Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/540 E. 2023/150 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/540
KARAR NO : 2023/150
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; davalı idare ile Aydın Köşk Kaymakamlığı Hükümet Konağı yapım işine dair 21.03.2014 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmede işin süresinin 400 gün olarak belirlendiğini, ilk yer tesliminin 26/03/2014 tarihinde yapıldığını, ancak Köşk Kaymakamlığı’nın 05/05/2014 tarihli yazıları ile inşaatın yapılacağı yerin değiştirildiğini, yeni inşaat yeri ile ilgili resmi işlemlerin tamamlanması ile vaziyet planı ve uygulama projelerinin revizesi sebepleri ile 26/03/2014 tarihinden 22/10/2014 tarihine kadar beklenmek zorunda kalındığını, bu beklemeden dolayı davacının fiyat farkı alacağına hak kazandığını, bu farkın davacı firmaya ödenmediğini, ayrıca haksız olarak hakedişten 118.532,26 TL gecikme cezası kesildiğini, projede ve mahal listesinde belirtilen ısı geri kazanım cihazının montajı yapılmasına karşılık, bu cihaz bedelinin ödenmediğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL fiyat farkı alacağı, 118.532,26 TL gecikme cezası ile ısı geri kazanım cihazı bedeli 4.790,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; fazladan kesilmiş bir gecikme cezası olmadığını, sözleşmede fiyat farkı verilmeyeceğinin düzenlendiğini, ısı geri kazanım cihazı yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin 2016/701 Esas, 2019/65 Karar ve 09.05.2019 tarihli kararı ile özetle, davacının 26/03/2014-22/10/2014 tarihleri arasında idareden kaynaklı sebeplerle mevcut sözleşmeye konu işlemlerini gerçekleştiremediği ve bu süre içerisinde başka bir iş yapma olanaklarının bulunmadığı değerlendirilerek bu süre içerisindeki gecikmeden kaynaklı oluşan zararlarının 256.060,00 TL olduğu, davacının gecikme cezası olarak hakedişten kesilen bedelin 1.686,64 TL olması gerektiği, ancak 118.532,26 TL olarak yapılan kesinti nedeniyle iadeye tabi bedelin 116.845,62 TL olduğu, yine ısı geri kazanım cihazı bedelinin ödenmemesi nedeniyle bu cihaz bedelinin de 4.790,00 TL olduğu değerlendirilerek toplam 377.695,62 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV- İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/2121 Esas, 2021/1528 Karar ve 30.11.2021 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; sözleşme ve şartname uyarınca fiyat farkı verilmesinin mümkün olmadığı, iş bitim tarihinin ek süreler dahil 28.02.206 olmasına rağmen işteki eksik ve kusurların 10.06.2016 tarihinde tamamlanması nedeniyle bu iki tarih arası için sözleşmede kararlaştırılan günlük gecikme cezası oranı üzerinden ceza uygulamasının doğru olduğu, bilirkişilerce eksik kalan işin toplam işe oranı üzerinden gecikme cezası hesaplanmasının doğru olmadığı, ısı geri kazanım cihazının yerinde yapılmadığı gerekçesiyle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken fiyat farkı alacağı, haksız kesilen gecikme cezası ve ısı geri kazanım cihazı bedeline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Borçlar Kanunu’nun 138 inci, ihale mevzuatı.
3. Değerlendirme
1. Davalı idare, davacı yüklenicinin ısı geri kazanım cihazını yapmadığı gerekçesiyle hakedişten kesinti yapmış ise de; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, ısı geri kazanım cihazı olmadan sistemin çalışmayacağı belirtildiğinden mahkemece cihazın bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olup, davalının bu temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.
