Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/732 E. 2023/2153 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/732
KARAR NO : 2023/2153
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/854 E., 2021/1111 K.
DAVA TARİHİ : 28.04.2017
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/153 E., 2019/250 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasındaki 16/12/2009 tarihli sözleşme ile yapımı üstlenilen Ziraat Fakültesi Binası inşaatı kapsamında ödenmeyen alacaklara ilişkin açılan ve karara bağlanan Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/792 esas sayılı dava dosyasında belirlenen ama talepten fazla olması sebebi ile hükümde gösterilmeyen 199,321,38 TL nin davalı idareden talep tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket ile müvekkili idare arasında 16/12/2009 tarihinde Ziraat Fakültesi binası inşaatına ilişkin sözleşme yapıldığını, davacının söz konusu inşaat işine ilişkin alacak taleplerini aynı mahkemenin 2011/67 E. Sayılı dosyası ile açtığı davaya hasrettiğini, bu sebeple davacının ek dava ile aynı konu ile alakalı alacak isteminin yerinde olmadığını, eser sözleşmesinin 5 yılllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve alacak kalemlerinin zalanaşımına uğradığını, sözleşmenin götürü bedelli olduğu ve yapılan imalatların ilave imalat sayılmayacağı ve yapılan değişiklikler sebebiyle talepte bulunamayacağını, eksik işler karşılığının da takas ve mahsup edilmesi gerektiğini beyanla açılan davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının alacaklarının aynı mahkemenin 2015/792 esas ve 2016/80 karar sayılı dosyası ile sabit hale geldiği ve hesap bilirkişinin 23/09/2018 havale tarihli raporunda da davacının 3.499,759,34 TL alacağı bulunduğu, Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde ıslah ile artırılan tutar olan 3.300,438,16 TL nin tenzilatı ile kalan 199,321,38TL olarak hesaplandığı hususunda rapor verdiği, bu nedenle davacının davalıdan 199,321,38TL alacağının olduğu, davanın eserdeki kusurdan değil eserin bedelinin ödenmemesinden dolayı açıldığı ve 16/12/2009 tarihli yapım işi sözleşmesi de nazara alındığında TBK M.478’de bulunan 5 yıllık zamanaşımı süresinin bu davada uygulanamayacağı, somut uyuşmazlıkta zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu ve işin yapımı ve sözleşme tarihi de nazara alındığında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı kanaati ile açılan davanın kabulüne, 199.321,38TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının alacak taleplerini ilk davaya hasrettiğinden ek dava açamayacağını, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı ile yapılan sözleşmenin feshedilerek kalan işlerin ikmali için yeniden ihaleye çıkıldığını, ikmal inşaat ihale evraklarına göre yeniden değerlendirme yapılması talebinin karşılıksız bırakıldığını, davacı tarafından yapılmayan işlerin bilirkişi raporuna dahil edildiğini, iş eksilişleri ve eksik işlerin dikkate alınmadığını, takas ve mahsup taleplerinin de dikkate alınmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle Yargıtay 15. HD. 2020/3017 esas 2021/2850 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin kural olarak 5 yıl olduğu ve bu sürenin teslim veya fesihten başlatılması gerektiği, somut olayda; fesih tarihinin 16/04/2013 olup, bundan itibaren dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, verilen kararın istinaf sebeplerini karşılamadığı, eksik işlerin yapılmış gibi, projede bulunanların da ilave imalat gibi hesaplamaya dahil edildiği, iş eksilişlerinin dikkate alınmadığını, davacının alacak taleplerini ilk davaya hasrettiğinden ek dava açamayacağını, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı ile yapılan sözleşmenin feshedilerek kalan işlerin ikmali için yeniden ihaleye çıkıldığını, ikmal inşaat ihale evraklarına göre yeniden değerlendirme yapılması talebinin karşılıksız bırakıldığını, takas ve mahsup taleplerinin de dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri

2. 6100 sayılı Kanun’un 353/1-b maddesinin ilgili kısmı şu şekildedir:
“…
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;

1)İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,

2)Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,

3)Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.”

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Kanunun 353 ncü maddesine göre bölge adliye mahkemesi davanın esası ile ilgili olarak üç türlü karar verebilir. Bunlardan ilki, başvurunun esastan reddi; ikincisi yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında; üçüncüsü ise yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında karar vermektir. Kanun hükmü, başvurunun esastan reddi ile aynı anda yeniden esas hakkında veya düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına imkân tanımamaktadır. Diğer taraftan 6100 sayılı Kanunun “İncelemenin kapsamı” başlıklı 355 nci maddesine göre bölge adliye mahkemesi, istinaf sebepleri ile bağlı ise de kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetebilir. Ancak anılan düzenleme tamamen incelemenin kapsamına ilişkin olup bölge adliye mahkemelerince 353 üncü madde gereğince kurulacak hükmün şekline etkili değildir. Bu bakımdan bölge adliye mahkemesince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ile kamu düzenine aykırılık hâlleri bakımından ayrım yapılarak Kanun’da yer verilmeyen şekilde hüküm kurulması mümkün değildir. Kaldı ki kamu düzenine aykırılık bakımından bir inceleme yapılabilmesi de istinaf başvurusunun kabulüne bağlıdır. Örneğin 6100 sayılı Kanunun “Ön inceleme” başlıklı 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde “başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin gösterilmemesi” hâline yer verilmiştir. Bu hâlde bölge adliye mahkemesince 353 ncü madde gereğince sadece kamu düzenine aykırılık bağlamında inceleme yapıldıktan sonra yine başvurunun esastan reddine veya kabulüne karar verilerek hüküm kurulmaktadır.

3.Belirtilen sebeplerle taraflardan birinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ve kamu düzenine aykırılık bakımından yapılacak incelemenin sonucunda, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını yahut düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını gerektiren bir hâl tespit edildiği takdirde artık istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemez.

4.Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince; davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde, ilk derece mahkemesinin gerekçesinden farklı olarak eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin kural olarak 5 yıl olduğu ve bu sürenin teslim veya fesihten başlatılması gerektiği, somut olayda; fesih tarihinin 16/04/2013 olup, bundan itibaren dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Kanunun 353 ncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) nci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda belirtildiği üzere 6100 sayılı Kanunun 353/1-b-2 maddesi gereği, kararın gerekçesinde hata edilmiş ise istinaf başvurusunun kabulü ve yerel mahkeme kararının kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddi ile ilk derece mahkemesinin gerekçesinin değiştirilerek hüküm kurulması yukarıda açıklanan Kanun hükümlerine açıkça aykırı olup karar bu yönüyle hatalı olmuştur. Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.