YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4431
KARAR NO : 2022/5758
KARAR TARİHİ : 08.12.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
– K A R A R –
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İli … İlçesi 3. HİBM K.lığı bünyesinde Ölçü Aletleri Müdürlüğü binasındaki otomatik yangın algılama sisteminde meydana gelen arıza sonucu ortaya çıkan hasarı tespit amacıyla davalılardan …, …, … … ve işçi …’nın 42,5 bar basınçlı otomatik boşaltma başlıklı tüpü kaidesinden çıkartarak ara boşlukta bir miktar gaz numunesi almak için dışarı çıkardıklarını, söz konusu tüpün vanasının Türker Şevket tarafından açılması sonrasında tüpün kontrolden çıkarak işçi …’nın sağ bacağına çarpması sonucunda, bacağın diz altından kopmasına ve sol avuç içerisinde kemikleri ortaya çıkaracak şekilde hasara neden olduğunu, yaşanılan kaza nedeni ile işçi … ve eşi tarafından açılan davalar ve icra takipleri nedeniyle müvekkili kurum tarafından ödemelerin yapıldığını, bu nedenlerle kazaya uğrayan işçiye ve yakınlarına ödenen meblağların ödemeye sebep olan davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalıların tümünün taraf olduğu … 19. İş Mahkemesinin 2009/959 esas sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda kusur oranları bağlayıcı kabul edilerek … %80, … %10, … ise %10 oranında kusurlu kabul edilmiştir. Davacının yapmış olduğu toplam 518.707,82 TL ödemeden kusur oranına göre davalı … ve davalı … Küçüker hakkında 51.870,78’er TL bakımından davanın kabulüne, kusuru bulunmayan … Elek. Oto. ve Güv. Tek. San ve Tic. A.Ş hakkkında da davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.
Anılan hüküm dairemizin 2022/1509 Esas, 2022/3140 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Bu kez davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dava, eser sözleşmesine dayalı rucuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı iş sahibinin dayandığı hukuksal ilişki, niteliğine göre eser sözleşmesi ilişkisidir. TBK’nın 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre, zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici ve taşeronların kusurunun tespitinde, iş güvenliği mevzuatından da yararlanılması olanaklı ise de sadece bu mevzuata göre yüklenicinin ve taşeronların kusuru belirlenemez.
Eser sözleşmelerinde yüklenici yaptığı işin uzmanı olup, eser denilen sonucun gerçekleşmesini taahhüt eder. İş sahibinden talimat almaz, ona karşı bağımsızdır. Yanında işçi çalıştırıyorsa işçisine karşı da işveren durumundadır. Dolayısıyla eser sözleşmelerinde yüklenici işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre iş yerinde tüm tedbirleri almak ve bu konuda denetimi sağlamak yükümlüğü altındadır. İşin uzmanı sayılan yüklenici Türk Borçlar Kanunu’nun 471. maddesi uyarınca yükümlendiği işin ifası sırasında gerekli özen ve dikkati göstermekle görevli olup yüklenici ve iş sahibinin kusuru işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre çözümlenemez. Dolayısıyla tarafların olayın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı veya kusur oranları iş hukuku mevzuatı hükümlerine göre değil, eser sözleşmesi hükümleri doğrultusunda saptanmalıdır. Mahkemece iş mahkemesinin kusur raporu hükme esas alınmış ise de; eser sözleşmesi ilkeleri gözetilmeden sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ilkeleri doğrultusunda, olaya etkili kusur durumu ve oranları dikkate alınarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu gözetilerek tarafların kusurlu olup olmadıkları ve varsa oranının belirlenmesi için eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirme yapacak konunun uzmanlarından oluşan heyetten rapor alınması zorunludur.
Açıklanan nedenlerle mahkemece verilen hükmün, gerekirse yerinde keşif de yapılmak suretiyle 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddeleri hükümlerine uygun şekilde oluşturulacak konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alarak ceza mahkemesindeki yargılamada sabit olan maddi vakıalar da dikkate alınıp taraflara ait kusur oranlarını, eser sözleşmesinin ilke ve kurallarına göre belirlemek ve davacının isteyebileceği tazminat miktarının hesaplattırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Daire kararının kaldırılarak hükmün anılan gerekçelerle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 2022/1509 Esas, 2022/3140 Karar ve 08.06.2022 tarihli onama ilamının kaldırılarak hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 08.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.