Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/777 E. 2023/1213 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/777
KARAR NO : 2023/1213
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Asıl ve Karşı Davanın Kısmen Kabulüne

Taraflar arasındaki asıl davada nama ifaya izin ve kira gelir kaybı, karşı davada sözleşmenin feshi, manevi tazminat ve ilave imalat bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl davada davacılar-karşı davada davalılar vekilince duruşmasız, asıl davada davalı-karşı davada davalı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde davalı- karşı davacı vekili Avukat … … ile davacı- karşı davalılar vekili Avukat …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerine ait İstanbul İli, Kartal İlçesi 296 no.lu parselde bulunan taşınmaz üzerinde, projesine uygun inşaat yapmak üzere, davalı ile 27.10.2010 tarihli eser sözleşmesi imzaladıklarını, davalının yapılan sözleşmeye göre 09.12.2010 tarihinde inşaat yapı ruhsatından sonraki 10 aylık teslim süresi olan 09.10.2011 tarihi üzerinden uzun bir süreç geçmiş olmasına, müvekkillerinin sözleşmede kararlaştırılan 375.000,00 TL bedel ve fazladan 17.000,00 TL bedel ödemiş olmasına rağmen inşaatın tamamlamamış olduğunu, inşaatın zamanında tamamlanmaması sebebiyle müvekkillerinin hem ödedikleri kiralar hem de elde edecekleri kira getirileri nedeniyle kazanç kaybı olduğunu ileri sürerek, davalının temerrüte düştüğünün tespitine, bu tarih itibariyle alacaklarına reeskont faiz işletilmesine ve natamam inşaatın keşif yapılmak suretiyle eksikliklerinin tespiti ile müvekkillerinin doğmuş ve doğacak tüm zarar ve kayıpların için şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, 08.03.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile fazla ödeme ve eksik işler bedeli olarak talebini 195.808,49 TL’ye, yapı denetim giderini 7.845,00 TL’ye, iskan harcı ve oturma giderini 11.636,00 TL’ye,kira alacağı talebi 3.618,00 TL’ye çıkartmıştır.

Karşı davada davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı-karşı davacı mahkememize verdiği 16/014/2012 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline 392.000 TL bedelin ödendiğine dair taraflar arasında tartışma olmadığını, taraflar sözlü anlaşma ile ortak kullanım alanları dahil 495 m2 büyüklüğünde bürüt inşaat yapılması hususunda anlaşmış olmalarına rağmen sözleşmede metraj bildirilmediğnden belirsiz bir sözleşme imzalamış olduklarını, müvekkilinin bugün itibariyle ortak kullanım alanları dahil 1.107,08 m² büyüklüğünde iş yapmış olduğunu, sözleşmede metraj bildirilmemiş olduğunu, mezkur sözleşmenin tecrübesizlik menşeli hatadan kaynaklanan bir boşluk nedeniyle belirsiz edimli bir hal almış olduğunu, sözleşmede projeye uygun inşaat yapılacağı belirtilmiş ise de bunun ortak kullanım alanları dahil 495 m² büyüklüğünde brüt inşaat yapılasının kast edilmiş olduğunu, müvekkilin fazladan 612,08 m² büyüklüğünde iş yapmış olduğunu ve almış olduğu 375.000,00 TL nin üzerinde kendi cebinden 90.000,00 TL harcamış olduğunu, müvekkilinin fazladan sözleşme ve proje harici yapmış olduğu işlerin bedeli olan 375.000 TL yi peşin alamamış olduğu için işin gecikmiş olduğunu ileri sürerek, belirsiz edimli sözleşmenin feshine karar verilmesini, müvekkilinin yaptığı inşaatın değerinin tespitini, müteahitlik bedeli tespit edildikten sonra karşı taraftan alınan ücretler düştükten sonra kalan kısma mahsuben şimdilik 2.000,00 TL nin davalıdan tahsilini, bu talebinin reddi halinde proje harici yapılan inşaatın bedelinin tespiti fazla yapılan işlere ilişkin şimdilik 2.000,00 TL nin davalıdan tahsilini, taleplerin reddi halinde sözleşme harici yapılan iş bina yıkımı,moloz kaldırma bedelinin tespiti ile yapılan iş bedeline mahsuben şimdilik 1.000,00 TL nin davalıdan tahsilini, müvekkilinin uğramış olduğu manevi ızdıraba karşılık 10.000,00 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 23.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini toplam 158.068,49 TL ye çıkartmıştır.

