Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/466 E. 2023/1745 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/466
KARAR NO : 2023/1745
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/174 E., 2021/285 K.
DAVACI / KARŞI DAVALI : … Petrol ve Petrol Ürünleri Turizm Otelcilik ve Market İşletmeciliği Limited Şirketi … Şubesi vekili Avukat …
DAVALI / KARŞI DAVACI : … vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 17.09.2015
HÜKÜM/KARAR : Esas Ret

Taraflar arasındaki asıl ve karşı davada menfi tespit davasından dolayı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı-karşı davacı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı-karşı davalı vekili Avukat … geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, davalı ile arasında 11.03.2015 tarihli Metropol otel projesinde Aquapanel bölme duvar, cephe duvarları ve cephe kaplamasının malzeme, nakliye, imalât ve işçiliklerinin yapımı için KDV dahil 670.000,00 TL götürü bedelle sözleşme imzalandığını, taahhüt süresinin aşılması üzerine Aquapanel cephe kaplama detay imalâtı 44.098,00 TL de eklenerek, 17.06.2015 tarihinde ek protokol imzalandığını, ek protokol ile iş bedelinin KDV hariç 611.777,32 TL olarak kabul edildiğini, davalıya 435.500,00 TL’lik 7 adet çek verildiğini, harici ödemelerle davalıya toplam 470.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak işin 10.08.2015 tarihinde bitmesi taahhüt edilmiş olmasına rağmen henüz uygulama yapılacak cephelerin 1/4’ünün tamamlanmış olduğunu, davacıya ait 62.000,00 TL bedelli son çekin dava sonuna kadar ödenmesinin engellenmesi ile 670.000,00 TL miktarında borçlu olmadığının tespitine ve alacaklı olunan tutarın istirdadına karar verilmesini talep dava etmiştir.

II. CEVAP
1-Davalı cevap dilekçesinde, bahsi geçen 7 adet toplamda 435.000,00 TL tutarındaki çekler ile binanın cephe kaplaması malzemesinin tamamının alınarak şantiye alanına depo edildiğini, işveren şirket ile yeniden, iş süresi ve ödemelerin ne şekilde yapılacağı ve imalât işinin ne zaman yapılıp teslim edileceği ile ilgili olarak aralarında 17.06.2015 tarihli ek protokol düzenlendiğini, yapılan ek protokol gereği 10.08.2015 tarihi itibariyle cephe kaplama imalâtının teslim edilmesi gerektiğini, işveren şirketin şantiyede iş güvenliği kurallarına uymadığı gerekçesiyle mühürlenmesi nedeniyle, şantiyenin 03.07.2015 tarih ila 18.08.2015 tarihi arasında çalışmaya kapatılması sonucu işin teslim edilmesi gereken sürenin aşıldığını, sözleşmenin 4. maddesi son fıkrası gereği verilen çek bedelleri karşılığı alınan kaplama malzemesinin şantiye adresine sevki yapılarak şantiye alanında muhafaza edileceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirketin iki hakedişteki alacağının miktarının 36.373,79 TL+ 31.514,67 TL = 67.888,47 TL olduğunu, bu paranın sadece 31.602,68 TL’sinin ödendiğini, 35.335,29 TL’nin ödenmediğini, ayrıca 28.08.2015 tarihinde 20.489,72 TL nispetinde 3. hakediş hazırlanarak işveren şirkete gönderildiğini ancak ödenmediğini, şantiyede bulunan ekipmanların alınmak istendiğini ancak davacı şirketin engellediğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı, karşı dava dilekçesinde, mahkemece akdin feshine karar verilmesi ile cari hesapta kalan 35.335,29 TL ve 3. hakedişten dolayı doğan 20.489,72 TL, davacı şirketin usul ve yasaya aykırı hareketi neticesi sözleşmenin feshine neden olmasından dolayı şimdilik 5.000,00 TL kâr mahrumiyeti ve ayrıca 