YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4631
KARAR NO : 2022/5147
KARAR TARİHİ : 03.11.2022
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen 16.03.2022 tarihli ek kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, tekstil sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin son zamanlarda yaşanan kur dalgalanmaları nedeniyle borca batık hale gelerek ödeme güçlüğüne düştüğünü, sunulan iyileştirme projesi ile bu durumdan kurtulmasının mümkün olduğunu ileri sürerek, davacının iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, sunulan iyileştirme projesi ciddi ve inandırıcı görüldüğünden davacı şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiş, bir kısım müdahiller vekillerinin istinaf itirazlarının Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince reddedilmesi üzerine yapılan temyiz itirazları neticesinde, Kapatılan Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 14.04.2021 tarih, 2315-1660 E.-K. sayılı ilamıyla istinaf mahkemesi kararı onanarak kesinleşmiştir.
Akabinde davacı vekili tarafından yapılan erteleme süresinin 1 yıl uzatılmasına ilişkin talep neticesinde ilk derece mahkemesince, 5 yılı aşkın süreyle uygulanan tedbirlere rağmen borca batıklıktan çıkamadığı anlaşılan davacının ek karar ile iflasının açılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin bu ek karara karşı yaptığı istinaf başvurusu, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesi müessesesi; bilançosu borca batık olan bir şirketin İcra İflas Kanunu çerçevesinde bu halden kurtulmasının mümkün görülmesi durumunda, borçluya tanınmış kanuni bir haktır. İ.İ.K’nın 179/b-4 maddesi uyarınca bu süre 1 yıl ile sınırlı olup, uygun görülmesi halinde ise 4 yıl uzatılabilir. İflas erteleme kurum olarak ele alındığında, bu 1 yıl ve 4 yılın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve bu çerçevede sonuca gidilmesi gerekir. İflas erteleme talebinin kabul edilerek ilk 1 yıllık ertelemenin davacı şirkete verilmesi halinde aynı mahkemece şirket izlenmekte, iyiye gidişin devam etmesi durumunda ise iflas ertelemenin uzatılması talepleri de kabul edilmektedir.
Bu halde, iflas erteleme ve uzatma talepleri bir bütün olarak tek taleptir. Uzatma taleplerinin ayrı dava olarak görülüp karara bağlanması iflas erteleme kurumunun ruhuna uymaz.
Tüm bunların yanında, 6100 Sayılı HMK’nın 373/4 maddesi; “Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir” hükmünü, geçici 3/2 maddesi ise; “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 Sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427. ve 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.
İş bu dosyaya konu iflasın ertelenmesi süresinin uzatılması talebi ilk yapılan erteleme talebi ile bir bütün olup, ilk karar 14.04.2021 tarihinde Kapatılan Yüksek 15. Hukuk Dairesinin incelemesinden geçtiğine göre, ilk derece mahkemesince verilen uzatma talebine ilişkin ek kararın, HMK’nın geçici 1. maddesi ve geçici 3/2. maddesi uyarınca temyiz incelemesi görevi Yargıtay Dairelerine ait bulunduğundan, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 06.07.2022 tarih, 1119-1005 E.-K. sayılı kararının yok sayılmasına karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararının temyiz incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.03.2022 tarih, 2015/1537 E., 2018/1283 Ek Karar sayılı ek kararının ONANMASINA, alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.