Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2023/1124 E. 2023/1159 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1124
KARAR NO : 2023/1159
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi(İlk Derece)
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kabulü

Taraflar arasındaki tahkim kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bölge Adliye Mahkemesince (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; hakem kararının HMK’nın 439/2. maddesine aykırı olduğunu ve iptaline karar verilmesi gerektiğini, tahkim şartı (anlaşması) nın geçersiz olduğunu, tahkim şartının genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, davalının açıkça bilgi verip bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamadığı, davacının hukuki yardım almasına imkan verilmediğinin açık olduğunu, itirazın iptali davasının tahkimde görülemeyeceğini, itirazın iptali ve alacak davasının birlikte görülemeyeceğini, davalının alacak talebinin ve hakem’in kabulünün dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu, alacağın mevcudiyeti ile ilgili hakem kabul ve kararlarının da usul ve yasaya maddi gerçeği aykırı olduğunu, hakemin sözleşmede ödeme tarihindeki kurun esas alınacağının yazılı olduğunu ve davalının ise tanzim tarihindeki kurun esas alındığını görmediğini, davalının hizmet verdiğini ispatlayamadığını, dava konusu fatura içeriklerinin sözleşmeler ile örtüşmediğini, masraflarla igili hesaplamaların yanlış olduğunu, hakemin eksik tetkikat yaptığını, bilirkişi incelemesi yapmadığını, uzman görüşü tarafların uzman görüşü sunma zorunluluğu olmadığını ileri sürerek 10/03/2022 tarihli hakem kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın 439.maddesinde hangi durumlarda iptal davası açılabileceğinin tahdidi olarak sayıldığını, davacının 439. madde kapsamına giren sebeplerine cevap verileceğini, diğer iddiaların iptal davası kapsamında dinlenilmesinin mümkün olmadığını, iptal davasında yeniden yargılama yapılamayacağını, tahkim anlaşmasının geçersizliğinin söz konusu olmadığını, itirazın iptali davasının tahkimde görülemeyeceğini düzenleyen bir kanun hükmünün bulunmaması ve Yargıtay’ın itirazın iptali davasının tahkimde görülebileceğine ilişkin yerleşik hale gelmiş görüşü karşısında davacının yapmış olduğu itirazın yersiz olduğunu, davanın itirazın iptali davası olarak sonuçlandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin İlk Derece sıfatıyla yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Kanunun verdiği imkan çerçevesinde devletin resmi bir dairesine sunulan itiraz dilekçesinin hükümden düşürülmesinin ancak mahkemelerce karara bağlanabileceği, tahkim davasında ise hakemin yetkisinin hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar ile sınırlı olduğu, kaldı ki, alacaklı tarafın tahkime başvurmak yerine devletin icra organı aracılığıyla tahsili yolunu tercih ettiği durumlarda, takibe itiraz edilmesi üzerine tahkim yoluna başvurulması ve hakem tarafından itirazın iptaline karar verilmesi karma bir uygulama olup, bu şekilde karma bir usulün Kanunlarda ön görülmediği, ayrıca icra inkar tazminatı da, takip hukukuna has bir düzenleme olup, temelde itirazın haksızlığına karar verilmesi halinde hükmedilecek kanuni bir tazminat olması nedeniyle taraflar arasındaki hukuki ilişkiden doğmuş bir uyuşmazlık olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı bu nedenlerle hakem tarafından itirazın iptaline karar verilmesinin hakemin yetkisinde olmadığı gerekçesiyle hakem kararının iptaline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, sözleşmedeki tahkim şartının genel işlem koşulu olduğunu, tahkim şartının geçersiz olduğunu,temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK’nın 439. ve devamı maddeleri uyarınca hakem kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 439/2a-ç maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacı vekilinin, tahkim şartının geçersiz olduğu yönündeki temyiz itirazları bakımından; genel işlem koşulunun geçerli olabilmesi için sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlaması gerekir. Buna göre kendisine genel işlem koşullarının içeriğinin öğrenilmesi imkânı sunulmasına rağmen okumadan bir metni imzalayan ya da genel işlem koşullarının sözleşme ile ilişkilendirilmesinde, sözleşme metni ile ilgilenmeden, metinde açıkça bu koşullara yollama yapılmasına rağmen bunların ne olduğunu araştırmadan ya da öğrenmeden metni imzalayarak iradesini açıklayan kişi genel bir kabulde bulunmuş olacaktır. Buna göre, kendisine sunulan sözleşmelerin davacı tarafından, basiretli bir iş adamı gibi davranarak incelenmiş olması gerekir. Somut olayda davalı tarafından sözleşme koşullarının içeriğinin öğrenilmesine imkân sağlanmadığının kabulü mümkün olmadığından davacının temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.

3. İtirazın iptali davasının normal bir alacak davasından farkı, itirazdan itibaren bir yıl içerisinde dava açılması ve sonunda kurulan hükmün tahsil hükmünden ziyade haksızlığın tespiti mahiyetinde olmasıdır. İtirazın iptali davasının tahkimde görülmesine usul ve esas yönünden hiç bir engel bulunmayıp yeknesaklık kazanmış Yargıtay Uygulaması da bu yöndedir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bu sebeple hakem kararının iptaline karar verilmesi doğru olmamış ise de verilen karar davalı tarafından temyiz edilmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

4. Temyizen incelenen karar, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle temyiz edenin sıfatı ve temyiz nedenleri dikkate alındığında kararın bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile kararın onanması uygun bulunmuştur.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken temyiz harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.