YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4343
KARAR NO : 2023/3225
KARAR TARİHİ : 10.10.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1930 E., 2022/1307 K.
DAVA TARİHİ : 19.06.2016
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/160 E., 2020/129 K.
Taraflar arasında açılan menfi tespit-istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 13.11.2007 tarihinde ödeme güçlüğü çeken davalı kooperatife 330.000 Euro borç verdiğini, borcun teminatı olarak kooperatife ait 12 dairenin davacıya devredildiğini, taraflar arasında düzenlenen 29.11.2007 tarihli ek protokol ile borca karşı teminat olarak verilen 12 adet daireden dolayı davacıdan kooperatif aidatı, yönetim gideri namı altında ücret talep edilemeyeceğinin kabul edildiğini, vadesi geldiği halde ödeme yapılmaması sebebiyle senedin zamanaşımına uğramaması için davacı tarafından Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2011/7569 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, bunun üzerine taraflarca 27.11.2015 tarihli haricen ödeme sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede davalının tüm dava ve icra dosyalarından feragat ettiklerini, bu sırada davalı tarafından kötüniyetli olarak Kızılcahamam İcra Müdürlüğünün 2014/645 E. sayılı dosyası davacının haberi olmadan kesinleştirildiğini ve Ankara İcra Müdürlüğü’nün 2011/7569 E. sayılı dosyası alacağına haciz koydurarak bu dosyaya ödedikleri 290.000,00 TL’nin Kızılcahamam İcra Müdürlüğü dosyasına gelmesini sağladıklarını, bu icra dosyasında teminat olarak verilen 12 adet dairenin yakıt aidatı sebebi ile ilamsız takip yaptıklarını, 27.11.2015 tarihli sözleşmede Kızılcahamam İcra Müdürlüğünde açılan takipten haberleri olmadığı için bu dosyayı ileri sürmediklerini, tüm bu nedenlerle Kızılcahamam İcra Müdürlüğünün 2014/645 E sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile davacı alacağı haczedilerek ödenen 212.389,82 TL’nin istirdatını, %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi şikayetleri sonucu tefecilikten hüküm giydiğini, davacının kooperatife 420.000,00 TL para verdiğini, buna karşılık kooperatif yöneticilerinden 330.000,00 Euro senet aldığını, bu senedin kooperatif kayıtlarında ve muhasebe kayıtlarında belirtilmediğini, protokol ile davacıya 12 adet dairenin teminat olarak davacıya verilmesinin kararlaştırıldığını, ancak davacının sonradan fikrini değiştirerek kooperatife ortak olduğunu, eski yöneticilerle iş birliği yaparak 29.11.2017 tarihli ek protokolü düzenleyerek icra dosyasına itiraz ettiklerini, ek protokolün aslında 2010 yılında düzenlendiğini, müvekkilinin 2008 yılı sonu itibarı ile iflas ettiğini, iflas etmesi sebebiyle hak sahibi olduğu 12 dairenin iflas dairesinin tasarrufuna geçeceği endişesi 330.000,00 Euro bedelli senedi düzenleyip iflas idaresine kayıt ettirdiklerini, ancak işbirlikçi kooperatif yöneticilerinin ceza alacaklarından korkmaları üzerine 29.12.2009 tarihli dilekçede Süleyman Tok’un iflas masasına alacak olarak kayıt ettirdikleri senetle ilgili olarak kooperatifin borcu olmadığını, bu kişiye kooperatifin 12 adet dairesinin 420.000,00 TL karşılığında şartlı üye olarak verildiğini beyan ettiklerini, kooperatifin 330.000,00 Euro borçlu olmadığına dair menfi tespit davası açıldığını ancak eksik inceleme sonucu kooperatif aleyhine sonuçlandığını ve Yargıtay’ın onadığını, 13.11.2007 tarihli protokolün tek ve gerçek protokol olduğunu ve kooperatifin tümüyle borç ödenene kadar sadık kaldığını ve 12 adet dairenin tasarrufunun davacıya bırakıldığını, davacının yakıt paralarını ödememesi nedeniyle icraya verildiğini, davacı yanın 330.000,00 Euro bedelli senedin ödenmesi için taraflar arasında uzlaşmaya varıldığında imzalanan 27.11.2015 tarihli protokol gereği; davacının faiz alacağından vazgeçtiğini, kooperatifin de 90.000,00 Euro bedelli açmış olduğu davadan ve aidat alacakları için açmış oldukları icra takibinden vazgeçtiklerini, lâkin müvekkilinin yakıt bedelleri için yapmış olduğu icra takibinden Kızılcahamam icra müdürlüğünün 2014/645 esas sayılı dosyasından vazgeçmediğini, uzlaşma protokolünde de bu icra dosyasına yer verilmediğini belirterek hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddi ile davacının %20 tazminata mahkûm edilmesine talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kooperatif tarafından davacı aleyhine açılan Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/193 esas sayılı dosyasında, 12 adet dairenin davacıya teminat olarak verildiği hususu kesinleşmiş olup, taraflar arasında 27.11.2015 tarihinde “İcra dosyasının haricen ödenmesine ilişkin sözleşme” başlıklı belge imzalanmış, bu sözleşmede; davalının davacıya toplam 1.025.000,00 TL ödeme yapması ve davacı aleyhine başlattığı hukuk ve ceza davaları ile icra takibini sonlandırmayı, davacı tarafın kalan alacağından feragat etmeyi ve davalı aleyhine başlattığı icra dosyası için ibra