Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2023/383 E. 2023/1082 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/383
KARAR NO : 2023/1082
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Red

Taraflar arasındaki kararın tashihi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmişse de 6100 sayılı Kanunun 369 ncu maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların murisi … …’in 04.12.1991 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile yüklenici olarak inşa ettiği taşınmazda, normal ikinci kat, zemin dahil üçüncü kat, batı cepheli daireyi müvekkiline satmayı vaat ettiğini, bedelini nakden aldığını, bir yıllık gecikmeyle de olsun yapıp müvekkiline fiilen teslim ettiğini, müvekkilinin de davaya konu daireyi 1993 yılından beri fiilen kullanmaya devam ettiğini ancak tapunun devredilmediğini, arsa sahiplerinin aralarındaki uyuşmazlık nedeniyle kat irtifakının kurulamadığını belirterek, binanın normal ikinci (zemin dahil üçüncü) katında bulunan batı cepheli dairenin, kat irtifakı kurulduğunda tapusunun davacı müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili usulüne uygun tebliğe rağmen duruşmaya katılmamışlar, davaya karşı beyanda bulunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan bilirkişi raporuna göre davalıların murisinin davacıya birinci kat 3 nolu bağımsız bölümü sattığı anlaşılmış olup,proje uygulanarak davanın kabulü ile, dava konusu beş katlı apartmanın birinci kat 3 nolu bağımsız bölümün ve buna ait davalıların murisi … … adına kayıtlı olan 594260/595000 hissesinin kısmen iptali ile bu daireye isabet eden 26742/595000 oranındaki arsa payının davacı adına tesciline karar verilmiş, 07.06.2016 tarihinde taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir.

Davacı vekili, 04.08.2017 tarihli dilekçesi ile; dava konusu, taşınmaz üzerinde bulunan A blok ikinci kat batı cepheli daire olmasına rağmen keşif sırasında refakate alınan inşaat bilirkişisi tarafından hatalı olarak 1.kat 3 nolu bağımsız bölüm şeklinde rapor düzenlendiğini, mahkemece de hükmün 1.kat 3 no.lu bağımsız bölüm üzerinden verildiğini, hüküm kısmında fiilen kullanıma uygun olarak, davaya konu beş katlı apartmanın ikinci kat 4 no.lu bağımsız bölümün yazılması gerekirken beş katlı apartmanın birinci kat 3 no.lu bağımsız bölümünün yazıldığını bildirerek, birinci kat 3 no.lu bağımsız bölüm yerine ikinci kat 4 no.lu bağımsız bölüm olarak hükmün tashihini istemiştir.

Mahkemece 23.02.2018 tarihli ek kararla; tashih talebinde açıkça kararda belirtilen bağımsız bölüm dışında başka bir bağımsız bölümle ilgili tashih talebinde bulunduğu, tashih kararı verilmesi istenen dosya ile ilgili mahallinde keşif yapıldığı, keşif sonucunda düzenlenen raporun taraflara tebliğ edildiği, bilirkişi tarafından belirlenen bağımsız bölüm ile ilgili karar oluşturulduğu, tashihi istenilen hususun HMK 304. maddesinde belirtilen yazı ve hasap hatası ve benzeri açık hata niteliğinde olmadığı ,tashih şartlarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin tashih talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24
Yargıtay (Kapatılan) 15.Hukuk Dairesinin 23.06.2020 tarihli ve 2020/534 Esas,2020/1780 Karar sayılı kararıyla, davacı vekili tarafından sunulan tavzih dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmeden talep hakkında karar verildiği anlaşıldığından hükmün sair yönleri incelenmeksizin kararın bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereği yerine getirilerek, davacı vekilinin tavzih talebinde açıkça kararda belirtilen bağımsız bölüm dışında başka bir bağımsız bölümle ilgili tavzih talebinde bulunduğu, tavzih kararı verilmesi istenen dosya ile ilgili bilirkişi tarafından belirlenen bağımsız bölüm ile ilgili karar oluşturulduğu, tavzihi istenilen hususun HMK 305.maddesinde belirtilen şartlarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dosyaya sunulan belgelere göre dava konusu bağımsız bölümün ikinci kat 4 nolu bağımsız bölüm olduğu, 25 yıldır bu dairede oturulduğunu, tesciline karar verilen bölüm için de açılmış tapu iptal ve tescil davası olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temliken tescile dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. Maddesi;
“1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.”

305. madde;
“Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.”

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan mahkeme kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yapılan incelemede; davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu bağımsız bölüm olarak binanın ikinci katı batı cepheli dairesini göstermiş, 12.06.2014 tarihli beyan dilekçesi ile henüz kat irtifakı kurulmadığından fiili uygulamaya göre 2. Kat 4 nolu bağımsız bölümün tescilini talep etmiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılarak, projeye göre daireler karşılaştırılarak alınan bilirkişi raporunda 1. Kat 3 no.lu bağımsız bölümün davacıya satıldığı belirlenmiş, bilirkişi raporu davacıya tebliğ edilmiş ancak itirazda bulunulmamıştır. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda birinci kat 3 no.lu bağımsız bölüm için tescil hükmü kurulmuş, davacı vekili temyiz etmemiş, karar kesinleşmiştir. Davacının tavzih ile talep ettiği husus, kararda belirtilen bağımsız bölüm dışında başka bir bağımsız bölümle ilgili olup, HMK 305.maddesinde belirtilen şartları taşımadığından, mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır.

3.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan ek kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıdan alınmasına,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.