Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/737 E. 2023/509 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/737
KARAR NO : 2023/509
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Uşak İl Müdürlüğünün Uşak, Merkez, Üçkuyular Köyü toplulaştırma işini aldığını, işin köylülere ev yapımına ilişkin olduğunu, bu işi devretmek istediklerini öğrenen müvekkilinin, komşu Karakuyu Köyü muhtarı … olduğu halde şantiye kalfası … ve davalının arkadaşının olduğu ortamda davalı ile görüşerek, toplulaştırma işini devraldığını, davalının mal aldığı kişilere ve işçilere borcunun bulunması sebebiyle müvekkilinin 30.000,00 TL olduğu belirtilen bu borç hariç olmak üzere, kalan bedel karşılığı 6 adet, toplamda 170.000,00 TL bedelli çeki davalıya verdiğini, davalının borcunu ödemediği gibi tüm işçilere borcu olduğunu, köy muhtarı ve bazı köylülerden borç aldığını, aldığı malzemelerin paralarını ödemediğini, yine hak ediş alacaklarında haciz olduğunun öğrenildiğini, köylülerin toplulaştırma işi için verdikleri vekaletten davalıyı azledince noterden yapılan devir ve yazılı sözleşmenin hiçbir hükmünün kalmadığını, davacının davalıyı dolandırıcılık suçundan şikayet ettiğini ve Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/12668 soruşturma sırasına kaydının yapıldığını, köylülerin toplulaştırma sözleşmesini iptal edince esasen hakkı olmayan yeri devir etmesi nedeni ile davalıya verilen çeklerin karşılıksız kaldığını, hacizler nedeniyle yapılmasının mümkün olmadığını, davalının azil nedeni ile devir ettiği iş konusunda yetkisi kalmadığından verilen çekler ödendiğinde semeresiz kalacağını belirterek, sözleşmeden ve çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin iptaline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Üçkuyular köylüleri arasında KEEY yardım sözleşmesi yapıldığı, daha sonra Üçkuyular köyü muhtarı ile 2015 tarihli gün ve ayı olmayan bir sözleşmeyi davalı ve Burak Bektaş’ın imzaladığı, evleri yapılacak köylülerden vekaletnamelerin davalı … ve Burak Bektaş adına alındığı, bu vekaletnamelere dayanarak davacı ile sözleşme yaparak 03/12/2015 tarihinde davacıya Kemal Baktaş’ın vekalet verdiği, (Uşak 1.Noterliğinin 03/12/2015 tarih ve 9292 yevmiye nolu) sözleşme gereği köydeki şantiyeye gidilip devirlerin yapılacağının kararlaştırılarak davacı yanca sıralı ve toptan 170.000.00 TL’lik çeklerin verildiği, ancak davalı …’in köye gelmeyerek çekleri alıp kaybolduğu, telefonlarını açmadığı, böylece taraflar arasında kurulmaya çalışılan sözleşmenin tamamlanmadığı, davacıya şantiye devrinin ve malzemelerin devrinin yapılmadığı, davacının sözleşme kapsamında verdiği çeklerin karşılığının davacıya teslim edilmediğinin, dosya kapsamı ve tanık anlatımlarıyla anlaşıldığı” gerekçesiyle sözleşme nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve bu sözleşme nedeniyle davacı tarafından davalıya verilmiş olan çeklerin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı istinaf dilekçesinde, davacı ile anlaşmayı imzaladıktan sonra, sözleşmeyi noterde onaylatıp çeklerini aldığını, davacının değil kendisinin mağdur edildiğini, devir tarihinde bedeli 400.000,00 TL olan inşaat malzemelerini davacının alarak kullandığını ve hakediş yaparak para kazandığını, ancak çeklerin halen daha bu dava nedeniyle ödenmediğini, çeklerin demirbaş inşaat malzemesi ve şantiye için verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Taraflar arasındaki akdin ifası imkansız hale geldiğinden ve bu dava ile sözleşme davacı tarafından feshedildiğinden tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri alması gerekir. Bu nedenle menfi tespit davasının kabulü kararı yerinde bir karardır. Ancak dava konusu çekler haklarında, bu çeklerden ötürü davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi, çekleri ciro alan 3. kişilerin iyi niyetlerinin korunması gerekir. Çeklerin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Dairemizce davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki 03.12.2015 tarihli adi yazılı sözleşme davacı tarafından feshedildiğinden, davacının, davalı …’a borçlu olmadığının tespitine ve sözleşme nedeniyle davacı tarafından davalıya verilen çeklerden ötürü davacının, davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, dair karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davalının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile “davacının, davalı …’a borçlu olmadığının tespitine ve sözleşme nedeniyle davacı tarafından davalıya verilen Yapı Kedi Bankası Osmaniye Merkez Şubesinin 08.02.2016 vadeli 3497873 seri nolu, 08.03.2016 vadeli 3497874 seri nolu, 08.04.2016 vadeli 3497875 seri nolu, 08.05.2016 vadeli 3497876 seri nolu, 08.06.2016 vadeli 3497877 seri nolu her biri 30.000,00’er TL bedelli ve 06.01.2016 tarihli 3497878 seri no.lu 20.000,00 TL bedelli çeklerden ötürü davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine ve davacının 03.12.2015 tarihli tek sayfa adi yazılı şekilde yapılmış sözleşme nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair çeklerin iptal edilmesi ile ilgili taleplerin reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığı kabul edildiğine ve davanın başka tarafı olmamasına göre ortada reddedilen bir kısım olmadığını, dosyanın başka bir tarafı olmamakla mahkeme kararının üçüncü kişiyi bağlamayacağını, tüm dava reddedilmiş gibi vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, kararın sadece bu nedenle bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, İİK madde 72, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Davada taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti ve sözleşme uyarınca davalıya verilen toplam bedeli 170.000,00 TL olan çeklerin iptali talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesince dava kabul edilerek taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ile bu sözleşme nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve davacı tarafından davalıya verilmiş olan 6 adet çekin iptaline karar verilmiştir.

2.Karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince çeklerin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı, çeklerin ciro alan üçüncü kişilerin iyi niyetlerinin korunması gerektiğinden dava konusu çeklerden ötürü davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine ve sözleşme nedeniyle davacı tarafından davalıya verilen çeklerden dolayı davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

3.Bölge Adliye Mahkemesince sözleşme gereğince ve dava konusu tüm çeklerden dolayı davacının, davalıya borçlu olmadığına karar verildiğinden davanın kabulüne karar verildiği gözetilerek vekalet ücretinin buna göre takdir edilmesi gerekir. Mahkemece çeklerin iptali isteminin reddine karar verilmesi nedeniyle davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olup bozma sebebidir. Ne var ki o hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunun 370. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan “Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihindeki A.A.Ü.T hükümlerine göre ve davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden 20.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine” ifadelerinin karardan tamamen çıkartılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.