YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/155
KARAR NO : 2023/1059
KARAR TARİHİ : 15.03.2023
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … (Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük. Mah. Sıf.)
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının tapu iptal ve tescil istemlerinin esastan reddine, davacının ikinci kademedeki tazminat talebinin husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili … ilçesi … Mahallesi … Mevkii 1543 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davalı … adına kayıtlı C blok 7 no.lu bağımsız bölümün, davalı … adına kayıtlı D blok 2 no.lu bağımsız bölümün, davalı … adına kayıtlı F blok 1 no.lu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini, tescili mümkün olmaz ise dava tarihindeki değerlerinin saptanması ile bu değerin kendileri adına olan taşınmaz değerlerine göre davalılardan alanırak davacıya verilmesi talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.12.2017 tarihli ve 2017/272 Esas, 2017/835 Karar sayılı kararıyla; dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca temliken tescil istemine ilişkin olduğu, dava dışı müteahhit ile davalı arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu, buna bağlı olarak düzenlenen davacı ile dava dışı müteahhit arasındaki protokol başlıklı taşınmaz devrinin kararlaştırıldığı yazılı temlik sözleşmesinin de ifa kabiliyeti bulunmadığı, tek başına arsa sahiplerini tescil yönünde ifaya zorlayamayacağından tapu iptal ve tescil istemlerinin reddine karar vermek gerektiği, davacının tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat isteminde bulunduğunu, davadaki istemin dayanağı, dava dışı yüklenici ile davalı arsa sahipleri arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve yüklenicinin davacıya şahsi hakkını devretmesine ilişkin protokol başlıklı “alacağın temliki” (alacağın devri) sözleşmesi olduğu, tazminat isteminin sözleşmenin tarafına yöneltilmesi gerektiği, istemin dayanağı olan protokol başlıklı sözleşmenin dava dışı yüklenici ile imzalanmış olduğundan tazminat istemi yönünden husumeti bulunmayan davalılara yöneltilen bu talebin de reddine karar vermek gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli ve 2018/1007 Esas, 2019/498 Karar sayılı kararıyla; davacı Kazım Duman’ın davadan feragatı nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek … (Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 06/12/2017 gün ve 2017/272 Esas, 2017/835 Karar sayılı kararının; davacı … tarafından usulüne uygun düzenlenmiş 28/03/2019 havale tarihli “davadan feragat” dilekçesi karşısında, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 215. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli 2020/659 Esas, 2020/1034 Karar sayılı kararı ile; Davacının 28.03.2019 havale tarihli feragat dilekçesinde; istinaf incelemesine konu olan ”… (Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/272 Esas, 2017/835 Karar sayılı istinaf aşamasında olan davadan feragat ediyoruz” ifadesinden sonra, aynı dilekçenin alt kısmında ”Dosyada bulunan C Blok 7 no.lu daireden feragat ediyorum” biçiminde açıklama yapıldığı, davacının davadan feragat iradesinin tereddüte yol açmayacak şekilde net olmadığı, mahkemece hüküm verilmeden önce, iradenin açıklanarak tereddüdün giderilmesi gerektiği, davacının feragat dilekçesindeki iradesinin açık ve net biçimde saptanmasından sonra sonucuna göre davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi veya işin esası incelenerek hüküm kurulması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. (Bölge Adliye) Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yüklenicinin zorunlu dava arkadaşı olması sebebiyle davaya dahil edildiği, dahili davalı yüklenici şirket vekilinin 26.10.2020 havale tarihli dilekçesiyle davayı kabul ettiği, bilirkişi raporunda feragat konusu olmayan D blok 2 no.lu bağımsız bölümün dava tarihindeki değerinin 133.000,00 TL, F blok 1 no.lu bağımsız bölümün dava tarihindeki değerinin 320.000,00 TL olduğu, yüklenici şirketin sözleşmeden kaynaklı edimini tam olarak yerine getirmediği, inşaatın fiilen kullanılır durumda olduğu, ancak sözleşmeye göre 1. maddede iskan ruhsatının alınma mükellefiyetinin müteahhit firmaya ait olduğu ve yüklenici şirketin iskan ruhsatını almadığı ve yapı kayıt belgesinin, imar barışı belgesinin de dosyada mevcut olmadığı, yüklenici şirketin önce sözleşmeden … edimini ifa etmesi gerektiği bildirildiği, davacı tarafından iskan ruhsatı bedelinin tamamının kendisi tarafından ödeneceği bu nedenle iskan