Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2023/2003 E. 2023/2078 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2003
KARAR NO : 2023/2078
KARAR TARİHİ : 29.05.2023


MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2335 E., 2023/300 K.



HÜKÜM/KARAR : Usul ve Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
SAYISI : 2022/104 E., 2022/136 K.

Taraflar arasındaki konkordato davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın Müdahil Türkiye Ekonomi Bankası AŞ. vekili ve davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Türkiye Ekonomi Bankası AŞ. yönünden usülden reddine, davacı yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı müdahil Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyecek duruma geldiğini, krizin de etkisi ile alacaklarını tahsil edemediğini, bu nedenle borçlarını ödeyemez hale geldiğini, tüm borçlarını ödemek istediğini, ancak malvarlığı ile borçlarını vadesinde ödeme imkânı bulunmadığından bahisle İİK 287. maddesi gereğince geçici mühlet talebinin kabulü ile müvekkili şirketin mal varlığının korunması için gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasını, devamında İİK’nın 286. vd. maddeleri gereğince konkordato kesin mühlet talebinin kabulü ile neticede İİK. 305 ve devamı maddeleri gereğince her iki davacı yönünden konkordatonun tasdikini talep etmiştir.

II. CEVAP
Bir kısım müdahil alacaklılar davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının konkordato projesinin İİK’nın 302/2 maddesinde aranan nisabın üzerinde alacaklılar tarafından kabul edildiği, konkordato projesinin gerçekleşmesi için İİK’nın 305 maddesindeki konkordato tasdik şartlarının oluştuğu, tasdik harcının tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde müdahil alacaklı Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş. vekili ve davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
Asli müdahil Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; açtıkları konkordato talepli davanın konkordato tasdik şartları oluştuğundan ve konkordato projesinin İİK 302. maddesinde öngörülen çoğunlukla kabul edilmesi nedenleri ile kabul edildiğini, yerel mahkemenin temerrüt faiz oranının %30-%60 oranında tenzilat talebi ile projeyi revize ettikleri ve alacaklılar kurul toplantısında projenin bu yönüyle kabul edildiği mahkemece gözden kaçırılarak, temerrüt faiz indiriminin %30 olarak sınırlandırılması yönündeki hükmün kaldırılması gerektiğini, istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın temerrüt faiz ve ferileri saklı kalmak üzere 113.120,45 TL alacakları olduğunu, faiz oranının da %30 indirim yapılmasıyla müvekkil banka alacağının tahsil olanağı kalmayacağı ayrıca müvekkil banka alacağının hatalı ve eksik tutarda rapor edinmesinden dolayı verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini, istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece tasdik yargılama duruşma gününün İİK’nın 304/1. maddesi gereğince İİK’nın 288. maddesi uyarınca ilan edilmesine ve ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak mahkemeye bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerinin şerh düşülmesine rağmen Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekili tarafından üç gün öncesine kadar verilmiş bir itiraz dilekçesi bulunmadığı, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca mahkemece verilen tasdik kararını istinaf hakkı bulunmadığı gerekçesi ile istinaf dilekçelsinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-ç düzenlemesi uyarınca başvuru şartları yerine getirilmediğinden usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf talebi yönünden ise ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde müdahil alacaklı Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Gerekçeleri
Müdahil alacaklı Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1-Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.

2- İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri, İcra ve İflas Kanunu’nun İİK’nın 286 vd., 302/4, 308/c-3 maddeleri.

3-Değerlendirme
1-İİK’nın 308/a maddesi ‘’Kanun Yolları’’ başlıklı olup Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabilir’’ hükmünü içermektedir.
İİK’nın 304/1. bentde itiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır’’ cümlesine karşılık İİK’nın 302/7. fıkrasında ‘’konkordato projesinin konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunur. Toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur’’ denildikten sonra 302/son fıkrasında ‘’komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içerisinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikine uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdii eder’’ düzenlemesi yer almış olup, konkordatonun mahkemede incelenmesine raporun mahkemeye verilmesinden sonra İİK’nın 304/1. maddesi gereğince başlanılacaktır.
İİK’nın 302. maddesindeki iltihak süresi bittikten sonra komiser raporu düzenleneceğinden ve iltihak süresinde bildirilen alacaklar da kabul edilebileceğinden bu sürede yapılan itirazlar da kabul edilmelidir. Bu nedenle itiraz eden alacaklı kavramını dar yorumlayarak sadece duruşmadan 3 gün önce konkordatoya ilişkin alacaklılarla sınırlamak doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir.
Kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olarak kabulü daha doğru bir yaklaşımdır. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim öğretide alacaklılar toplantısında veya iltihak süresi içinde red oyu vermiş alacaklıların tasdik kararını istinaf edebilecekleri kabul edilmektedir.(Prof Dr. Selçuk Öztek, Prof Dr.Ali Cem Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel, Doç.Dr. Serdar Kale, Doç. Dr. Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordoto Hukuku, 2/B s. 569)
Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Aksi halde iltihak süresi içerisinde alacağını bildirip oy hakkı verilen alacaklıya konkordatoya kabul oyu vermediği takdirde komiser raporu kabul ve ret oyları da nazar alınarak konkordato projesinin tasdik edilip edilmeyeceği belirleneceğine göre bu sürece katılan, oyu sonuca etkili olan alacaklıya aleyhine oluşacak bir sonuca karşı yorum yoluyla kanun yoluna başvurma olanağı tanınmaması usul kuralları ile bağdaşmayacaktır. Çünkü usul hukukunun en temel ilkelerinden biri herhangi bir talep hakkında hukuki yararının bulunması ve talepte bulunanın haklarının ihlal edilmiş olmasıdır. Hukuki yararı bulunan ve hakkı ihlal edilen alacaklının buna karşı herhangi bir yasa yoluna başvuramayacağını kabul etmek Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün ihlali niteliğindedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 başvuru sayılı kararında mahkemeye erişim hakkının İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ‘’Adil Yargılanma Hakkının’’ en temel unsuru olduğu kanun yolları bakımından ‘’Hukuki Belirlilik’’ ilkesinin ihlali sureti ile mahkemeye erişim hakkının kullanılmasının önlenemeyeceği sonucuna varmıştır.
Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere; toplantıya katılıp ret oyu kullanan alacaklı veya toplantıya katılmadığı halde ret oyu kullanan alacaklıların itiraz eden alacaklı kavramına dahil olduğu ve mahkemece verilen karara karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurabilecekleri kabul edilmelidir.
Somut olayda, alacaklı Türkiye Ekonomi Bankası AŞ.’nin toplantıya katıldığı ve red oyu kullandığı anlaşılmış olup, bu durumda yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş.’nin istinaf hakkının bulunduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş. vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermesinde isabet bulunmamış olduğundan kararının bozulmasına, istinaf incelemesi yapmak üzere dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

