YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/735
KARAR NO : 2023/1660
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/691 E., 2022/952 K.
vekili Avukat …
vekili Avukat …
Birleşen 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/303 Esas, 2013/256 Karar sayılı dosyası.
vekili Avukat …
vekili Avukat …
Birleşen 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/999 Esas,2019/1 Karar sayılı dosyası.
vekili Avukat …
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 29.05.2013
HÜKÜM/KARAR : Asıl ve Birleşen 2018/99 Sayılı Davada Hüküm Kurulmasına Yer
Olmadığına, Birleşen 2013/303 Esas Sayılı Davanın Reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen asıl davada itirazın iptali, birleşen davada alacak davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen 2018/99 Esas sayılı davada hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen 2013/303 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleşen 2018/999 Esas sayılı davalı-birleşen 2013/303 Esas sayılı davada davacı … Su ve Su Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1- Asıl ve ilk bozma kararından sonra açılan birleşen 2018/999 Esas sayılı davada, davacı olan yüklenici vekili, taraflar arasında 13/09/2010 tarihinde “Doğata Su Fabrikası Kaba İnşaat Yapım İşine ilişkin Eser Sözleşmesi” akdedildiğini, bu sözleşmenin konusu olan kaba inşaatın tamamlanmasını takiben bu kez 17/01/2011 tarihli “ikmal inşaat işine” ilişkin başka bir eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmelere ilişkin davacının davalıdan alacaklı olduğunu, 13/09/2010 tarihli sözleşmeye konu kaba inşaat işinin tamamlandığını, 17/01/2011 tarihli ikmal inşaat işinin de yaklaşık %95 seviyesine geldiğini, davalı iş sahibi tarafından 25/10/2011 tarih ve 33209 yevmiye numaralı noter işlemi ile davacıya işin tamamlanması için 10 günlük süre verildiğini ve 22/11/2011 tarih ve 35409 yevmiye sayılı ihtarla da işin süresinde bitirilmemiş olduğundan bahisle her iki sözleşmenin haksız ve yersiz olarak feshedildiğini, davacının ilk sözleşmeye konu kaba inşaatı tamamladığını, ikinci sözleşmeye konu ek işleri %95 oranında yaptığını, bu sebeple feshin haksız olduğunu, davalıya Ankara 18. Noterliğinin 27/12/2011 tarih, 44763 yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamenin 29/12/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 3 gün sonunda temerrüte düştüğünü, 02/01/2012 tarihi ile 28/03/2013 tarihleri arası icra takibinde istenilen avans faizinin haklı olduğunu, davalının bu kaleme yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, davacının davalı adına her iki sözleşmenin ifası amacı ile üçüncü kişilere yaptırdığı harcamalardan dolayı 306.637,71 TL fatura alacağı bulunduğunu, her iki sözleşmenin 6. maddesine göre maliyet değerleri üzerine %15 kâr eklenmesi ve ödenmesi gerektiği halde ödemede bulunulmadığını, 214.367,71 TL kâr kapsamına girmeyen fatura alacağının istenmesinde davacının haklı olduğunu, MK 2. maddesi gereğince davacının sözleşmenin tamamını ifa etseydi hak kazanacağı kârın ödenmesi gerektiğini, icra takibindeki bu taleplerinin haklı olduğunu, davalı tarafından 49.000,00 TL bedelli 16/02/2011 tarihli ve 54.805,00 TL bedelli 24/08/2011 tarihli… Bankası … Şubesine ait teminat mektuplarının iş tamamlanmadığından bahisle nakde çevrilmesinin haksız olduğunu, bu sebeple davacının 103.805,00 TL teminat mektuplarının bedelini isteme ve mektupların 13/02/2011 tahsil tarihinden 28/03/2013 takip tarihine kadar 21.810,56 TL işlemiş avans faizi isteminde de haklı olduğunu, açıklanan bu alacak kalemlerinin tahsili için davacının, davalı aleyhine yaptığı Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2013/5662 Esas sayılı icra dosyasında davalının ödeme emrine itirazının yerinde olmadığını beyan ederek, davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Birleşen 2013/303 Esas sayılı dava dosyasında, davacı iş sahibi vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 13/10/2010 tarihinde kaba inşaat yapım işi sözleşmesi imzalandığını, 17/01/2011 tarihinde ise taraflar arasında “… fabrikası ikmal inşaatı yapım işi sözleşmesi” imzalandığını, yüklenici olan davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi üzerine eksik ve geçikmelerin tespiti için Hendek Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/19 ve Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/39 D.İş sayılı dosyaları ile tespit yaptırıldığını, yapılan ihtarlara rağmen sözleşme gereği yerine getirilmediğinden sözleşmenin fesih edildiğini, davalıya noter ihtarı ile bildirildiğini, eksik kalan işlerin davacı tarafından …İnşaat adlı başka bir firmaya tamamlattırıldığını, eksik, hatalı ve sözleşmeye aykırı olarak yarım kalan inşaat nedeniyle davacının zarara uğradığını, inşaatın süresinde tamamlanmaması nedeniyle kâr mahrumiyeti yaşadığını, genel inşaat giderlerinin ve finansman giderlerinin arttığını, davacının uğramış olduğu zarar miktarının tam olarak belirlenebilir olmadığını belirterek davacının uğramış olduğu zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 700.000,00 TL sözleşmeden kaynaklı alacak ve mahrum kaldıkları kârın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1-Asıl ve ilk bozma kararından sonra açılan birleşen 2018/999 Esas sayılı davada davalı iş sahibi vekili davaların reddi gerektiğini savunmuştur.