Taraflar arasında sözleşmeye konu iş için, 14.04.2016 tarihinde geçici kabul tutanağı düzenlenmiş olup, işin bitirildiği tarih olarak 28.02.2016 kabul edilmiş, tutanakta belirtilen eksik ve kusurlu işlerin tamamlanması için davacı yükleniciye 25.04.2016 tarihine kadar süre verilmiştir. Ancak davacı, eksik ve kusurlu işleri 10.06.2016 tarihinde tamamlamıştır. Taraflar arasında 10.06.2016 tarihli kesin hakediş tutanağı tanzim edilmiş, davacı bu hakedişi usulüne uygun ihtirazi kayıt koyarak imzalamış, davacının alacağından bu hakedişte 28.02.2016 ile 10.06.2016 tarihleri arası 103 gün için sözleşme bedelinin %0,03 oranında 118.532,26 TL gecikme cezası kesilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 21.03.2014 tarihli sözleşmenin 8. maddesine göre, Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki mahiyetinde olup, yine sözleşmenin 19. maddesine göre işin teslimi, geçici ve kesin kabul işlemlerinin nasıl yapılacağı hakkında şartnameye atıf yapılmıştır. Şartnamenin 42. maddesi uyarınca geçici kabulün nasıl yapılacağı düzenlenmiş olup, yapılan işte sözleşme bedelinin %5’inden fazla oranda eksik ve kusurlu iş bulunmadığı takdirde, işin geçici kabulünün yapılacağı düzenlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen geçici kabul tutanağı ile işin 28.02.2016 tarihinde teslim edildiği sabit hale geldiğinden, davalı idarece iş teslim edilmemiş gibi gecikme cezasının başlangıcı olarak bu tarihin dikkate alınması doğru olmadığı gibi, işin geçici kabulünün yapıldığı, bir takım eksik ve kusurlu işlerin belirlendiği anlaşılmasına rağmen bu eksik ve ayıplı imalatların giderim bedeli üzerinden sözleşmede belirlenen oran üzerinden gecikme cezası hesabı yapılması gerekirken, sözleşme konusu iş hiç teslim edilmemiş gibi, tüm sözleşme bedeli üzerinden sözleşmede kararlaştırılan oran üzerinden kesin hakedişte gecikme cezası kesilmesi de doğru olmamıştır. Bu nedenle mahkemece, geçici kabul tutanağındaki eksik ve ayıplı işler giderim bedeli üzerinden sözleşmede belirlenen gecikme cezası oranı uygulanarak ve geçici kabulde verilen süreyi aşan süre için hesaplanan gecikme cezasına hükmedilmesi doğru olup, davalının bu temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.
2. Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesine göre aşırı ifa güçlüğü, sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 14.2 maddesinde, fiyat farkı hesaplanmayacağı; 14.3. maddesinde de, sözleşmede yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılmayacağı düzenlenmiştir.
Söz konusu açıklamalar somut uyuşmazlık bakımından değerlendirildiğinde, sözleşmenin imzalanmasından sonra davalı idare tarafından işin yapıldığı yer değiştirilmiş ve bu nedenle de 26/03/2014-22/10/2014 tarihleri arasında işin yapımı durdurulmuştur. Davacı yüklenici, bu duran sürede fiyat farkı alacağına hak kazandığını iddia etmiş, mahkemece de fiyat farkı kararnamesine göre hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah da dikkate alınarak bu alacağa hükmedilmiş ise de, az yukarıda bahsedilen TBK’nın 138. maddesine göre, davacının sözleşmeyi yeni koşullara uyarlanmasını talep edebilmesi için ya sözleşmeyi ifa etmemiş ya da ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı yüklenici sözleşmeyi ifa ettiği gibi, ifanın aşırı güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutmamıştır. Ayrıca sözleşmenin 14.2 ve 3. maddelerinde açıkça fiyat farkı verilmeyeceği de düzenlendiğinden mahkemece davacı lehine fiyat farkı alacağına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın belirtilen bu nedenlerle bozulması uygun görülmüştür.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararının KALDIRILMASINA,

2-İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.