Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2023/2714 E. 2023/2735 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2714
KARAR NO : 2023/2735
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/417 E., 2023/495 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/81 E., 2023/28 K.

Taraflar arasındaki iflas davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacılar vekilinin duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili … Gayrimenkul Şirketi ile davalı arasında 01.08.2013 tarihinde … AVM zemin kattaki mağazanın kiralanması için sözleşme yapıldığını, 31.05.2016 tarihinde mülkiyetin … şirketine devredilmesi nedeniyle kira sözleşmesinin davalı ile … şirketi arasında sonuç doğurur hale geldiğini, ek sözleşme ile davalı şirketin her ay 30.960 Euro+KDV asgari aylık kira bedeli ödemeyi üstlendiğini, kira sözleşmesi 5.2. maddesi ile yapılan hesaplama sonucunda ciroya dayalı kira bedelinin aylık asgari kira bedelinden fazla olması halinde fatura edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının keşide edilen faturayı iade etmesi üzerine kira alacakları için ihtarnameler keşide edildiğini, kira bedeli altında ödeme yapılmadığını, bir kira dönemi içerisinde davalıya keşide edilen iki ihtarname neticesinde sözleşmenin 5.4. maddesinde yer alan ceza koşulunu talep haklarının doğduğunu, başlatılan iflas yoluyla adi takibe davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılarak iflasa karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirketlerden en az birinin aktif dava ehliyetinin olmadığını, davacı şirketler ile müvekkili arasında birçok cari hesabın birlikte çalıştığını, sözleşmede belirtilen kira bedelinin değişikliğe uğradığını, 2014, 2015, 2016 ve 2018 yılında her yıl asgari kira bedeli olan 30.960 Euro+KDV üzerinden kesildiğini, 2017 yılında tarafların ciro kirasına geçtiğini bir yıl boyunca ödemelerin taraflarca mutabık kalınan bedeller üzerinden yapıldığını, 2017 yılı tüm faturaları bu şekilde kesildikten sonra 31.05.2018 tarihinde 2017 dönemi için ciro farkı kira bedeli açıklamalı fatura kesildiğini, müvekkilince bu faturanın iade edildiğini, taraflar arasında kira bedeli ve kira sözleşmesi şartlarının ihtilaflı olduğunu, müvekkilinin her yıl sonunda royalty destek bedeli altında fatura keserek davacılardan alacaklı hale geldiğini, mahsuplaşma ve belirli ödemelerle mutabakat sağlandığını, taraflar arasında ortak alana ilişkinde faturalaşma olduğunu, bu bedellerin de kira bedelleriyle birlikte tutulduğunu, davacıların cezai şart veya erken kira isteme haklarının bulunmadığını, şartları ve unsurlarının somut olayda oluşmadığını, ödeme emrinden ve ihtarnamelerden kira bedellerinin hangi ay için istendiği, ne kadar olduğunun tam açık kesin bir biçimde anlaşılamadığını, bu nedenle ihtarnamelerin ve ödeme emrinin sözleşmede belirtilen şartları taşıdığından bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın itirazın iptali davası olup takiple sıkı sıkıya bağlı olduğu, davacıların sözleşmenin muacceliyet şartına dayanarak alacak talebinde bulunabilmesi için sözleşmenin 5.4. maddesi gereği yazılı ihtar da bulunarak bir kira dönemi içinde herhangi 2 aya ait kira bedeli yönünden davalıyı temerrüde düşürmesi gerektiği, ancak davacıların davalıya gönderdiği ihtarnamelerde hangi kira dönemi içinde hangi aya ait kira bedellerinin ödenmediği veya ödenmesinin istendiği açık olmayıp, davacıların davalıyı sözleşmenin 5.4. maddesi gereği usulüne uygun olarak temerrüde düşürmediği ve davacı yönünden gelecek bir yıllık kira bedelinin muaccel hale gelmediği, taşınmazın 18.06.2019 tarihinde dava dışı Ziraat Bankası A.Ş.’ye devredildiği, davacıların 08.07.2018 ve 02.11.2018 tarihli ihtarnamelere dayanarak gelecek bir yıllık kira bedeli talebinde bulunamayacakları gerekçesiyle davacı … A.Ş. tarafından açılan davanın kanıtlanamadığından, davacı … Gayrimenkul Yatırım İnş. A.