Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/4902 E. 2023/2737 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4902
KARAR NO : 2023/2737
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1791 E., 2022/2232 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/140 E., 2019/269 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen sıra cetvelindeki sıraya şikayet davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Şikayetçi, sıra cetvelinde pay ayrılan davalıya ait takip dosyasında borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz ve geçersiz olması sebebiyle takibinin kesinleşmediğini, ödeme emri usulüne uygun tebliğ edildiği kabul edilse bile haciz konulan borçlunun 3.kişilerdeki parası 6 ay içerisinde dosyaya istenmediğinden haczin düştüğünü, kendi alacağının rüçhanlı alacak niteliğinde olduğunu, düzenlenen sıra cetvelinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile davalı alacaklıya yapılan yersiz ödemenin geri alınmasını talep ve şikayet etmiştir.

II. CEVAP
Şikayet olunan vekili, takibin usule uygun olarak kesinleştiğini, davacının alacaklı olduğu takip dosyasının kesinleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.06.2019 tarihli ve 2019/140 Esas, 2019/269 Karar sayılı kararıyla; davalı takip dosyasında yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, haciz yapıldığı sırada borçlunun annesinin haciz mahallinde bulunduğu, borçlunun takibi öğrendiğinin kesin olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet olunan vekili ile şikayetçi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2021 tarihli ve 2019/2224 Esas, 2021/414 Karar sayılı kararıyla; davalı takip dosyasında borçluya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığı, icra takibinde borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğine dair delil de bulunmadığından davalı takibinin kesinleşmediği, davacının ihtiyati haczinin ise itirazın iptali davasında karar verilmediği kesin hacze dönüşmediği, her iki alacak yönünden de hacizler kesinleşmediğinden sıra cetveli düzenlenmesi koşulları oluşmadığı, İİK’nın 361. madde uyarınca paranın iadesini davacının isteyemeyeceği, iptal nedenlerinin gerekçe de gösterilip hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesi gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının reddiyle, ilk derece mahkemesi kararının re’sen kaldırılmasına, sıra cetvelinin iptaline, davalıya ödenen paranın dosyaya iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet olunan vekili ile şikayetçi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 12.05.2022 tarihli, 2021/3214 Esas, 2022/2690 Karar sayılı ilamıyla bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararı bulunduğu, somut olayda, şikayetçi ihtiyati haczinin şikayete konu sıra cetvelinin düzenlendiği tarihte kesin hacze dönüşmediğinin sabit olduğu, bu durumda şikayetçinin ihtiyati haczi kesin hacze dönüşmediğinden sıra cetveline itiraz davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğu sebebiyle şikayetçinin davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı talebin istinaf talebinin yerinde olmadığı belirtilerek Yargıtay bozma ilamındaki gerekçeyle davalı vekili istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının davasının HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi temyiz dilekçesinde; sıra cetvelinin düzenlendiği takip kesinleşmediğinden konulan hacizde geçersiz olup bu dosyadan sıra cetveli yapılamayacağını, alacağının avukatlık ücretinden kaynaklanan rüçhanlı alacak olduğunu, dosyaya gelen paradan öncelikli olarak ödenmesi artan para olması halinde sıra cetveli yapılması gerektiğini, davada tam ve gerçek hukuki bir yarar olduğunu, hukuki olarak ihtiyati haczin şartları mevcut ise haczedilen paraya iştirak edebileceğini, garameye katılabileceğini, ihtiyati hacze de sıra cetvelinde pay ayrılabileceğini, hatalı olarak iştirak ve garame dışında tutulursa sıra cetveline dava hakkını olmadığını kabul etmenin ya da ihtiyati haciz alacaklısının sıra cetveline yönelik hukuki yararının bulunmadığını kabul etmenin İİK’nın sıra cetveline ve ihtiyati haczin sağladığı hukuki korumaya ilişkin kural ve ilkeleri yok saymak olduğunu, Yargıtay kararlarında geçen usulden red nedenlerinin davanın borçluya yöneltilmesi, geçerli bir haciz bulunmaması, haczin düşmüş olması, davanın süresinde açılmamış olması halinde söz konusu olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK’nın 142. maddesi
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden şikayetçiye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.