YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/222
KARAR NO : 2023/1597
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2079 E., 2022/1855 K.
DAVA TARİHİ : 01.02.2017
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Dilekçesinin Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/82 E., 2019/459 K.
Taraflar arasındaki iflas davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketten olan ilama dayalı alacağının tahsili için ilamlı takip yaptıklarını icra emrinin tebliğ edildiğini, davalı şirketin ödeme yapmadığını ileri sürerek İİK 177. maddesi gereğince davalı şirketin iflasına karar verilmesin talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacının davalı şirketten alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin takibe konu miktarı karşılar miktarda mal varlığının mevcut olduğunu, davacının haciz yapmadan doğrudan iflas talep ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının adli yardım talebinin reddine karar verildiği, davacıya harç ve gider avansını yatırması için 1 aylık kesin süre verilerek sonuçlarının anlatıldığı, davacının verilen sürede harç ve gider avansını yatırmayarak verilen kesin süreden yaklaşık 2 ay sonra yatırdığı, davacı tarafın kesin süreye rağmen süresinde avans yatırılmadığından HMK 114/g ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının takibine dayanak yaptığı İş Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirket tarafından davacının çalışması boyunca hak etmiş olduğu tüm ücretinin tam ve eksiksiz bir şekilde ödendiğini, mahkemece verilen kesin süreler içerisinde iflas avansı yatırılmaması sebebiyle davanın reddine ilişkin karar isabetli ise de, davanın esas yönünden de reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından davanın esasına yönelik herhangi bir inceleme yapılmadığını, müvekkili şirketin takibe konu alacak miktarının fazlasını karşılar mahiyette malvarlığının mevcut olduğunu, davacı tarafından herhangi bir haciz işlemi yapılmaksızın doğrudan iflas yoluyla takibe geçilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İflas davalarında istinaf ve temyiz süresinin tebliğden itibaren on gün olduğu İcra ve İflas Kanununun 164 ncü maddesinde tereddüte yer bırakmayacak şekilde gösterildiği, bu hususta yüzlerce Yargıtay kararı bulunduğu, yasada açıkça gösterilen süre karşısında hakimin hatalı belirtmesinin tarafa hak kazandırmayacağı, gerekçeli kararın davalı vekiline 11.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilince yasal on günlük sürenin dolmasından sonra 22.10.2022 tarihinde istinaf dilekçesi sunulduğundan, HMK’nın 346 ve 352/(1)-c maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Hukuk Muhakemeleri Kanunu 90. maddesine göre sürelerin hakim tarafından tespit edileceğinin kararlaştırıldığını, Yerel Mahkeme tarafından verilen kararda istinaf kanun yoluna başvuru süresinin 2 hafta olarak tespit edildiğini, mahkeme tarafından belirlenen süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, Adil yargılanma hakkının Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alındığını, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, İİK m.164 e göre iflas davaları sonucunda verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğini, temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK 177. maddesi gereğince iflas istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, İİK 177/4 .maddesi
3. Değerlendirme
1. Anayasa Mahkemesi’nin 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 Başvuru sayılı kararında; ”Mahkemeye erişim hakkı adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biridir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlâl edebilir. Bununla birlikte dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da yanlış hesaplanması nedeniyle kişiler dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiğinin kabulü gerekir (B. No: 2013/1718, 2.10.2013, § 27).
Anayasa Mahkemesi, mahkemelerce kanun yolu sürelerinin yanlış yazılması nedeniyle tarafların yanıltılması halinde hak ihlalinin oluştuğuna karar vermekle birlikte tazminata ilişkin talepleri “Yargıtay tarafından hak ihlalinin bu aşamada giderilmesi mümkün bulunduğu” gerekçesiyle reddedilmektedir. Bu gerekçe mahkemeler tarafından kanun yolu bakımından yanıltılan tarafın belirlenen süre içinde Kanun yoluna başvurulduğu takdirde Yargıtay tarafından inceleme yapılmasının mümkün olduğuna işaret etmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.04.2023 tarih 2021/5 Esas 2023/2 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi’nce iflas davası hakkında verilen hükmün istinaf yoluna başvuran davalı vekiline 11.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilince yasal on günlük sürenin dolmasından sonra 22.10.2022 tarihinde kayda alınan istinaf dilekçesi sunulduğu görülmüştür. Mahkemece gerekçeli kararda istinaf süresinin 2 hafta olarak belirlendiği, bu sürenin genel hükümler çerçevesinde belirlenen ve Kanunda yazılı olan bir süre olup, tarafın yanılmasına sebep olabilecek mahiyette bulunması sebebiyle mahkemenin, tarafı kanun yolu süresi bakımından yanıltmış olması karşısında davacı vekilinin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulünde zorunluluk vardır. Bu nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin, istinaf isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararı yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.