Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2023/249 E. 2023/305 K. 26.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/249
KARAR NO : 2023/305
KARAR TARİHİ : 26.01.2023

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/298 E., 2020/343 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derce Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı yüklenici şirketten 19 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını ve bedelini ödediğini, davalı arsa sahibinin davaya konu bağımsız bölümün tapudaki maliki olduğunu, davalı yüklenicinin inşaatı %97 seviyesinde tamamlamış olduğu halde müvekkili adına tescilin gerçekleşmediğini ileri sürerek, davaya konu bağımsız bölümün arsa sahibi adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1-Davalı arsa sahibi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı yüklenicinin inşaatı zaten %62 seviyesindeyken teslim aldığını, edimini yerine getirmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2- Davalı yüklenici davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin 11.02.2016 tarih, 2014/711 Esas ve 2016/109 Karar sayılı kararı ile; inşaat seviyesinin %82,74 olarak hesaplandığı, bu durumda tapu iptali ve tescil şartlarının gerçekleşmediği, ayrıca arsa sahipleri ile yüklenici şirket arasında 17.09.2013 tarihli fesihname imzalandığı, fesihnamede yüklenicinin %62 seviyesinde teslim aldığı binayı %70 seviyesinde arsa sahiplerine teslim ettiği, yaptığı işler karşılığında da 15 numaralı daireyi aldığı, hiçbir alacak verecekleri kalmadığı şeklinde düzenlemeye yer verildiği, bu fesihname uyarınca davacının davaya konu daireyi aldığı yüklenicinin bir hak ve alacağı kalmadığının yüklenici tarafından kabul edildiği, davaya konu olayda gerek Yargıtay uygulamasında öngörülen bitirme oranına ulaşılamamış olması, gerekse davalı yüklenici şirketin davalı arsa sahiplerini fesihname ile ibra etmiş olması sebebiyle tapu iptal ve tescil talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1- Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2- (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 14.03.2019 tarih, 2016/16085 Esas ve 2019/2364 Karar sayılı kararı ile; 19.06.2015 tarihinde yapılan keşifte inşaatın tamamlanma oranının %82,74 olarak belirlendiği, ancak inşaata aynı yüklenici tarafından devam edilip edilmediği konusuna bir açıklama getirilmediği, davalı yüklenici ile arsa sahipleri … ve …arasında imzalanan adi yazılı anahtar teslimi sözleşmesinde davalı arsa sahibi Leyla’ya ait 19 no.lu dairenin yüklenici firmaya bırakılacağı konusunda ihtilaf olmadığı, arsa sahiplerinden yalnızca Niyazi ile yüklenici arasında düzenlenen 17.09.2013 tarihli fesih sözleşmesinin tek arsa sahibinin imzasını taşıdığı için geçerli kabul edilemeyeceği, bu nedenle yüklenici tarafından haricen davacıya satılan dava konusu 19 no.lu bağımsız bölüm için yüklenici şirketin yükümlülüklerinin devam ettiği kabul edilerek mahallinde yeniden keşif yapılarak; inşaatın getirilen fiziki seviyesinin belirlenmesi, inşaat daha yukarı bir seviyeye gelmişse, inşaata kimin tarafından devam edildiğinin saptanması, araştırma ve inceleme sonunda binanın davalı yüklenici tarafından arsa sahibinin reddedemeyeceği bir seviyeye getirildiği tespit edildiği takdirde eksik iş varsa bu işlerin bedelinin belirlenmesi ve bu bedeli depo etmesi için davacı tarafa süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, 08.10.2020 tarihli ve 2019/298 Esas, 2020/343 Karar sayılı kararında, bozmaya uyularak mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi ek raporunda inşaatın geldiği seviyenin %98,50 olduğu, ortak alanlarda tespit edilen eksik imalatların giderim bedelinin 22.500,00 TL bulunduğunun belirtildiği, inşaat her ne kadar arsa sahibinin reddedemeyeceği bir seviyeye getirilmiş ise de, inşaatın bu seviyeye kimin tarafından getirildiğinin saptanamadığı, arsa sahipleri tarafından inşaatın bu seviyeye getirildiğine dair sunulan evrak, fatura ve makbuzlar incelendiğinde inşaata arsa sahipleri tarafından devam edildiğinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1- Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2- Dairemizin 13.10.2022 tarih, 2021/6014 Esas ve 2022/4738 Karar sayılı kararı ile; eser sözleşmesinde işin imal edilerek iş sahibi davalıya teslim edildiğinin ve iş bedelinin hak edildiğinin ve istenebilir olduğunun yüklenici tarafından yasal delillerle kanıtlanması gerektiği, davalı arsa sahibi tarafından söz konusu inşaatın kendisi tarafından %98,50 seviyesine getirildiği belirtilmiş ve buna dair bir takım belgeler ibraz edilmiş ise de söz konusu belgeler incelendiğinde dava dışı üçüncü kişiler tarafından her zaman düzenlenmesi mümkün olan faturalar ile makbuzlar olduğu, davalı arsa sahibi tarafından yapı denetim ücretinin de kendisi tarafından icra yoluyla yapı denetim şirketine ödendiği savunulmuş ise de, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde özel olarak söz konusu ücretin yüklenici tarafından ödeneceği düzenlenmediği sürece kanunen yapı denetim ücreti arsa sahibi tarafından ödenmek zorunda olduğundan bu ödemenin de dikkate alınmasının doğru olmadığı, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile inşaatın arsa sahipleri tarafından reddedilemeyecek aşamaya geldiği, söz konusu işin davalı yüklenici haricinde arsa sahipleri tarafından bu aşamaya getirildiği hususunun yasal delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.

