YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5120
KARAR NO : 2022/6001
KARAR TARİHİ : 22.12.2022
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen 13.10.2022 tarihli ek karar ile gerekçeli bölge adliye mahkemesi kararının temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, … Büyükşehir Belediyesinin …, …, …, … ve … ilçelerinde muhtelif yolların silindir ile sıkılaştırılabilir beton işinin müvekkili Rasim İnan İnş. Tahh. Nak. Mim Müh San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ihale edildiğini, bu işin yapımında müvekkileri arasında alt yüklenicilik sözleşmesi kapsamında … ilçesinde … Çiftlik Mahalleleri arasındaki silindir ile sıkılaştırılmış beton yolunu birlikte yaptıklarını, bu yolun büyük çoğunluğunun yapımında davalı şirkete ait hazır beton kullanıldığını, iş sahibi idarenin davaya konu beton yolu denetimlerinde yolun yüzeyin bozuk olduğu, yolda soyulmalar ve çukurların meydana geldiği yönünde ihtar gönderdiğini, sonrasında bozuk yolun üzerine 10 cm kalınlığında silindir ile sıkılaştırılmış beton yapıldığını, ekstra yapılan bu işin başka bir beton firmasından alınan betonla yapıldığını, kusur durumunun ve zarar miktarının yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin ayrı ayrı uğramış olduğu zarar nedeniyle şimdilik fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 500,00’er TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacılar tarafından yapılan yol çalışmasında birden fazla firmadan alınan hazır betonun kullanıldığı, yoldaki bozukluğun hangi firmadan alınan hazır betondan kaynaklandığı, hazır betondaki kusurun imalattan mı yoksa kullanımdan mı veya taşımadan mı kaynaklandığı hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekilinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince, davacı tarafça 1.000,00 TL’nin tahsilinin talep edildiği, miktar itibariyle dava değerinin istinaf kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle ret kararı vermiş, bu karara karşı davacılar vekilinin temyiz kanun yoluna başvurması üzerine ek karar ile davanın miktar yönünden kesinlik sınırı altında kalması gerekçesiyle ret kararı vermiştir.
Ek kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince ayıplı ifadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davanın 1.000,00 TL üzerinden harçlandırılarak ve şimdilik fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak açıldığı, dosya içerisinde mevcut seçenekli olarak sunulan bilirkişi raporunda belirtilen miktarın istinaf kesinlik sınırının üstünde bir miktar olduğu, bu nedenle davanın miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığının söylenemeyeceği ve ek kararın kaldırılarak davacıların istinaf taleplerinin incelenmesi gerektiğinden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince verilen ret kararı doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin, temyiz isteminin reddine ilişkin 13.10.2022 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA ve davacılar vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesi yönünden açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin ret kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK’nın 373/2 maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 22.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.