Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/568 E. 2023/1490 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/568
KARAR NO : 2023/1490
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/437 E., 2021/320 K.
DAVA TARİHİ : 07.09.2015
HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçilerin müvekkili ile davalı aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçiler lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçilere icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalının sorumlu olduğunu, firmadan talep edildiğini ancak belirtilen bedelin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle işçinin ücretlerinden davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.06.2016 tarih ve 2015/373 E., 2016/315 K. Sayılı kararı ile davacının davalı ile yapılan sözleşme kapsamında SGK kayıtlarına göre davalı bünyesinde çalışan işçilere yapılan ödemeyi aralarında imzalanan sözleşme hükümlerine göre davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davalının sorumluluğunu belirleyen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 29.06.2020 tarih 2017/50 E. 2020/1743 K. Sayılı ilamı ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile dairenin ilkeleri çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davalının ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin yarısından sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı ile yapılan sözleşme kapsamında SGK kayıtlarına göre davalı bünyesinde çalışan işçilere yapılan ödemeyi aralarında imzalanan sözleşme hükümlerine göre davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davalının sorumluluğunu belirleyen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; işçilik haklarından doğan tüm ödemelerin yüklenici firmaya ait olması ilgili sözleşmeler gereği olduğundan, icra inkar tazminatının reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Karara karşı karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın Kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.