ruhsatı masraflarının ne kadar olduğunun hesaplanması yönünde bilirkişilerden ek rapor alınmasına gerek görülmediği, davacının C blok 7 no.lu bağımsız bölüm yönünden davasından feragat ettiği, yüklenici şirket ile davalı arsa sahipleri arasında resmi olarak düzenlenmiş arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin mevcut olduğu, davacı vekilinin yükleniciye düşen bağımsız bölümlerden üç adetini yükleniciden bedelini ödeyerek haricen satın aldığı, ancak yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini tamamlamadığı ve dava konusu dairelerin iskan ruhsatının alınmadığı, bu durum karşısında arsa sahiplerinin dava konusu daireleri devretme yükümlülüğünün doğmadığı, bu nedenle davacı vekilinin feragat konusu olmayan iki daire yönünden davalılar aleyhine açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, feragat edilen C blok 7 no.lu daire yönünden feragat nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiği, davacı vekilinin arsa sahipleri aleyhine açtığı tazminat davasının ise davacının yüklenici ile harici sözleşme yapmış olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davalı yüklenici şirketin davayı kabul ettiği de dikkate alınarak feragate konu olmayan iki daire yönünden 453.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi dahili davalı yüklenici şirketten tahsiline karar verilmesi gerektiği, davalı arsa sahipleri davada zorunlu dava arkadaşları olmakla arsa sahipleri lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek tapu iptal ve tescil isteminin reddine, 453.000,00 TL’nin davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; yükleniciye düşen bağımsız bölümler ile SGK ve iskan masraflarının karşılanıp karşılanmadığının hesaplanması gerektiği, arsa sahibi yüklenicinin hak ettiği bağımsıza bölümleri devretmediğinden finansal olarak zor durumda olduğu, devrin gerçekleşmesi halinde iskanın alınacağı, tapu iptal ve tescil istemlerinin kabulü gerektiği kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı arsa sahipleri vekili temyiz dilekçesinde; dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, İstinaf Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğine lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmişken ve bu konu ile ilgili bir bozma gerekçesi de yokken; son yapılan yargılamadan sonra, davalı müvekkilleri lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmün bu nedenle düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemişlerdir.
3.Davalı yüklenici şirket vekili temyiz dilekçesinde; davanın arsa sahiplerinin yükleniciye düşen daireleri devretmemesinden kaynaklandığını, arsa sahiplerinin tek bir bağımsız bölümün dahi satılmasına izin vermesi halinde iskan ruhsatının alınmasının sağlanacağını, arsa sahiplerinin haksız olarak tapu devirlerini gerçekleştirmediğini, sözleşmeden … yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, tüketici mahkemesinde vekalet ücreti ve yargılama giderinin bu kadar yüksek hesaplanmasının hatalı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca tapu iptal ve tescil mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470-486 maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı yüklenicinin tüm, davalı arsa sahiplerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece, davalı arsa sahipleri davada zorunlu dava arkadaşları olmakla arsa sahipleri lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş ve bu doğrultuda hüküm kurulmuş ise de tapu iptal ve tescil istemli davada gösterilen dava değeri üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekili ve davalı yüklenici şirket vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi, davalı arsa sahipleri vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı arsa sahipleri vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 11 numaralı fıkrasında yer alan 11-Haklarındaki davaların reddine karar verilmiş olmakla birlikte davalı arsa sahipleri zorunlu dava arkadaşı konumunda olduğu için hüküm tarihindeki A.A.Ü.T hükümleri uyarınca 2.040,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı arsa sahipleri …, … ve …’a verilmesine” maddesinin çıkartılarak yerine “Kendisini vekille temsil ettiren davalı arsa sahipleri için davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 39.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı arsa sahipleri …, … ve …’a verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden dahili davalı … İnş. Tur. ve Paz. Tic. Ltd. Şti.’ye yükletilmesine,
Davacı tüketici muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.