YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4835
KARAR NO : 2022/5639
KARAR TARİHİ : 06.12.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük. Mahk. Sıf.)
KARAR
Dava, vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanarak talep edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesince miktar itibariyle kesin olan 04.02.2021 tarih, 2018/654 Esas ve 2021/60 Karar sayılı karara karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz isteğinde bulunulmuştur.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalının da kat maliki olduğu apartmanın yöneticileri arasında imzalanan mantolama sözleşmesi gereğince, davacı şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı borçlunun payına düşen bedeli ödemediği gerekçesiyle aleyhinde başlatılan ilamsız icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiği ileri sürülerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile apartman yönetimi tarafından mantolama sözleşmesi imzalanmasına ilişkin apartman yönetim kurulu karar defterinde imzasının olmadığını, buna ilişkin kendisine bilgi de verilmediğini, meydana getirilen eser nedeniyle 4.400,00 TL’nin payına düştüğü belirtildiğini, yine birinci katta bulunan … Belediyesi’ne ait … ve diğer kat maliklerinin ve … Apartmanlarının A ve B bloklarında bulunan işyerlerine ilişkin bağımsız bölüm maliklerinden işbu katılım payının alınmadığını, bu işleme ilişkin her türlü talep, şikayet ve dava hakkını saklı tuttuğunu, bu nedenlerle davanın reddini savunarak davacının dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından yapılan işlerin davalının yararına olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin vekaletsiz iş görme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile … İcra Müdürlüğünün 2017/118 takip sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiş, kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle Samsun Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun başvuru şartları mevcut olmadığından usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması amacıyla Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz isteğinde bulunulmuştur.
Adalet Bakanlığı başvurusunda, davalı ile yüklenici arasında dış cephe mantolaması yapımına ilişkin herhangi bir sözleşmenin düzenlenmediği, sözleşmenin tarafı olmayan kat maliklerine sözleşmede ödemelerin site yönetimince değil kat maliklerince yapılacağına dair düzenleme ile yükümlülük getirilemeyeceği, akdî ilişkinin yüklenici ile dava dışı site yönetimi arasında kurulduğu, bu nedenle davalıya husumet yöneltilemeyeceği göz önünde bulundurularak davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği itirazlarında bulunmuştur.
6100 sayılı Kanun’un 363. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
Yukarıda belirtilen 6100 sayılı Kanun’un 363. maddesinin birinci fıkrası yürürlükteki yasalara aykırılık hallerinde uygulanır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, maddi vakıaları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek yetkisi hâkime aittir. Bir başka ifadeyle tarafların ileri sürmüş olduğu maddi vakıaların hukuki nitelendirmesini yapmak, yani somut olay ya da ilişki bağlamında işlerlik kazanacak olan hukuk kurallarını araştırıp bulup olay veya ilişkiye doğru bir biçimde uygulamak, hâkim tarafından resen yerine getirilmesi gereken bir görevdir.
Dava, vekaletsiz iş görme hükümlerine göre alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacı yüklenicinin alacağını sözleşmenin tarafı olan apartman yönetimi yerine bağımsız bölüm sahibi olan davalıdan payı oranında isteyip isteyemeyeceği, kat maliki davalının da davalı sıfatının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kanun yararına bozulması talep edilen kararda, dava konusu olay vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında değerlendirilmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Söz konusu kararda somut olay kapsamında uygulanacak yasa maddelerinin hakim tarafından belirlenip, olaya uygulandığı anlaşılmış olmakla, yürürlükteki yasalara açık aykırılık bulunmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesinde kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki yasalara aykırı bulunan bir karar verilmemiştir. Yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmedikçe kanun yararına bozma kararı verilemez.
O halde yasal şartları oluşmayan kanun yararına temyiz başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363/1 maddesine dayalı kanun yararına temyiz isteğinin açıklanan sebeple REDDİNE, gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dava dosyasının mahkemesine gönderilmek üzere Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne iadesine, 06.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.