Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/949 E. 2023/1494 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/949
KARAR NO : 2023/1494
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1754 E., 2021/1390 K.
DAVA TARİHİ : 08.02.2021
HÜKÜM : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/129 E., 2021/346 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusu süresinde yapılmadığından istinaf başvurusunun reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirket ile Pozitif Fuarcılık A.Ş. arasında 2021 Yılı Şubat ayında Çobançeşme Kavşağı,Dünya Ticaret Merkezi,Atatürk Havalimanı Karşısı,Yeşilköy, … Merkezinde Boat Show Fuarına katılım amacıyla akdedilen 17.09.2020 günlü fuar katılım sözleşmesinin COVİD19 pandemisinden kaynaklı ifa yetersizliği/fevkalade ifa imkansızlığı dikkate alınarak Borçlar Kanunu’nun 136 ve 138 maddeleri kapsamında hakim müdahalesi yolu ile sözleşmeden dönme yolunda karar verilmesi ,bu hususta ki öncelikli talebimizin yerinde görülmemesi halinde sözleşmenin fuar tarihi itibariyle uyarlanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle;, fuar katılım sözleşmesindeki bu maddeler fuarcılık sektörünün kendi özel yapısı gereği konulmuş maddeler olduğunu, fuarcılık sektörü uzun vadeli planlar ve çalışmalar gerektiren bir sektör olduğunu, bu sektörde planlar günler, haftalar değil aylar belkide yıllar öncesinden yapıldığını, davacı tarafından imzalanmış sözleşmedeki açık hükümler kapsamında davacının sıfıra uyarlanma (sözleşmeden dönme) yolunda karar verilmesi talebinin kabulü mümkün olmadığını, tüm açıklanan sebeplerden dolayı, davacının davaya konu hukuki işlem temeli konusuz kalmış şeklindeki iddiaları haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından beyan dilekçesi sunulduğu ve dilekçede fuar ifa tarihinin 2022 yılı Şubat ayına ertelendiğinin ve davanın konusuz kaldığı, taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesinin 2. maddesi incelendiğinde davalı şirketin gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermediği, fuar erteleme kararı nedeniyle davacının hem ödeme yükümlülüğünün hem de fuara katılma yükümlülüğü devam ettiği,. fuarın ertelenmesinde davalının kusuru da bulunmadığı, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği ve davacının işbu davayı açmakta haklı olmadığı kanaatine varılarak vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, mahkemece fuarın ertelenmesinden davalının kusuru olup olmadığı yönünde inceleme yapılmış ise de davalının davanın açılmasına sebebiyet verip vermediğini incelenmesi gerektiği ve davalıya fuarın ertelenmesi talepli gönderilen ihtarnameye davalı tarafça kayıtsız kalınması idi işbu davanın açılmayacak olması nazara alınarak davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve lehlerine vekalet ücretine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili, davanın açılmasında müvekkilin sorumlu olduğundan bahisle, davacı lehine yasal vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine; yatırılan nispi peşin harcın davacının ilk talebi olan sözleşmenin feshi talebi yönünden hesaplandığı ancak davacının ilk talebi olan sözleşmenin feshi (dönülmesi) hakkında herhangi bir karar verilmediği ve bu talep yönünden davacının istinafı bulunmadığı, davacının diğer talebi olan sözleşmenin ifa tarihinin ileri bir tarihe ertelenmesi talebinin davalı tarafça kabul edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın vekalet ücreti yönünden kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında Avrasya Boat Show Fuarına Katılım sözleşmesinin düzenlendiği ve buna göre Şubat 2021 tarihinde davacı şirketinin organizasyonu gerçekleştirilecek14.04.2020 tarihli fuar katılım sözleşmesinin Covid 19 nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü kararı ile pandemi ilan edilmesi sebebiyle değişen yeni koşullara uygunun sağlanması yönüyle öncelikle sözleşmeden dönme yönünde uyarlama ya da sözleşmeden dönme yolunda haklı nedenler bulunmadığının tespiti halinde etkinliğin 19.02.2022 açılış 28.02.2022 kapanış olarak tarih bağlamında uyarlanması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri

