Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/453 E. 2023/1026 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/453
KARAR NO : 2023/1026
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ASIL DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 30/09/2013 tarihli “2013-2014 yılları için 17 aylık malzeme dahil yemek pişirme, dağıtım ve sonrası hizmet alımına ait sözleşme” imzalandığını, davalı idarenin teknik şartnameye aykırı talepleri sebebiyle mâli acz içine düştüğünü ve sözleşme
1
kapsamındaki işe davacı tarafından devam edilmesinin imkansız hale geldiğini yazılı olarak davalıya bildirdiğini, mâli acze düştüğü tarihe kadar üstüne düşen edimi fazlasıyla yerine getirdiğini, ancak davalı idarenin usule, yönetmeliğe ve yasaya aykırı taleplerde bulunarak davacı şirketin zarara uğramasına neden olduğunu ileri sürerek müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin ve idare tarafından kesilen ceza tutarı olan 3.539,83 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. ASIL DAVAYA CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin sadece Sağlık bakanlığına yöneltilmiş olması gerektiğini, Türkiye Kamu Hastaneleri kurumunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmadığını, davacı yüklenicinin işin ifası anında sözleşme ve şartname hükümlerine aykırılıklarından dolayı tutanaklar hazırlandığını, idarenin uyguladığı işlemlerin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. BİRLEŞEN DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının işin %80’inden fazla bir kısmının tamamlandığını, mâli acz içinde olduğu ve işi bıraktığı 01.10.2014 tarihinden sonra vekil edene ait ve işin yapıldığı idarenin mutfağında olan gıda malzemeleri ve vekil edene ait demirbaş malzemeleri kullanılarak dava dışı şirkete işin yaptırıldığını, davalı idarenin vekil edenden kaynaklanan zararı bulunmadığını ileri sürerek davalı tarafından irat kaydedilen 106.194,75 TL bedelli teminat mektubu karşılığı olan bedelin paraya çevrilip gelir kaydedildiği tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

IV. BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin sadece Sağlık Bakanlığına yöneltilmiş olması gerektiğini, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmadığını, davacı yüklenicinin işin ifası anında sözleşme ve şartname hükümlerine aykırılıklarından dolayı tutanaklar hazırlandığını, idarenin uyguladığı süreç ve sonucunda kesin teminata ilişkin gelir kaydedilmesi uygulamasının sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

V. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafın sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, kesin teminatın iadesi talebinin yerinde olmadığı, davacının cezanın usulsüz kesildiği iddiasının yerinde olmadığı, davacının davalının sözleşme ve teknik şartnameye ve yataklı tedavi kurumları işletme yönetmeliğine aykırı davrandığı bu nedenle davacının aciz içerisine düştüğü ve işi yürütemez hale geldiği iddiasının davacı tarafça dosyaya somut bir delil sunulmadığı, bazı tanıklarca gramaja uyulmaması konusunda davalı idarenin baskı yaptığı iddia edilmiş ise de bu şahısların davacı çalışanı olması nedeni ile yanlı beyanda bulunabileceklerinden beyanlarına itibar edilmediği, davacının yoksun kalınan kazanca ilişkin talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

VI. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda hukuki değerlendirmelerde bulunulduğunu, raporda davacı şirket yetkilisi …’ın da imzalamış olduğu hastane evrak kayıt sisteminden geçirilen dilekçelerin imzasız olduğu şeklinde rapor düzenlendiğini, bu yazıların bir
2
örneğinin taraflarınca dosyaya delil olarak sunulduğunu, bu evrakların hastaneye sunulurken imzalı olarak sunulduğunu, evrak kayıt sisteminde bulunan bu evrakların asıllarının istenmediğini, ayrıca noter aracılığıyla sunulan evrakların da dikkate alınmadığını, davalı idarenin sürekli usule, yönetmeliğe ve yasaya aykırı taleplerde bulunarak davacının zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davacı şirket bünyesinde sigortalı çalışan, maaşlarını davacı şirketten alan işçilerin davacının talimatı yerine davalı idarenin talimatıyla hareket etmelerinin müvekkilini zor duruma düşürdüğünü ve zarara uğrattığını, idare tarafından kart okuyucu malzeme teslim edilmediğini, teknik şartnamede teslim edilecek ham maddenin tutanakla oluşturulmuş komisyon tarafından teslim alınması gerekirken idarece yazılı ve sözlü olarak uyarılmasına rağmen kontrol komisyonunu oluşturan memurların imza atmaktan imtina ettiklerini, söz konusu tutanakların önemi teslim edilecek ham madde ile kaç kişilik yemek yapılabileceği ya da ihtiyaçtan fazla üretim yapılıp yapılamayacağının tespiti olduğunu, idarenin usulsüz ceza tutanakları düzenlediğini, mahkemenin tanık beyanlarından lehe olan hususları değerlendirmediğini, davacı tanığı …’nın şu an bu şirkette çalışmadığını beyan etmesine rağmen beyanlarının dikkate alınmadığını, davalı tanıklarının devlet memuru olduğu yanlı beyanda bulunabilecekleri hususu üzerinde durulmadığını, davalı tanıklarının lehe beyanlarının değerlendirilmediğini, idarenin sözleşmenin haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığını, ihtarname gönderilmeksizin sözleşme feshedildiğinden feshin usulsüz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafından davacının sabit olan sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşmenin feshi ve kesin teminatların gelir kaydedilmesi işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacının ispatlanamayan davalarının reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında yoksun kalınan kazancın tazmini ve idare tarafından düzenlenen ceza tutarının hak edişinden kesilmesi nedeniyle istirdatı istemine ilişkindir. Birleşen dava, davalı idarece gelir kaydedilen teminat mektubunun bedelinin tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 19, 20 ve 25 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VIII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

4