YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/810
KARAR NO : 2023/2176
KARAR TARİHİ : 05.06.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1564 E., 2021/1884 K.
DAVALILAR :1-… 2-… 3-… 4-… vekilleri Avukat … 5-… vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 28.01.2011
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2011/70 E., 2018/26 K.
Taraflar arasında menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … ve …’ın 08.11.2005 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyeliğine seçildiklerini, kendilerine yaptırdıkları kaşe ile 4 adet bono düzenlediklerini, tüm bonoların davacı … tarafından …’ya ciro edilip iki ayrı icra takibine konu edildiğini, kendi yetkili oldukları zaman içinde karşılığı olmayan, kooperatif kayıtlarında gözükmeyen ve ne için verildiği belli olmayan sahte senetleri tanzim ederek kooperatiften tahsil etmeye çalıştıklarını ileri sürerek bu senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; iki ayrı icra takibine karşı davacı kooperatif tarafından Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davaların açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, senetlerin üzerindeki imza ve kaşelerin hangi dönemde atıldığını belirleme durumu olmadığını, keşidecilerin senetlerinin düzenlendiği tarihte kooperatifin yetkilisi olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu bonoların üyelikten ayrılanların ödedikleri aidatlarının iadesi karşılığı olarak yönetim yetkilisine sahip kişiler tarafından düzenlendiğini, davalı …’nın kardeşi olan …’ya bonoların ciro edilmesinde kötüniyetli bir durum bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılardan … ve …’ın 08.11.2005 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyesi seçildiği, … dışındaki davalıların istifalarının 15/12/2009 tarih ve 40 no.lu yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği, kooperatiften iade aidat alacakları ancak 2010 yılında talep edilebilir hale geleceği için bonoların düzenlendiği tarihte kooperatifin davalılar …, …,…’e davaya konu bonolar nedeni ile borçlu olduğunun kabul edilemeyeceğini, davalı …’nın kardeşi ve kardeşinin eşi olan davalılar … ve …’nın davacı kooperatiften alacaklı olmadıklarını bilebilecek durumda olduğu, bu kişiler yönünden iyi niyetli hamil olmadığı, davalılar … ve …’ın bonoların düzenlendiği ve icra takiplerinin başladığı tarihlerde evli oldukları, davalı …’nın davalı … ‘nın kardeşi olan diğer davalı … ile birlikte davacı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olarak çalışması nedeni ile diğer davalı … ve … yönünden de bilgi sahibi olup, bu davalıların da davacı kooperatiftan alacağı olmadığını bilebilecek durumda olduğu, iyi niyetli hamil olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin iyiniyetli olmadığına ilişkin iddiası olmamasına rağmen mahkemenin iddia ve savunmasın genişletilmesi yasağına aykırı olarak iyiniyet değerlendirmesi yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca yerel mahkemenin taraflarca getirilme ilkesine ve taleple bağlılık ilkesine de aykırı olarak hüküm kurduğunu, davacı taraf müvekkilinin iyiniyetine ilişkin herhangi bir delil göstermediğini, nüfus kayıtlarının dosya arasına alınması dahi davacı tarafça talep edilmediğini, mahkemenin kendiliğinden delil toplayamayacağı ilkesine rağmen mahkemenin bu ilkeye de aykırı olarak delil toplaması ve yasaya aykırı olarak sadece dosya kapsamına sunulan nüfus kaydına göre hüküm kurmasının yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, sadece …’nın müvekkilinin kardeşi olması müvekkilinin iyiniyetli olmadığı yönünde hüküm kurmaya yeterli olmadığını, davalının iyiniyetli olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Diğer davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe ve davaya konu senetlerin karşılıksız olmadığı, müvekkilerinin kooperatife ödedikleri aidatlar olduğunu, mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarında da müvekkillerinin her birinin ödedikleri kooperatif üyelik aidatlarının eksik olmakla birlikte tespit edildiğini, senet düzenlenmekle alacağın muaccel hale geldiğini, takipten sonra sayısız kez hacizler yapıldığı, alacağın tasfiyesi hususunda anlaşma yapıldığını, bütün bunlardan sonra açılan menfi tespit davasının haksız olduğunu, davalıların alacağının karşılıksız olmadığının mahkemece de kabul edildiğini, aidat ödemelerinin yapıldığının mahkemece de kabul edildiğini, %40 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti bakımından da hatalı hesaplama yapıldığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri temyiz dilekçelerinde, istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüşlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.