2-Birleşen 2013/303 Esas sayılı davada davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince kaba işin tamamının, ek işlerin ise %95’inin tamamlandığını, asıl davadaki dava dilekçesinde açıkladıkları sebeplere göre davacının kendisinin sebep olduğu gecikmelerden dolayı zarara uğradığı iddiasının belgesiz ve dayanaksız olduğunu, davacının kusurunu M. … ‘nin genel müdür olduğu döneme hasrederek sorumluluğunu gizlemeye çalıştığını, bu savunma biçiminin aynı zamanda kendi kusur sorumluluğunun itirafı olduğunu, davalı şirkete yapılan ödemelerin yönetim kurulu kararı ile yapıldığını, davacı …’in büyük ortağı … tarafından tek başına gerçekleştirilen işlemler olmadığını, … ‘nin genel müdür olduğu döneme ilişkin tüm belgelerin teslim edildiğini, bu sebeple zarara uğratıldıkları iddiasının asılsız olduğunu, bu davanın açılmasında davacı şirketin hukuki yararının bulunmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.03.2016 tarih ve 2013/349 Esas 2016/169 Karar sayılı kararıyla asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2013/303 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. BİRİNCİ BOZMA KARARI
1- Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
2- Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 18.05.2017 gün ve 2016/3948 Esas, 2017/2140 Karar sayılı ilamında; dava konusu olay değerlendirildikten sonra “…mahkemece; öncelikle birleşen davada iş sahibinin inşaat cezası ve SGK primleri ile ilgili belediye ve SGK’dan tüm belge ve kayıtlar getirtilerek yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan davalı birleşen dosya davacısının birleşen dava da talep ettiği alacak kalemlerinden inşaat cezası ve yüklenici adına SGK ödemesi ile ilgili taleplerinin incelettirilip, bu ödemelerden davacı birleşen dosya davalısının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarının belirlenmesi ile asıl davada; yüklenicinin talep ettiği imalât bedelinin yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre ve buna ilaveten %15 kâr ve KDV eklenerek, kâr eklenmemesine karar verilen imalâtların ise yapıldıkları yıl piyasa rayiçlerine göre bedellerinin belirlenmesi, kâr kaybı ile ilgili BK’nın 325. maddesindeki kesinti yöntemine göre kâr kaybı alacağının hesaplattırılması ve hesaplamaların sonucuna göre de asıl ve birleşen davada talep edilen diğer alacak kalemleri ile ilgili gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği” belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. BİRİNCİ BOZMAYA UYULARAK VERİLEN KARAR
Mahkemenin 13.12.2019 tarih, 2017/510 Esas 2019/940 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2013/303 Esas sayılı davanın reddine, birleşen 2018/999 Esas sayılı davanın zaman aşımından reddine karar verilmiştir.