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 65.825,01 TL’nin sözleşmenin feshi ihbarının tebliğ tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli ve 2015/306 Esas, 2016/146 Karar sayılı kararıyla asıl dava yönünden alınan bilirkişi raporunda, yapılan imalat ve inşaat mahallinde bulunan malzemeler bedelinin toplam 454.962,40 TL olduğunun tespit edildiği, yapılan ödemenin ise davaya konu tedbir konulan ödenmeyen Ekim/2015 tarihli 62.000,00 TL bedelli çekle birlikte 470.000,00 TL olduğu belirtilerek asıl davanın kısmen kabulüyle davacının davalıya, davaya konu 06/10/2015 tarihli çekten dolayı 46.962,04 TL borçlu olup, çekin 15.293,75 TL’lik kısmının bedelsiz kaldığının tespiti ile bu miktar yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine karar verilmiş, karşı dava yönünden ise, davalının sözleşmenin feshinde haksız olduğu ve buna bağlı olarak kâr kaybını talep edemeyeceği, dosya kapsamında manevi tazminat talep etme şartlarının da oluşmadığı belirtilerek karşı davanın da reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece alınan rapor ve ek rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, hatalı ve mükerrer ölçümlerler düzenlendiğini, 670.000,00 TL bedelli işin 1.100,000 TL’ye tamamlatılması nedeniyle ek maliyet farkından dolayı nefaset ilkesi gözetilerek hakedişlerde %40 indirim yapılması gerekeceğini, tamamlanma oranının yanlış hesaplandığını, yapılmayan imalatların yapılmış gibi kabul edildiğini, sözleşmenin haksız feshedildiği kabul edilmekle sözleşmede öngörülen cezai şarta değinilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
2-Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan raporda inşaat mahallinde olduğu belirlenen 59.406,25 TL malzeme bedelinin kabulünün mümkün olmadığını, faturaların dosyada olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını, davacı tarafça 7 çekle yapılan ödemelerin malzeme alımlarına ilişkin olduğunu, tüm malzemelerin satın alınarak şantiyeye indirildiğini, bu nedenle fazla ödemenin bulunmadığını, davacının hakedişlere ilişkin yapılan kesintiler sonrasında bakiye ödemeleri yapmadığını, bu nedenle fesihte haklı olduklarını, asıl davaya ilişkin gerekçeyle karşı davadaki gerekçenin çelişkili olduğunu, karşı davacının 46.962,04 TL alacaklı olduğu kabul edildiği halde, karşı davayı red gerekçesinin doğru olmadığını, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını ve asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü yönünde karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.07.2019 gün ve 2018/12 Esas, 2019/943 Karar sayılı kararı ile “Mahkemesince mahallinde keşifle alınan bilirkişi raporu ve ek raporla davalı tarafça yapılan imalatın sözleşme kapsamındaki işlerin %59 seviyesinde olduğu, götürü bedele oranlandığında yapılan imalat bedelinin 395.300,00 TL olacağı, yine inşaat mahallinde bulunan malzeme bedelinin de 59.409,25 TL olduğu belirtilmiş, davacı ödemelerinin ise 06/10/2015 tarihli davalıya verilen ancak tedbir konulmuş olması nedeniyle ödenmeyen 62.000,00 TL çekin de dahil edilmesi durumunda 470.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Buna göre davacının davaya konu çek nedeniyle 46.706,25 TL bakiye alacağı olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme ve ek protokolle işin teslim tarihi 10/05/2015 olarak belirlenmiş olup, mahkemesince toplanan deliller, mahallinde keşifle alınan bilirkişi raporu, ek raporlar, dosya kapsamıyla işin %59 seviyesinde tamamlanmış olduğu, davalı-karşı davacının ödenmeyen hakediş alacağı olduğu anlaşılmış olmakla, tarafların sözleşmenin feshinde ortak kusurlu oldukları, fesih kesin hesabının çıkarılması gerektiğinden mahallinde keşifle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemesince verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.BOZMA KARARI