II. CEVAP
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiştir.
Karşı davada davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 22.03.2017 tarihli ve 2013/270 Esas, 2017/108 Karar sayılı kararıyla, davacılar-karşı davalılar ve davalı-karşı davacı arasında 27.10.2010 tarihli eser sözleşmesi imzaladığı, sözleşmede inşaat ruhsatı ile sürenin başlayacağı ve işi bitirme belgesi alınana kadar bu sürenin 10 ay olduğunun ve inşaat projesinde brüt inşaat alanının 662,00 m² olduğunun belirtildiği, inşaatın seviyesinin %68,15 ve hak ettiği değerin 255.562,50 TL olduğu, davalı-karşı davacı yüklenici tarafından fazladan yapılan işlerin toplamının 71. 681,61 TL olduğu, sözleşmenin esaslı unsurlarına ilişkin anlaşma yapıldığı inşaatın davalı-karşı davacı yüklenici kontrolünde olduğu belediye projesine göre inşaat alanının 662 m² olduğu, projeyi yüklenicinin bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu nedenle inşaat alanının 662 m² kabul edilerek davalı yüklenicinin sözleşmeye göre inşaatı süresinde tamamlamadığı nedeniyle temerrüte düştüğü, kalan işlerin tamamlama süresinin 3 ay olduğu ve bedelinin 119.128,55 TL olduğu, davalının temerrüde düşmesi nedeniyle inşaatın tamamlanmasına izin verildiği, davacının temerrüt sebebiyle yoksun kaldığı kira gelirleri yönünden tespit edilen her bir davacı yönünden ayrı ayrı 1.206,00 TL yönünden davacıların taleplerinin kabulüne karar verildiği, davacı-karşı davalıların dava dilekçesi dışındaki talep kalemlerine ilişkin dava dilekçesinde usulüne göre açılmış bir dava bulunmaması nedeniyle dava dilekçesinde olmayan kelemlere ilişkin arttırımın taleplerinin değerlendirilmeye alınmadığı, davalı-karşı davacının sözleşmenin feshine yönelik talebinin sözleşmenin esaslı unsurlarına ilişkin anlaşma yapıldığının sözleşmede gösterilmesi uygun bulunmadığı, davalı-karşı davacının sözleşmenin 19. maddesine göre sözleşme harici yapmış olduğu 71.681,61 TL’nin tespit edildiği bu nedenle sözleşme harici yapılan bedelin karşı davalılardan alınarak karşı davacıya verilmesine gerektiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile, davalı yüklenicinin 09.10.2011 tarih itibariyle temerrüte düştüğünün tespitine, davalı yüklenicinin inşaatta 119.128,55 TL eksik imalat borcunun olduğu anlaşıldığından, bu eksikliğin giderilmesi için davacılara nama ifaya izin verilmesine, miktarın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların yoksun kalınan kira geliri için her bir davacı yönünden ayrı ayrı 1.206,00 TL ücretin 09.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karşı davanın kısmen kabulü ile, sözleşmenin feshi talebinin reddine, karşı davacının sözleşme harici yapmış olduğu fazla imalat bedeli 71.681,61 TL nin karşı davalılardan alınarak karşı davacıya verilmesine, karşı davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 23.01.2019 tarih ve 2018/4106 Esas, 2019/323 Karar sayılı ilamı ile, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile, sözleşmenin feshinin bazı koşullara bağlı tutulduğu istisnalar dışında, sözleşmenin feshinin, mahkeme kararına gerek olmaksızın ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı geri alınması mümkün bulunmayan bozucu yenilik doğuran tek taraflı irade beyanı olduğu, eser sözleşmeleri yönünden tapu devrini içermeyen sözleşmeler hariç mahkeme kararına gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönmenin her zaman mümkün olduğu, davalı yüklenicinin karşı davasında sözleşmenin feshini istemiş olup, tek taraflı beyan ile fesih mümkün olduğundan davalı-karşı davacının sözleşmenin mahkemece feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığından, karşı davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği, davalı yüklenici karşı dava dilekçesi ile fesih istemiş olup, karşı tarafa ulaşmakla sözleşme feshedilmiş sayılacağından davacı arsa sahibinin nama ifaya izin istemesinin mümkün olmadığı, sözleşme fesih edildiğinden davacı fazla ödemiş olduğu bedeli davalı yükleniciden isteyebileceği, sözleşmede iş bedeli götürü bedel olarak kararlaştırılmış olup, davalı yükleniciye fazla ödeme yapılıp yapılmadığının fiziki oran kurularak bulunması gerektiği, davacı iş sahibi, yükleniciye fazla ödeme yaptığını ve yüklenicinin talimatıyla malzeme alınırken de dava dışı satıcılara malzeme karşılığı bedel ödediğini iddia edip muhtelif faturalar sunduğu, mahkemece ödemeler konusundaki bu iddialar üzerinde de durulması gerektiği, yeni bilirkişi heyeti oluşturarak fesih tarihi itibariyle (karşı dava) yapılan inşaatın sözleşme kapsamındaki işlerin dosyadaki belge ve bilgiler, belediye ve yapı denetim firmasının raporları gözetilerek, bulunacak fiziki oranın sözleşme bedeli olan 375.000,00 TL’ye uygulanıp, bulunan bedel yüklenicinin hak ettiği iş bedeli olup, davacı tarafından yapılan tüm ödemeler ve yine yüklenici tarafından kabul edilecek diğer ödemeler de ilave edilerek toplam ödemenin bulunması gerekip, fazla ödemenin istirdadına ve faize karar verilmesi gerektiği, karşı dava yönünden bilirkişi kurulu oluşturularak sözleşme dışı yapılan işlerin neler olduğunun açıklığa kavuşturulması, bu işlerin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayici ile rapor alınması ve talebe bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği, karşı davada alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen istediği halde davalılardan tahsiline şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tapu devrini içermeyen eser sözleşmelerinin tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilebildiği, davalı yüklenicinin karşı davasında sözleşmenin feshini istemişse de, tek taraflı irade beyanı ile sözleşme feshedilebileceğinden karşı davada fesih talebi açısından hukuki yararının bulunmadığı, davalı yüklenici karşı dava dilekçesi ile fesih istemiş olup, sözleşme feshedilmiş sayılacağından davacı arsa sahiplerinin nama ifaya izin istemesinin mümkün olmadığı, işin tamamlanma oranının %68,15 oldupu, yüklenicinin hak ettiği bedelin 255.562,50 TL olduğu, davacı arsa sahiplerinin toplamda 400.106,00 TL ödediği ve geri talep edebileceği bedelin 144.543,50 TL olduğu, davalı yüklenicinin yaptığı ilave iş bedelinin 19.038,25 TL olduğu, davalı-karşı davacının talebi ile bağlı kalınarak ilave iş bedeli için 2.000,00 TL yönünden karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, kira alacağı ve manevi tazminat bozma dışında bırakıldığından bu hususlar hakkında önceki hüküm korunmak suretiyle karar verildiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile, davalının 09.10.2011 tarih itibariyle temerrüte düştüğünün tespitine, 144.543,50 TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacılara verilmesine, her bir davacı yönünden ayrı ayrı 1.206,00 TL kira bedelinin 09.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın kısmen kabulü ile, sözleşmenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine, 2.000,00 TL fazla imalat bedelinin davacı-karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı-karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde; sözleşme dışı işlerin mahalli piyasa rayici ile hesap edilmesi gerektiğini, taleple bağlı kalınarak müvekkilin hak ve alacağının hesap edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, inşaatın tamamlanma oranınının %68,15 olarak tespitinin hatalı olduğunu, müvekkilinin mimari proje haricinde de işler yaptığını, yapılan bu imalatların eksik tespit edildiğini, dava değerini artırdıkları halde artılan dava değerinin dikkate alınmadan karar verildiğini, taraflar arasındaki eser sözleşmesi fesih olduğundan fesih edilen sözleşmeye dayanarak müvekkilden sözleşmeyi süresinde ifa etmediği gerekçesi ile kira talep edilemeyeceğini, bozma kararında kira alacağı ile ilgili her hangi bir hükme yer verilmediğinden kira talebi yönünden inceleme yapılmasının yerinde olmadığını, davacı-karşı davalıların müvekkile 392.000,00 TL ödediğine dair müvekkilden yazı aldıklarını, sözleşmede kararlaştırılan bedelin içine KDV dahil olmadığını belirterek kararın bozulması talep etmiştir.