V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı arsa maliki vekili karar düzeltme dilekçesinde; inşaatın %98,5 seviyesine getirilmesine ilişkin evrak, fatura ve makbuzların değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda işe arsa sahipleri tarafından devam edildiğinin kabul edilmesinin uygun olacağının belirtildiğini, fesih sözleşmesi ile davalı yüklenicinin işi %70 seviyesinde iken bıraktığını kabul ettiğini belirterek, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemlerine ilişkindir

2. İlgili Hukuk
Türk Borçlar Kanununun 470. ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1-Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanunun 440 ncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2- Temyiz incelemesi neticesinde her ne kadar davalı arsa sahibinin inşata devam ettiğini ispat edemediği, Dairemizce kabul edilen karine uyarınca inşaatın davalı yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmişse de davalı arsa malikince dosyaya sunulan 17.09.2013 tarihli fesihnamede, davalı yüklenici inşaatı %70 seviyesinde iken bıraktığını kabul etmiştir. Bu beyanın aksi davacı tarafça ispat edilememiş, yine davalı arsa maliki ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 30.07.2013 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 4. maddesine göre yapı denetim ücretinin yüklenici tarafından ödeneceği kararlaştırılmış olduğu halde davalı arsa maliki tarafından ödeme yapıldığına ilişkin makbuzlar dosyaya sunulmuştur. Mahkemece mahallinde yapılan inceleme sonucunda da inşaata kimin tarafından devam edildiği saptanamamış, davacı inşaata davalı yüklenici tarafından devam edildiğini ispat edememiştir. Sözü edilen hususlar bu kez yapılan inceleme neticesinde anlaşılmış olup usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının açıklanan gerekçelerle onanması gerekirken hükmün bozulduğu anlaşılmış olmakla, davalı … vekilinin bu yönden karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR:
Açıklanan nedenlerle;

Karar düzeltme talebinin KABULÜNE,

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 13.10.2022 tarih, 2021/6014 Esas ve 2022/4738 Karar sayılı bozma ilâmının kaldırılmasına, kararın ONANMASINA,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.