1-Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2-Kapatılan 15. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarih ve 2019/2915 Esas, 2020/1822 Karar sayılı ilamı ile, “Taraflar arasında, Metropol otel projesinde Aquapanel bölme duvar, cephe duvarları ve cephe kaplaması, cephe kaplama detay imalâtı yapılması, malzeme, imalât, nakliye ve işçiliklerinin yapımı için ilk olarak KDV dahil 670.000,00 TL götürü bedelli sözleşme imzalandığı, sonrasında cephe kaplaması detay imalâtı 44.098,00 TL da eklenerek, 17.06.2015 tarihli KDV hariç 611.777,32 TL bedelli ek protokol imzalandığı ihtilâfsız olup, davacı-karşı davalı iş sahibi, davalı-karşı davacı yüklenicidir. Taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinde, iş bedeli 611.777,32 TL olarak kararlaştırılmış olmakla niteliği itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 480. ve devamı maddelerinde düzenlenen götürü bedelli sözleşmedir. Buna göre davalı yüklenici, kararlaştırılan bu bedelle sözleşmede yer alan üstlendiği işleri yapmak, davacı iş sahibi de iş bedelini ödemek durumundadır. Götürü bedelli sözleşmelerde, gerçekleştirilen imalâtın, işin tamamına göre fiziki gerçekleşme oranı belirlenmeli, belirlenen bu oran götürü bedele uygulandıktan sonra yüklenicinin hak ettiği iş bedeli saptanmalıdır. Somut olayda; mahkemece mahallinde keşif yapılarak alınan birinci bilirkişi raporunda, yapılan imalâtın oranının %59 seviyesinde olduğu, tespit bilirkişi raporunda da imalâtın %25 seviyesinde olduğu belirlenmesi üzerine, aradaki çelişkinin giderilmesi için ek rapor alınmış, ek raporda da açıkça, yapılan işlerde dikkate alınan sözleşmedeki pozların, kısmen yapılmasına rağmen, bu pozlar içerisinde birden fazla iş olduğu halde, yapılmayan kısım ayrılmadan, bu pozların tamamlandığı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır. Ek rapora itiraz edilmesi üzerine 2. heyet oluşturularak rapor alınmış, 2. bilirkişi heyeti de ayrı bir değerlendirme yapmadan, ilk rapordaki gerçekleşme oranına atıf yapmakla yetinmiş, yeni bir oranlama yapmamıştır. Ayrıca taraflar arasında yapılan ilk sözleşme sonrasında, 31.05.2005 tarihinde ek sözleşme yapılmış ve yeni bir kısım imalâtın 44.000,00 TL’ye yapılması kararlaştırılarak, toplam iş bedeli KDV hariç 611.777,00 TL olarak belirlenmiştir. Ek sözleşme ile belirlenen bedel dikkate alınması gerektiği halde, bulunan gerçekleşme oranı ilk sözleşme bedeli olan 670.000,00 TL’ye oranlanarak sonuca ulaşılmıştır. Mahkemece yapılması gereken iş; alanında uzman yeni bilirkişi heyeti oluşturularak, 31.05.2015 tarihli ek sözleşmedeki KDV hariç 611.777,00 TL bedel dikkate alınarak ve bu sözleşmedeki pozlarda yer alan birim fiyatlar esas alınarak, pozun birden fazla işi kapsaması halinde, bu pozlardaki yapılan işlerin de kendi içinde oranlanarak, yapılan imalâtın gerçekleşme oranı tespit edilmeli, sözleşme bedeline (KDV hariç 611.777,00 TL) oranlanmak suretiyle yapılan imalât bedeli bulunduktan sonra, ödendiği konusunda ihtilâf olmayan 470.000,00 TL düşülerek, sonucuna göre tarafların talepleri hakkında karar vermekten ibarettir. Bu hususlar gözardı edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına, HMK’nın 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İLK DERECE MAHKEMESİNCE BOZMAYA UYULARAK VERİLEN KARAR