Ş. tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, inceleme sonucunda davalının uzun bir döneme ilişkin kira borcunu ödemediğinin ortaya çıktığını, davalının, kira borçlarını ödediğine dair bir belge sunmadığı gibi borçlarını ifa ettiğini iddia dahi etmediğini, davalının kira sözleşmesine dair başka itirazları bulunduğunu ve tüm itirazlarının birtakım dava dışı sebeplerle söz konusu alacağın doğmayacağına yönelik olduğunu, ilgili itirazların, hiçbirinin muteber olmadığını ve taraflar arasında kira sözleşmesinden kaynaklanan diğer alacaklara yönelik sürdürülen uyuşmazlıklardaki çeşitli yargı kararlarıyla da ispat edildiğini, Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/454 Esas sayılı dosyası ile görülen yargılamada, davalının kira borçlarını ödemediğinin temin edilen raporlar ve sair bilgilerle ispatlandığını, Ankara 7. İcra Mahkemesinde yargılamaya konu edilen kira dönemleri ile işbu davaya konu kira dönemlerinin birbiriyle örtüştüğünü, davalının, kendisine keşide edilen ihtarnamelere cevaben gönderdiği, Üsküdar 5. Noterliğinin 47354 yevmiye numaralı 09.11.2018 tarihli ihtarnamesi ile, ihtarnamede belirtilen ve ihtilaf konusu olmayan borcu şirket ödeme programına dahil edildiğini belirttiğini, ihtarnamenin içeriğinden anlaşılacağı üzere, davalının itirazının olduğu tek faturanın, 1.246.707,24 TL tutarındaki fark faturası olduğunu, bahse konu fatura hakkında ise Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi dosyası kapsamında istirdat talebinde bulunduğunu, mahkemenin kararında çelişkiler bulunduğunu da belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, İİK’nun 67. maddesi gereğince takip açmakta haksız ve kötü niyetli olan tarafın reddolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiğini, hükümde lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedildiği ifade edilmiş ise de, miktar yönünden hatalı şekilde 9.200,00 TL’ye yani maktu vekalet ücretine hükmedildiğinden vekalet ücretinin eksik tayin ve takdir edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda ihtarnamelerde, hangi kira dönemine ait olduğu belirtilmeden hangi aya ait kira bedellerinin ödenmediği veya ödenmesinin talep edildiği belli olmadığından bu anlamda ihtarnamelerin usulüne uygun olmadığı, kaldı ki davacının defterinde kayıtlı olup davalının defterinde kayıtlı olmayan 2017 yılı 1.246.707.24 TL ciro farkı kira bedeli faturası davalı tarafından itiraza uğradığından ve belli bir aya özgü fatura olarak nitelendirilemeyeceğinden ilk ihtar tarihi itibariyle sözleşmenin 5.4.2. maddesinde belirtilen talep hakkını kullanabilmek bakımından gerekli şartların mevcut olmadığı, öte yandan, her ne kadar kira sözleşmesi ve ek sözleşme davalı ile … Gayrimenkul Yatırım İnşaat A.Ş. arasında yapılmış ise de, davaya dayanak ihtarnamelerin davalı … A.Ş. tarafından keşide edildiği, mecurun da bulunduğu söz konusu AVM, … Gayrimenkul Yatırım İnşaat A.Ş. adına kayıtlı iken 28/12/2016 tarihinde … A.Ş.’ye devredildiği, ayrıca dava dilekçesinde, bu devir sebebiyle, kira sözleşmesinin davalı şirket ile … A.Ş. arasında hüküm ve sonuç doğurur hale geldiğinin belirtildiği de dikkate alındığında davacı … Gayrimenkul Yatırım İnşaat A.Ş.’nin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerektiği,
Davalı vekili, bu dava İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası niteliğinde olmadığından ve itirazın iptali şeklinde hüküm kurulamayacağından, İİK’nun 67. maddesinde yer alan kötü niyet tazminatına ilişkin hüküm tesisi isteminin yerinde görülmediği, zaten Mahkemece de, davalının kötüniyet tazminatı talebi ile ilgili bir hüküm tesis edilmemiş olup belirtilen sebeplerle, davalının kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesine yer verilmesine gerek bulunmasa da bu hususa, gerekçede yer verilmesinin sonuca etkili görülmediği, ayrıca iflas davası niteliği gereği, maktu vekalet ücreti verilmesi gereken dava türlerinden olup miktar maktu olarak ve doğru bir şekilde belirlendiğinden hükümde nispi vekalet ücreti yazması sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili ve davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, İİK’nın 155 ve devamı maddeleri uyarınca iflas yoluyla adi takipte davalının iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1. ile 370 ve 371. maddeleri, İİK’nın 155 vd. maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılar tarafından fazla yatırılan harcın istek halinde iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.