3. Değerlendirme
3.1.Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenen ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması halinde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verebilecektir (HMK m. 353/1-b/1). Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşma yapılmaksızın istinaf başvurusunun reddine karar verilebilmesi için dosyanın tekemmül etmiş bulunması, başka bir anlatımla, ilk derece mahkemesi tarafından toplanan delillere göre, istinaf başvurusunda bulunan taraf ya da tarafların itirazının incelenip denetlenerek bir kanaate varılmasının mümkün bulunması zorunludur. Bir başka deyişle, ilk derece mahkemesi kararında hiç bir eksiklik veya yanlışlık olmadığı duruşma açılmaksızın anlaşılabilecek kadar açık ve netse, bu kapsamda bir değerlendirme yapılabilecektir. Ayrıca, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verilebilecektir. Diğer taraftan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/3 bendi kapsamında delil olarak bir eksiklik tespit edilmesi ve bu eksikliğin duruşma yapılmadan tamamlanmasının mümkün olması halinde, bu eksikliğin giderilmesinden sonra ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olduğunun anlaşılması halinde de, istinaf başvurusunun b/1 bendi kapsamında reddine karar verilebilecektir. Bu üç halde Bölge Adliye Mahkemelerine duruşma yapmaksızın davanın esası hakkında karar verebilme hak ve yetkisi verilmiş bulunmaktadır.

3.2.Bu açıklamalar ve yasa hükümleri ışığında somut olay incelendiğinde; taraflar arasında fuar katılım konulu sözleşme imzalanmış olup davacı dava dilekçesinde COVİD19 pandemisinden kaynaklı ifa yetersizliği/fevkalade ifa imkansızlığı dikkate alınarak Borçlar Kanunu’nun 136 ve 138 maddeleri kapsamında hakim müdahalesi yolu ile sözleşmeden dönme yolunda karar verilmesi, bu hususta ki öncelikli talebin yerinde görülmemesi halinde sözleşmenin fuar tarihi itibariyle uyarlanmasını talep edilmiş, davalı davacı tarafından imzalanmış sözleşmedeki açık hükümler kapsamında davacının sözleşmeden dönme yolunda karar verilmesi talebinin kabulü mümkün olmadığını savunmuş, ilk derece mahkemesince fuar ifa tarihinin 2022 yılı Şubat ayına ertelendiği ve davanın konusuz kaldığı, taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesinin 2. maddesi incelendiğinde davalı şirketin gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermediği, fuar erteleme kararı nedeniyle davacının hem ödeme yükümlülüğünün hem de fuara katılma yükümlülüğü devam ettiği,. fuarın ertelenmesinde davalının kusuru da bulunmadığı, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği ve davacının işbu davayı açmakta haklı olmadığı kanaatine varılarak vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nce “…Davacı vekili, dava konusu sözleşme bedelinin 122.705,89 TL olduğu bu miktar üzerinden dava harç ve masrafların yatırıldığını, ifa tarihinin (fuarın gerçekleştirilmesi tarihi) tehiri talep edilen sözleşmenin bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğunu bu nedenle hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiş ise de, yatırılan nispi peşin harcın davacının ilk talebi olan sözleşmenin feshi talebi yönünden hesaplandığı ancak davacının ilk talebi olan sözleşmenin feshi (dönülmesi) hakkında herhangi bir karar verilmediği ve bu talep yönünden davacının istinafı bulunmadığı, davacının diğer talebi olan sözleşmenin ifa tarihinin ileri bir tarihe ertelenmesi talebinin davalı tarafça kabul edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.” gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca başvuru esastan reddedilmiştir.

3.3. HGK’nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “ ..Yasa’nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çekişmesiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir…” Kararın gerekçesi ile hüküm sonucu çelişkili ise tarafları, adalete uygun karar verildiği ve yargılamanın adil yapıldığına ikna edebilecek, mantıksal tutarlılık taşıyan kanuna uygun verilip, yazılmış yasa yolu denetimine elverişli bir hüküm bulunduğundan söz edilemez.

3.4.Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması; Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair Anayasa ve yasa hükümlerine aykırılık teşkil eder (Örnek Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 11.01.2017 Tarih 2016/4164 Esas 2017/118 Karar). Belirtilen nedenlerle gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratılmaksızın hüküm kurulmalıdır.

4.1.Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirildiği halde HMK 353/1-b/1 bendine göre hüküm verilmesi gerekçe ile hükmün çelişkisini ortaya çıkarmıştır. Gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılarak HMK 353/1-b/1 maddesine göre ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.

4.2.O halde mahkemece yapılacak iş; gerekçe ile hüküm çelişkisi yaratılmadan Yargıtay denetimine elverişli hüküm kurmaktan ibarettir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.