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Yargıtay bozma ilamı uyarınca dosya arasına alınan inşaat bilirkişileri…,… ile mimar bilirkişi … ‘ın 30/11/2020 tarihli kök ve ek raporları ile; taraflar arasında imzalanan 17.06.2015 tarihli Ek Protokol ve Birim Fiyatlar Listesine göre sözleşmeye göre yapılan imalatın gerçekleşme oranının % 51,31 olduğunun belirlendiği, işin gerçekleşme oranı olan % 51,31’in sözleşme bedeli olan 611.677,32 TL’ye oranlandığında davalı tarafça tamamlanan imalatın bedelinin 313.902,94 TL olduğunun belirlendiği, davacı tarafça davalıya davaya konu ING Bank … Şubesine ait, 06/10/2015 tarihli, 62.000,00 TL bedelli çek dahil 470.000,00 TL ödeme yapıldığının çekişme konusu olmadığı, bu bağlamda davacı tarafın davalıya ING Bank … Şubesine ait, 06/10/2015 tarihli, 62.000,00 TL bedelli çek sebebiyle borçlu olmadığı gibi, 94.097,06 TL de (470.000-62.000-313.902,94 = 94.097,06 TL) fazla ödeme yapıldığı anlaşılmakla, davacının, davalıya 313.902,94 TL borçlu olup, davalıya davaya konu ING Bank … Şubesine ait 06/10/2015 tarihli, 62.000,00 TL bedelli çek dahil 470.000,00 TL ödeme yaptığının ve davasını 302.956,00 TL üzerinden harçlandırıp, bu miktarın iadesini talep ettiği” gerekçesiyle “davacının davalıya ING Bank … Şubesine ait 06/10/2015 tarihli, 62.000,00 TL bedelli çek sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça davalıya fazla ödenen (62.000,00 TL bedelli çekin ödemesinin tedbiren durdurulup çekin ödenmediği dikkate alınarak) 94.097,06 TL’nin istirdadı ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine” ve yine karşı dava yönünden ise ” davalının sözleşmenin feshinde haksız olup buna bağlı olarak kâr kaybını talep edemeyeceği ve dosya kapsamında manevi tazminat talep etme şartlarının da oluşmadığı” gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, davacı tarafından ihtilafsız ödenen meblağın 373.000,00 TL olduğunu, mahkemece ödenen bedelin yanlış tespit edildiğini, devamında ise cins olarak birbirinden farklı KDV’li ve KDV’siz bedellerin sanki aynı cinsmiş gibi kabul edilerek dört işleme tabi tutulduğunu, davalı şirkete fazla ödeme yapılmadığını, aksine eksik ödeme olduğunu, davalı şirketin salt imalat hak edişinin hesaplandığını, karşı tarafın uhdesinde kalarak sebepsiz zenginleşmesine neden olan malzeme bedelinin bu bedele eklenmediğini, davacı tarafından davalıya verilen çeklerin malzeme alımı için verildiğinden, söz konusu çek bedellerinin sanki davalının alacağına istinaden verilmiş gibi hesaplamaya dahil edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, eser sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile fazla ödemenin istirdadına, karşı dava ise ödenmeyen iş bedeli, mahrum kalınan kâr ve manevi tazminatın tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilamı uyarınca mahkemece yeni bilirkişi heyeti oluşturularak asıl rapor ve taraf itirazları üzerine ek raporlar alındığı, alınan raporların gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, davalı-karşı davacının temyiz dilekçesinde de temyiz sebebi olarak ileri sürdüğü itirazlarını karşıladığı, asıl ve ek raporların bozma ilamına uygun olarak düzenlendiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan davacı-karşı davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.