Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2023/1777 E. 2023/1988 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1777
KARAR NO : 2023/1988
KARAR TARİHİ : 24.05.2023


MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1911 E., 2023/430 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük. Mah. Sıf.)
SAYISI : 2021/95 E., 2022/222 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.05.2018 tarihinde … Mahallesinde müvekkilinin babaevinde yangın çıktığını, babasının evi yapması karşılığında evin tapusunu davacıya devrettiğini, tarafların evin yapımı için 21.06.2018 tarihinde sözleşme imzaladığını, evin yapımı malzeme geleceği gün müvekkilin kız kardeşinin evin yapılmasına engel olduğunu, davalının da ev inşaatını yarım bıraktığını, sözleşmeye göre işin bedeli olarak toplam 200.000,00 TL ödeme yapılacağını, ödemelerin işin ifasına göre imza karşılığı kademeli olarak yapılacağını, edimin yerine getirilmediğini, bu nedenle davalıya yapılan 06.07.2018 tarihli 6.000,00 Euro, 02.07.2018 tarihli 3.000,00 Euro ve 06.07.2018 tarihli 2.200,00 TL alacaklarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarındaki sözleşmeye riayet edip işe başladığını, temel kazısını yaptırıp projeye başladığını, binanın temel oturumunu yaptığını, işe devam ederken davacının anne ve babası ile kız kardeşinin inşaat alanına gelerek davacının babasını dolandırdığını ve inşaatı yapmayacağını söylediklerini, bunun üzerine davacıyı aradığını, davacının işi halledeceğini ve kendisine beklemesi gerektiğini söylediğini, kendisinin ekibiyle beklemeye başladığını, konaklama ve yeme içme için iki bine yakın masrafı olduğunu, diğer işleri de bu işin çözüleceğini düşünerek reddettiğini, davacıyı aradığını cevap alamadığını ve orayı terk ettiğini, daha sonra davacının aile meseleleri yüzünden kendisine yalancı şahitlik yapması için teklifte bulunduğunu, kendisinin teklifi reddettiğini, olayda mağdur olanın kendisi olduğunu beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; tarafların “tüketici” ve “yüklenici” sıfatlarına haiz bulunduklarından, anılan Kanunun 73/1. maddesi davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 73/A maddesi gereğince Tüketici Mahkemesinde görülen para alacağına ilişkin davalarda dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş olmasının özel dava şartı olarak düzenlenmiş olduğu, Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi gereğince dava açıldıktan sonra bu eksikliğin giderilmesinin de mümkün olmadığı, bu nedenle davacı vekilinin 5 nolu celsede iş bu davayı açmadan önce arabuluculuk başvurusu yapmadığını beyan ettiği anlaşılmakla davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, eser sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir iş görme sözleşmesi olduğunu, yüklenicinin edimi eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemek olduğunu, iş bu davanın taraflarınca eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olarak açıldığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından tensip zaptında tüketici mahkemesi sıfatıyla davaya bakılacağı belirtilmeden, davalı …’in vergi kayıtları dikkate alınarak müvekkili davacı ile davalı … arasında yapılan eser sözleşmesinin tüketici sözleşmesi olduğu kabul edilerek davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili davacı ile davalı … arasında … köyünde ev yapımı için eser sözleşmesi yapıldığını, müvekkili davalı … ile işin yapımı için 200.000,00 TL’ye anlaştıklarını, müvekkili davacının işin başında davalı …’e 2.200,00 TL temel kazma ücreti ve 9000,00 Euro gönderdiğini, iş bu davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olsa da geriye kalan tutar açısından menfi tespit davası olarak da değerlendirilmesinin mümkün olduğunu, bu hususta emsal Yargıtay kararlarının da mevcut olduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. maddesinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine dayalı olarak açıldığı, davanın niteliğinin eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğu, bu davada arabuluculuk dava şartı olmamasına rağmen ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi tarafından davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davalının ESBİS sisteminde yapılan araştırma sonucu Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Kaydına rastlanmadığı hususu dikkate alınmadan karar verildiği, dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olsa da geriye kalan tutar açısından davanın menfi tespit davası olarak da değerlendirilmesinin mümkün olduğu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2020/2937 Esas, 2021/864 Karar sayılı,Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2020/3044 Esas, 2021/996 Karar sayılı kararlarında görüleceği üzere arabuluculuk iş bu davada dava şartı olmamasına rağmen İlk Derece Mahkemesi ve istinaf mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup ödenen iş bedelinin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

TBK’nın 470. vd. maddeleri.

3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunması, bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi belirlenen tanımlara uygun olması gerektiği, açıklanan hususlar gözetildiğinde somut olayda; davacı iş sahibi (tüketici) ile davalı yüklenici (sağlayıcı) arasında eser sözleşmesi niteliğinde tüketici işlemi bulunması nedeni ile eser sözleşmesi ilişkisinin de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı, 6502 sayılı Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 73/A maddesi gereğince de Tüketici Mahkemesinde görülen para alacağına ilişkin davalarda, dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş olmasının özel dava şartı olarak düzenlenmiş oluğunun anlaşılmasına göre davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;

1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

2.Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

3.Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.