2.Davacılar-karşı davalılar vekili temyiz dilekçesinde; müvekkillerinin mahkemeye sunulan faturalarla sabit olan ödemelerinin yok sayıldığını, mübrez faturaları düzenleyen firmaların ticari defterlerine bakılması yahut vergi dairesinden satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin faturaların birer suretinin istenmesi gerektiğini, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan hatalı karar verildiğini, mahkemenin kararında faiz hakkında karar vermesi gerekirken hiçbir şekilde faiz hususuna değinmediğini, karşı davacının 24.09.2013 tarihli ıslah dilekçesinin göz ardı edildiğini, ıslah dilekçesi nazara alınarak arttırılan tutarın reddedilen kısmı üzerinden lehimize vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl davada uyuşmazlık eksik kalan işler için nama ifaya izin ve kira gelir kaybı istemine, karşı davada sözleşmenin feshi, manevi tazminat ve ilave imalât bedeli istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanununun 97 nci, 355 nci ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentle kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut olayda asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde, davalı yüklenicinin temerrüte düştüğünün tespiti ile bu tarih itibariyle alacaklarının reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkemece asıl davada davacılar vekilinin faiz talebiyle ilgili, faiz türüne ve faizin başlangıç tarihine ilişkin hüküm kurulmaması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Karşı davada davacı vekili, 23.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 158.068,49 TL’ye çıkartmıştır. Mahkemece karşı davada ıslah dilekçesi göz önünde bulundurulmadan, davacının ilave iş bedelinin 19.038,25 TL olduğunun tespit ile talebi ile bağlı kalınarak 2000,00 TL ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-karşı davada davacı arsa sahipleri vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Yukarıda 3. bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-karşı davalı yüklenici vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan taraflara verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere

24/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.