Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2023/2008 E. 2023/2123 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2008
KARAR NO : 2023/2123
KARAR TARİHİ : 31.05.2023


MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/354 E., 2022/833 K.


HÜKÜM/KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve iflas davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmişse de mahiyet itibariyle duruşma istemi reddedildikten sonra süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkillerinin bankada bulunan hesaplarından davalı banka şubesinde şef yardımcısı olarak çalışan kişi tarafından sahte imzalar ve hukuka aykırı işlemler yapılarak içlerinin boşaltıldığını, sözü geçen şahıs hakkında ceza davası açıldığını, 237.096,85 TL alacağın tahsili için iflas yolu ile takibin itiraza uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız itirazın iptaline, alacağın tahsiline, davalının % 40 oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, şube kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacının ileri sürdüğü bir kısım hesaplara rastlanmadığını, bir kısım hesaplarda bulunan paranın davacılara nakdi ödeme suretiyle, diğer bir kısım hesapların ise karşılıklı işlemler suretiyle kapatıldığını, takip dosyasına yaptıkları itirazları da aynen tekrar ettiklerini, iflas takibinde %40 oranında icra inkar tazminatı istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12/09/2011 tarihli 2001/989 Esas, 2011/353 Karar sayılı kararıyla; davacıların tasarruflarını değerlendirmek amacıyla davalı bankanın … Şubesinde hesaplar açtıkları, bu şubenin yetkili şef yardımcısının kayıtlar üzerinde oynamak suretiyle ve sahte imza ile ya da imzasız olarak düzenlediği fişlerle, davacıların hesaplarından para aktardığı, yaptırılan grafoloji incelemesi sonuncunda dekontlardaki ve hesap cüzdanlarındaki imzalardan hangilerinin banka görevlisine, hangilerinin davacılara ait olduğunun saptanmasından sonra, sözü geçen yetkilinin uhdesine geçirdiği tutarların tesbit edildiği, davalı bankanın da Borçlar Kanununun 55 nci ve 99 ncu maddesi uyarınca personelinin usulsüz işlemlerinden dolayı sorumlu olduğu, yetkili hakkında açılan kamu davası sonucunda davanın ortadan kaldırıldığı, oluşan alacak tutarı üzerinden hesaplanan depo emri gereğinin davalı tarafından yerine getirildiği gerekçesiyle ortadan kalkan dava konusu nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 12/09/2011 tarihli 2001/989 Esas, 2011/353 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 08.05.2012 tarihli, 2011/5049 Esas, 2012/3387 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki alacağın net olarak hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulduğu, depo tutarının hesaplanmasında yasada yeri bulunmayan icra inkar tazminatının hesaba dahil edilmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin vade ve vade sonrası dönemine ilişkin sözleşme ve yasa hükümleri çerçevesinde faiz hesaplanması gerekirken, reeskont faizi hesaplanmasının da kabul şekli itibariyle doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 29/04/2015 tarihli, 2012/258 Esas, 2015/281 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak, davacıların 23268 nolu hesabından usulsüz olarak çekilen paralar toplamının 107.755 YTL olduğu, bu hesaba banka eski çalışanı şef yardımcısı … tarafından usulsüz olarak aktarılan paralar toplamı ise 137.250.YTL olmakla, davacılar hesabına usulsüz çekilen paralardan 29.494.YTL daha fazla para yatırılmış olduğunun tesbit edildiği, bu durumda davacıların hesaplarında yapılan usulsüzlük nedeniyle davalı bankadan takip tarihi itibariyle bir alacaklarının bulunmadığı gerekçesi ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

4. Mahkemenin 29/04/2015 tarihli, 2012/258 Esas, 2015/281 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 22.11.2016 tarihli, 2015/6244 Esas, 2016/5137 Karar sayılı kararıyla; mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozmanın gereklerinin yerine getirilmediği, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

6. Bozma kararına karşı davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 08.05.2019 tarihli, 2017/917 Esas, 2019/1807Karar sayılı kararıyla; HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hesaptaki usulsüz işlemlerden önce mevcut bulunan miktarın davacı …’ya ödendiğine ilişkin iddianın davalı tarafından ispatlanamadığı, bu konudaki ispat külfetinin davalı bankada olduğu, hesap farklılıklarının son aldırılan heyet raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı, bu nedenle bu miktarın esas alındığı, diğer davacıların hesaplarında bulunan mevduatlarında ilgililere ödenmiş olduğunun banka tarafından ispatlandığı, …’nun mevduat hesabındaki paranın da tespit edilen alacak miktarının da depo emriyle davalı tarafından yatırılmış olduğu, bu nedenle davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; takip tarihi itibariyle davacı …’nun alacağının mevcut olmadığını, bu durumun raporlarda tespit edildiğini, usulsüz çekilen paranın fazlasıyla tekrar hesaba yatırıldığını, depo emrine esas alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiğini, temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Alınması gereken temyiz harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.