vermeyi taahhüt ettiği, davacının sözleşme gereğince alacaklı olduğu Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2011/7569 sayılı dosyasına haricen tahsil bildiriminde bulunduğu, davalı kooperatifin davacı aleyhine 12 adet dairenin yakıt giderleri için yaptığı Kızılcahamam İcra Müdürlüğünün 2014/645 sayılı dosyasında 29.04.2016 tarihinde talepte bulunarak davacının, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2011/7569 sayılı dosyasındaki alacağına haciz koydurduğu, davalı kooperatifin bu dosyaya yatırdığı 290.000,00 TL’nin haciz nedeniyle Kızılcahamam icra müdürlüğü dosyasına gönderildiği anlaşılmakla, yine incelemesi yapılan protokol ve ek protokol, Ticaret mahkemesinin kesinleşmiş dosyası, alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında yapılan 27.11.2015 tarihli sözleşmede dava konusu edilen Kızılcahamam İcra Müdürlüğünün 2014/645 sayılı dosyasından bahsedilmediği, davacının, davalı kooperatife gerçekten borçlu olması halinde 27.11.2015 tarihli sözleşmeye bu dosya alacağının davalının ödemesinden mahsup edileceğine dair hüküm konması gerektiği halde konulmadığı, kaldı ki 29.11.2007 tarihinde taraflar arasında yapılan ek protokole göre alacağa karşılık teminat olarak verilen 12 daire için davacıdan kooperatif aidatı ve gider adı altında herhangi bir ücret talep edilmeyeceğinin kabul edildiği anlaşılmakla davacının kooperatife 12 adet dairenin yakıt giderlerinde dolayı borçlu olmadığı kanaatine varılmış, davanın kabulü ile, davacının Kızılcahamam İcra Müdürlüğünün 2014/645 sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2011/7569 sayılı dosyasına gönderilen 212.389,82 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kötü niyet ispat edilemediğinden davacı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davalı tarafından taraflar arasındaki protokolde davacıdan aidat alınmayacağı kararlaştırılmış olmasına rağmen kötüniyetli olarak Kızılcahamam İcra Dairesi 2014/645 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, kötüniyet tazminatı talebinin kabul edilmesi gerektiğini, mahkeme kararını sadece bu yönden istinaf ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; bir kooperatife şartlı ortak alınabilmesi için genel kurulu kararı alınması gerektiğini, davacının şartlı ortak olmadığını, Kızılcahamam İcra Müdürlüğünün 2014/645 E sayılı yakıt bedelini talep ettikleri dosyanın 27.11.2015 tarihli uzlaşma protokolü dışında tutulduğunu, kooperatifin bu dosyada yakıt giderlerinden feragat etmediğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayıları belirtilen kararı ile; taraflar arasında düzenlenen 29/11/2007 tarihli ek protokolde ” 13/11/2007 tarihinde mülkiyet devri yapılan alacağa karşılık teminat olarak verilen 12 dairede … herhangi bir tasarrufta bulunmadığı için kendisinden kooperatif aidatı, yönetim gideri namı altında herhangi bir ücret talep edilemeyeceği de kooperatifimizce kabul edilmiştir ” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenlemenin tarafları bağladığı, 27/11/2015 tarihli sözleşmede eldeki davanın dayanağı olan icra dosyasından söz edilmemesinin davalının davacıdan yakıt gideri talep edebileceği anlamına gelmediği, ayrıca dosyada kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı belirtilerek tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebepleri ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle BAM kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili; istinaf sebepleri ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle BAM kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit ve istirdat davasıdır.
2. İlgili Hukuk
İİK 67. madde vd maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava konusu uyuşmazlık İİK’nın 72. maddesi kapsamında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasından kaynaklanmaktadır.
İlk Derece Mahkemesinde davacının davalıya borçlu olmadığının tesbiti ile istirdada karar verilmesine ilişkin hüküm yönünden onama kararı verilmesine ilişkin çoğunluk görüşüne katılıyorum.
Ancak kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Zira taraflar arasında düzenlenen 29.11. 2007 tarihli Ek protokol’de açıkça davacının teminat olarak verilen dairelerden dolayı kooperatife hiçbir aidat, yönetim gideri adı altında borcu olmadığı, ücret talep edilmeyeceği açıkça kararlaştırılmıştır. İlk Derece Mahkemesi, Bölge Adliye Mahkemesi ve Dairemiz sayın çoğunluğu tarafından da takip konusu yakıt giderlerininde de bu protokol kapsamında olduğu ve davacının davalıya borçlu olmadığı kabul edilmiştir.
Dolayısıyla alacaklı davalı taraflar arasında yaşanan hukuki anlaşmazlıklar nedeniyle salt diğer tarafa zarar verme kastıyla davacının borçlu olmadığını imzalanan protokole göre bildiği halde icra takibi başlatmıştır.
Borçlu olunmadığını bildiği halde takip başlatan alacaklı kötüniyetli olduğundan davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.