C. İKİNCİ BOZMA KARARI
1-Mahkemenin kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2-Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 24.09.2020 tarihli bozma ilamı ile, taraf vekillerinin asıl ve birleşen 2018/999 Esas sayılı davaya yönelik tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu davalarda verilen kararlar onanmıştır. Davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibinin Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/303 Esas sayılı dosyasına yönelik temyiz itirazları bakımından ise, davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibinin diğer temyiz itirazları reddedilerek “Dairemizin uyulan 18.05.2017 gün, 2016/3948 Esas, 2017/2140 Karar sayılı bozma ilamında, iş sahibinin açtığı birleşen davaya yönelik olarak inşaatın yapıldığı yer belediyesi olan Çamlıca Belediyesine ödenen ceza ve yüklenicinin çalıştırdığı işçiler nedeni ile müteselsil sorumluluk neticesinde SGK’ya yaptığı ödemelere yönelik dekontlar sunduğu belirtilerek mahkemece bunların dayanağı olan tutanak, kayıt ve belgelerin ilgili belediye ve SGK’dan istenilip incelenmeksizin eksik inceleme ile birleşen davanın tümden reddine karar verilmesini usul ve yasaya aykırı kabul edilmiş ve söz konusu birleşen davada kurulan hüküm davacısı iş sahibi yararına bozulmuştur. Mahkemece, bu konuda ilgili belediye ve SGK’ya yazı yazılmış ise de yazılan yazılar yetersiz olduğu gibi ödeme dekontları da yazılara eklenmemiştir. Bu durumda mahkemece birleşen 2013/303 Esas sayılı dosyada iş sahibinin yüklenicinin işçileri nedeni ile ödediği ve yine yüklenicinin eylemi nedeni ile ödemek zorunda kaldığı prim ve cezalar ile ilgili sunduğu, ceza ödeme dekont-makbuzları da eklenerek inşaatın yapıldığı yer belediyesi ya da kapatılmışsa devredildiği belediyeden, yine işçiler nedeni ile yaptığı ödeme dekont ve makbuzları eklenerek ilgili SGK müdürlüğünden ceza ve prim ödemelerinin dayanağı olan tutanak kayıt ve belgeler getirtilip incelendikten ve bu konularda uzman olan bilirkişiden gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu birleşen 2013/1303 Esas sayılı dosyadaki davanın reddinin doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. İKİNCİ BOZMAYA UYULARAK VERİLEN KARAR
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “… alınan rapor ve ek raporlarda, iş sahibi olan birleşen dosya davacısı tarafından inşaatın yapıldığı yer belediyesi olan Çamlıca Belediyesine ödenen ceza ile yüklenicinin çalıştırdığı işçiler nedeniyle müteselsil sorumluluk neticesinde SGK’ya yapılan ödemelerin belirlenemediği, son bozma ilamından önce alınan bilirkişi raporlarında da iş sahibi olan birleşen dosya davacısının iddia ettiği diğer alacakların da belirlenemediği” gerekçesiyle “Asıl dava ve birleşen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/999 Esas sayılı dava ile ilgili verilen karar Yargıtayca onanmakla bu davalar ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/303 Esas sayılı davasının reddine” karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve birleşen 2013/303 Esas sayılı dosya davacısı iş sahibi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ve birleşen 2013/303 Esas sayılı dosya davacısı iş sahibi vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu sigorta primlerinin ödendiğini, her ne kadar Hendek Sosyal Güvenlik Merkezi kayıtlarında prim ödemelerinin kim tarafından ödendiği belirlenememişse de, bu bedellerin ödendiği noktasında bir kuşku bulunmadığını, davalının sözleşmeye ve ilgili mevzuata aykırı fiilleri neticesinde davacı şirkete kesilen cezaların yine davacı şirket tarafınan ödendiğini, davacının ödemek zorunda kaldığı cezalara ilişkin ilgili belediyeye müzekkere yazıldığını ancak işin yürütüldüğü Çamlıca Belediyesi, Hendek Belediyesine bağlandığından meydana gelen karışıklıklar sebebiyle cezaya dayanak belgelerin bulunamadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
İş sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan birleşen Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/303 Esas sayılı dosyasındaki dava, sözleşmenin haklı olarak feshi nedeniyle uğranılan zararların tahsili işlemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Mülga 1086 sayılı HUMK’nın 427 ve devamı maddeleri, Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 427 nci maddesi ile 439 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda ilgili belediye ve SGK Müdürlüğüne müzekkereler yazıldığı, müzekkere cevapları geldikten sonra konusunda uzman bilirkişiden rapor alındığı, raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, mahkemenin değerlendirmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından birleşen dosya davacısı iş sahibinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleşen dosya davacısı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.