KARŞI OY YAZISI
Konkordatonun mahkemede incelenmesi 2004 sayılı icra ve İflas Kanunu (İİK) 308. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre; komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır. (İİK 308/1) Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz. (İİK 308/2)
Sözü edilen 288. maddede geçici mühletin ilanı düzenlenmiş olup, 304. madde sözü edilen ilan ise sonraki aşamada kesin mühlet içinde konkordato talebi incelenmek üzere yapılacak duruşma ile ilgili yeni bir ilandır. 288. maddeye göre ilandan söz edilmesi ilanın ne şekilde olacağına dair düzenleme içeren bir atıf maddesidir. İtiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün içinde yazılı olarak bildirmeleri şartıyla duruşmaya katılabilecek olmaları 304. madde gereğince yapılacak duruşmadan önce itirazların bildirilmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Bu son ilan üzerine yazılı itirazların bildirilmemiş olması 304. madde kapsamında itirazların bildirilmemiş olması sonucunu da ortaya koyduğu kadar duruşmaya katılabilmeyi mümkün olmaktan çıkarmaktadır.
Açıklanan nedenlerle konkordatoya ret oyu kullanmak ve buna ilişkin gerekçelerini bildirmiş olmak İİK 304. madde kapsamında konkordatonun mahkemece incelenmesi aşamasıyla ilgili bildirilmiş bir itiraz anlamına gelmeyecektir.
Diğer yandan 304. madde kapsamında yapılacak itiraz, ret oyu kullanma aşamasından sonra gerçekleşen işlem ve aşamaları da kapsayan ve komiserin son raporunu da değerlendiren bir beyan olacağından ret oyu kullanma nedeniyle bildirilen itirazlar ile 304. madde kapsamında bildirilen itirazlara esas dayanakların kapsadığı bütünlük ve muhteva itibarıyla da aynı olmadığı açıktır.
“Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” (İİK 308/a)
Kanun yolunun düzenlendiği bu hükme göre itiraz eden alacaklılar istinaf yoluna başvurabilecek bunun karşı anlamıyla itirazlarını bildirmeyen alacaklılar istinaf yoluna başvuramayacaktır. Burada sözü edilen itiraz İİK 304. madde kapsamında yapılacak itiraz olup bu madde kapsamına uygun biçimde duruşmadan en az üç gün önce itirazlarını bildirmeyen alacaklılar öncesinde gerekçelerini belirterek ret oyu kullanmış olsa bile İİK 304. madde kapsamında itiraz etmiş sayılamayacağından istinaf yoluna başvuramayacaktır.
Kanunun öngörmediği bir yasa yolu ve yasa yoluna başvuru hakkı yorum yoluyla da olsa kabul edilemez. İİK’nın 308/a maddesindeki düzenleme de 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) kabul ettiği anlamda temel hak niteliğindeki hak arama özgürlüğünü kullanmayı “itiraz” şartına bağlamıştır ve bu durum da Anayasa’ya uygun bir sınırlama yöntemi olup, “itiraz eden alacaklı” deyiminden İİK’nın 304. maddesinde belirtilen alacaklıları kabul etmek, hak arama özgürlüğünün ihlâli olarak değerlendirilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2022 tarih 2022/6-1040 esas, 2022/1578 karar sayılı kararı)
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; alacaklı Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş. süresi içinde İİK 304. madde kapsamında itirazlarını bildirmiş olmadığından tasdik kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır.
Bölge adliye mahkemesince bu esaslara uygun biçimde istinaf talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup buna ilişkin kararın onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, ret oyu kullanmış olması itiraz eden alacaklı sayılmak için yeterli kabul edilmek suretiyle istinaf itirazları incelenmek üzere kararın bozulması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum.