YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/866
KARAR NO : 2023/2489
KARAR TARİHİ : 22.06.2023
…
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1903 E., 2022/1632 K.
…
Avukat …
…
…
DAVA TARİHİ : …
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/220 E., 2021/1009 K.
Taraflar arasındaki iflas davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı hakkında üç adet çeke dayalı olarak iflas takibi başlattıklarını, davalının süresinde takibe itiraz etmediğini, takip konusu borcun da ödenmediğini ileri sürerek davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, süresinde cevap dilekçesi vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının ödeme emrine icra dairesinde itiraz etmediği, kesinleşen takibe rağmen davalı şirket tarafından borcun ödenmediği ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen depo emri kararının yerine getirilmediği , kambiyo senetlerine dayalı iflas yolu ile takipte ticaret mahkemesinin yaptığı incelemenin şekli bir inceleme olduğu, borçlunun bu iflas davasında borçlu olmadığına dair bir itiraz veya def’ide bulunamayacağı yani borçlunun itiraz ve def’ilerinin incelenemeyeceği, davanın mahiyetine göre davalı her ne kadar takibe konu çeklerden dolayı menfi tespit davası açtığını beyan etmiş ve bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise İstanbul 21 ATM’ne açılan menfi tespit davasının 30.09.2019 tarihinde arabulucuk dava şartını yerine getirmemiş olması sebebiyle usulden reddine karar verildiği de dikkate alınarak takibe dayalı iflas davasından sonra açılan menfi tespit davasının bekletici mesele yapılamayacağı, geçerli bir cevap dilekçesi olduğunun kabulü halinde dahi, davalılar tarafından icra dairesinde yapılan bir itiraz söz konusu olmadığından ödeme emri ve borcun kesinleştiği, davalı tarafça ödemeye ilişkin herhangi resmi ya da yazılı bir belge geçen süre içinde sunulamadığı ve ödeme iddiasını ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde;davacının müvekkili hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığını, takibin iflas takibi olmaması nedeniyle işbu iflas davasının usulden reddi gerektiğini, takipte ödeme emri tebliğinin de usulsüz olduğunu, İİK’nın 173/1. fıkrası gereği dava dilekçesine ödeme emrinin eklenmediğini, davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal etmesine rağmen avans olarak aldığı çekleri haksız olarak iade etmediğini, müvekkilinin borçlu olmadığını, bu hususta açılan menfi tespit davasının sonuçlanmasının beklenmediğini, menfi tespit davasında verilecek kararın iflas davasını etkileyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takipte davalıya çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine, davalının sicile kayıtlı adresine TK’nın 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ usulüne uygun olduğundan tebligatın usulsüz olduğu savunmasına itibar edilmediği, öte yandan davalı, borcu bulunmadığını da savunmuş ise de davalının takibe itiraz etmediği ve takibin kesinleştiği, usulüne uygun depo emrine rağmen borcu da ödenmediği, davacının iflas gideri ve iflas avanslarını da yatırdığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK’nın 155 inci ve devamı maddeleri uyarınca iflas istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 43/2 maddesi ile 155 vd. maddeleri, Tebligat Kanunu’nun 10/1, 35/4 maddesi
3.Değerlendirme
İİK’nın 43/2 madde hükmüne göre alacaklı başlattığı takip yolunu bir defaya mahsus harç ödemeksizin yeni baştan müracaat edebilir. Kanundaki “yeni baştan müracaat”tan kasıt takibin tüm unsurlarıyla yeniden başlamasıdır. Buna göre tebligatın asile ve daha önceden yapılan tebligat yok sayılarak yapılması gerekir.
Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrası uyarınca tüzel kişi muhatap yeni adresini kayıtlı olduğu resmi sicile bildirmemiş ise resmî sicildeki adresi bilinen adres olarak kabul edileceği için tebligat bu adrese çıkarılacak, ancak adres değişmiş olduğu için tebliğ evrakı tebliğ edilemeden iade edilecektir. Bu durumda tebliğ evrakının tebliğ edilemediği tüzel kişininin resmî sicildeki adresi Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 4. fıkrasının açık hükmü gereği esas alınarak, aynı maddenin 2. fıkrasına göre tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve kapıya asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese aynı Kanunun 35. maddesinin 3. fıkrasına göre çıkarılan tebligatlar muhataba yapılmış sayılır.
Diğer taraftan Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 57. maddesinin 4. fıkrası “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından ana statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı alacaklı tarafından, borçlu aleyhine başlatmış olduğu kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip değiştirilerek iflas yoluyla adi takibe geçilmiştir. Bu durumda, davacı tarafça yeniden harç ödenmeyecek ise de yeni bir takip başlatmış olduğundan iflas yoluyla adi takipte ödeme emrinin ilk önce davalı borçlu şirketin ticaret sicil adresine tebliğ edilmesi (T.K. 10/1 maddesi), bila tebliğ iadesi halinde Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğe çıkarılması gerekir. Oysa, icra dosyası incelendiğinde iflas yoluyla ödeme emrinin doğrudan T.K’nın 35. madde hükmüne göre davalı borçlu şirkete tebliğ edildiği anlaşılmış olup, Kanunun ve Yönetmeliğin belirlediği şekilde yapılmamış olan tebligat geçerli değildir.
Bu açıklamalar ışığında, mahkemece, iflas yoluyla adi takipte ödeme emri tebliği usulsüz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple ;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye
Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.