Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/957 E. 2023/1486 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/957
KARAR NO : 2023/1486
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/503 E., 2021/1120 K.
MÜTEVEFFA : … vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 28.01.2013
HÜKÜM : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2013/133 E., 2018/524 K.

Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti, genel kurul kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacının murisinin 7 adet üyeliğinin olduğu ispatlanmış olmakla bu talebin kısmen kabulüne, kooperatifin 15.12.2012 tarihli genel kurul toplantısında yapılan kura işlemi ve tahsislere ilişkin 8 no.lu kararın iptali ne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa … ‘in kooperatifte 8 adet üyeliğe sahip olarak 05/03/2012 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıların İstanbul 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/32 tereke sayılı dosyasında davacı olduklarını terekenin resmi defterinin tutulması için mümessil tayin edildiğini, kooperatifin 15/12/2012 tarihli genel kuruluna terekeyi temsilen Av. … ‘ın katıldığını, hazirun cetvelinde müteveffanın yazılmadığını, vefattan itibaren 3 aylık süre içinde mirasçıların temsilci atamalarının mümkün olmadığını, mirasın henüz kabul ve red edilmediğini, bu hususun tereke resmi defterinden sonra belli olacağını, dolayısıyla 3 aylık sürenin işlemediğini, müteveffanın üyeliğinin düşürülmesine ilişkin kararın geçerli olamayacağını, genel kurulda verilen kura kararının yanlış olduğunu, kendisinin ortaklığın düşürüldüğü gerekçesi ile kuraya dahil edilmemesinin doğru olmadığını bu sebeple genel kurulun iptali gerektiğini, sonuç olarak da 8 adet üyeliğin tesbiti ile 15/12/2012 tarihli genel kurulun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kooperatif davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ortağın dava tarihine kadar ödemesi gereken miktarın 79.703 USD olduğu tespit edilmiş ve buna göre murisin 7 üyeliği için yaptığı ödemenin ödenmesi gerekenden fazla olduğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müfettişlerinin raporuna göre murisin ölümü nedeniyle üyeliği düşürüldükten sonra ödemelerin kooperatife irat kaydedildiği anlaşılmıştır. Bu belgelerle ilgili davalı kooperatif tarafından herhangi bir muvazaa iddiası olmadığı ve ödemelerin kooperatife irat kaydedildiği nazara alınarak davacının murisinin 7 adet üyeliğinin bulunduğu hususunun ispatlandığı, İptali istenen genel kurulun 15.12.2012 tarihli olduğu, ortak olan murisin o tarihte ölmüş olduğu ve mirasçılarına genel kurul için tebligat gönderilmediği, tereke mümessilinin toplantıda hazır bulunduğu ancak hazirun cetvelinde murisin ismi yer almadığından tereke mümessilinin toplantıya kabul edilmediği ve görüşülen gündem için oy kullanamadığı bu işlemin haksız olduğu, murise halef olarak mirasçıların hukuken 7 adet üyelik sahibi oldukları, bu durumun iptal sebebi olduğu anlaşılmakla davacının genel kuruldan daire tahsisine ilişkin kura ile alınan 8.maddenin iptali talebinin yerinde olduğu, davanın da muhabere yoluyla 14.10.2013 tarihinde İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla 1 aylık yasal süre içerisinde açıldığı gerekçesiyle davacının murisinin 7 adet üyeliğinin olduğu ispatlanmış olmakla bu talebin kısmen kabulüne, kooperatifin 15/12/2012 tarihli genel kurul toplantısında yapılan kura işlemi ve tahsislere ilişkin 8 no.lu kararın iptali talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 16. maddesi uyarınca ortağın ölümünden itibaren 3 ay içerisinde bildirim yapılmadığından üyeliğin sonlandığını ancak mahkemece 3 aylık sürenin aşılıp aşılmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmadığını, ölenin mirasçıları adına içlerinden birinin temsilen kooperatife bilgi vermesi gerekli ve yeterli iken bunun yapılmaması, tereke dosyasının hangi gün ve ay içinde açıldığı tarihin araştırılması ve açılmasına rağmen ölümünün üzerinden üç ay geçmesine yani 28.4.2012 tarihine değin böyle bir bildirimde bulunulmamış olması mirasçıların hatası olduğunu, bu nedenle, davacının iddiası olan, mirasçıların temsilci atamalarının mümkün olmadığını, mirasın henüz red veya kabul edilmediği iddiası dayanaksız olduğunu, ölen üyenin hâzirun cetveline işlenmesi mümkün olmadığından kongre hazirun cetvelinde yer almadığını, kura zaptı da hazirun cetveline göre düzenlendiğini, yapılan işlem bu yasal düzenlemeye uygun olup sürelere uymayıp murisin ölümünün üzerinden on-onbir ay geçtikten sonra tereke temsilcisinin genel kurula gönderilmesi ve genel kurulda söz ve oy hakkı verilmemesi nedeniyle genel kurul kararının iptali istenemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının mirasbırakanı …’in 2 üyelik dışında 5 üyelik içinde kooperatife yazılı başvuruda bulunduğu, talebi kabul edilerek ortak olduğu ve her bir ortaklık için 83.825 USD ödeme yaptığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı,. ortağın ölümünden itibaren 3 ay içerisinde temsilci tayin edilmemesinin kooperatif üyeliğinden ihraç sonucu doğurmayacağı, 15.12.2012 tarihli genel kurulda alınan 8 nolu kararın iptali için bir aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmış olduğu, ölen ortağın 7 adet üyeliği bulunmasına rağmen genel kurulda daire tahsisi kurasına dahil edilmediği anlaşılmakla kura işlemi ve tahsislere ilişkin 8 nolu kararın iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelere ek olarak kesin yetkili mahkemede dava açılmadığını ileri sürerek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kooperatif üyeliğinin tespiti ile kura işlemi ve tahsislere ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle ticaret sicil kaydında dava tarihinde davalı kooperatif şirket merkezi adresinin Kadıköy/İstanbul olmasına göre davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.