapıştırılamaz. Bu nedenle söz konusu eşyaların alımı-satımı konusunda 4733 sayılı Kanunun 8/4 maddesi hükmü uygulanamayacaktır. Söz konusu ürünlerin ticari amaçla alım-satımı fiilleri hakkında ise 5607 sayılı Kanunun 3/5 maddesi ile uygun maddesine göre işlem yapılacaktır. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kurulunun bu davalara müdahale ve temyize hakları yoktur.
3- 5607 sayılı KMK nun 3/5 ve 4733 sayılı Kanunun 8/4 maddelerinde tanımlanan suçlar, ticari amaçla işlenen seçimlik hareketli suçlardır. Her iki maddedeki seçimlik hareketlere yakından baktığımızda 5607 s. KMK nun 3/5 maddesinde sayılan seçimlik hareketlerden “satın alma” fiili 4733 sayılı Kanunda seçimlik hareket olarak sayılmamıştır. Herhangi bir olayda, yabancı menşeli kaçak sigaraları ticari amaçla satan ve ticari amaçla alan kişiler, bu fiili işlerken birlikte yakalanabilirler. Sayın Çoğunluğun görüşüne göre böyle bir olayda, ticari amaçla söz konusu eşyayı satan kişi hakkında 4733 sayılı Kanunun 8/4 maddesine göre, bu eşyaları ticari amaçla satın alan kişi hakkında ise 5607 sayılı KMK nun 3/5 maddesine
göre işlem yapılması gerekecektir. Var sayılan böyle bir olayda fiile konu eşya aynıdır. Satan kişi ile satın alan kişinin fiili işlemekteki amaçları da aynıdır. Fiilden
aynı sonucu yani haksız kazanç elde etmektedirler. İşlenen fiilin toplumda meydana getirdiği sonuçtan her iki sanık da aynı derecede sorumludur. Böyle bir durumda satan kişiye daha fazla, satın alan kişiye daha az ceza verilmesi ceza adaleti ve hakkaniyetle bağdaşmayacaktır.
Yukarıda açıkladığım gerekçelerle dosyanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken Sayın Çoğunluk tarafından verilen “davaya müdahale ve temyize hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumuna gıyabi kararın tebliği için dosyanın mahalline tevdii kararına” katılmıyorum.