YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3545
KARAR NO : 2023/2452
KARAR TARİHİ : 21.06.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/538 E., 2022/259 K.
vekili Avukat …
Baştabipliği vekili Avukat …
BİRLEŞEN 2017/236 ESAS SAYILI DOSYADA
Baştabipliği vekili Avukat …
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 17.11.2011
HÜKÜM/KARAR : Ret – Kabul
Taraflar arasındaki asıl davada sözleşmenin iptali, birleşen davada alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı yüklenici vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı hastane arasında 30.06.2011 tarihinde yapılan ihale sonucunda hastane yazılım bakım sözleşmesinin imzalandığını, edimlerini yerine getirdikleri halde 2011 Eylül, Ekim, Kasım aylarına ilişkin kesilen hizmet faturalarının ödenmediğini, haksız olarak sözleşmenin feshedilip kesin teminatın paraya çevrildiğini belirterek, sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ile, irad kaydedilen 28.515,00 TL teminat mektubu bedeli ve 66.528,00 TL ödenmeyen fatura bedeli alacağın tahsilini talep etmiştir.
2.Davacı iş sahibi vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; Gaziantep Çocuk Hastanesi Baştabipliği ile davalı şirket arasında 02/12/2010 tarihinde hasta (yatak) başı monitör sistemi alımı sözleşmesi ile 30/06/2011 tarihli hizmet alımına ait sözleşme imzalandığını, yaklaşık 1 milyar lira maliyetle ihale olunan hasta başı monitör sisteminin alındığı günden itibaren işlemlerinin büyük bir kısmını yerine getirmediğini, monitör sisteminde meydana gelen aksaklıkların yazılı ve sözlü bildirimlere rağmen giderilmediğinin tespit edildiği belirtilerek 17.10.2011 tarihli mesai bitimine kadar giderilmemesi halinde gecikme cezası ile birlikte sözleşmenin feshedilip kati teminatın irat kaydedileceğinin 21/09/2011 tarihli ihtarname ile davalıya bildirildiğini, ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine sözleşme ve şartnamelerinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı şirkete 214.650,00 TL ceza uygulandığını, keza yazılım hizmetlerinde meydana gelen aksaklıkların keşide edilen ihtarnameye rağmen gönderilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedilerek toplam 118.800,00 TL tutarında gecikme cezası uygulandığını, bu miktarın 33.810,24 TL’nin Ekim ve Kasım 2011 ayları hakedişinden mahsup edildiğini iddia ederek, toplam 299.639,76 TL olan cezanın 07/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı iş sahibi vekili asıl dava cevap dilekçesinde; taraflar arasında Sağlık Bakanlığının emir ve talimatları ile yürürlükteki mevzuat hükümleri doğrultusunda Çocuk Hastanesi tarafından 24 aylık HBYS, LBYS, RBYS,PACS, DYS sistemleri yazılım ihalesinin yapıldığı ve ihale sonucuna göre davacı ile 30.06.2011 tarihli, 475.200,00 TL bedelli bir ihale sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedilerek kanun ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yaptırım uygulandığını, kendisine hak ediş sunulmadığını, yüklenicinin edimini ayıplı ifa etmesinden dolayı gecikme cezası belirlendiği belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı yüklenici vekili birleşen dava cevap dilekçesinde; müvekkilinin, ihale sözleşmesi ile üstlendiği edimini yerine getirdiğini, müvekkiline iş bitirme belgesinin verildiğini, davacı tarafın kestiği cezaların yerinde olmadığını, sözleşmenin feshinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2014 tarihli 2011/542 Esas, 2014/45 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamından 13.04.2011 tarihinde 24 ay süre ile HBYS, LBYS, RBYS, PACS, DYS sistemleri ihalesi yapıldığı, ihalenin davacı firma uhdesinde kaldığı, davalı ile davacı arasında 30.06.2011 tarihinde 2 yıl süreli 475.200,00 TL bedeli sözleşme imzalandığı anlaşıldığı, yapılan incelemede dosya içinde bulunan uzman bilirkişi kurul raporunun dosya muhteviyatına uygun olduğu, bilirkişi kurulunca sözleşme şartlarının ayrıntılı olarak incelendiği ve davacının üstlendiği edimi sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi ve davalı tarafından bildirilen hata ve arızaların zamanında ve kalıcı olarak çözüme kavuşturulamaması nedeniyle davalının sözleşmeyi yine sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde feshetmesinin hukuka uygun olduğu, keza sözleşmenin 40.1.maddesi “…. Malın/işin idare tarafından kabul edilmiş olması yüklenicinin sözleşme hükümlerine uygun mal teslimi veya iş yapma hususundaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz” hükmü gereğince davacının taleplerinin hukuka uygun olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2015 tarihli 2014/679 Esas, 2015/89 Karar sayılı kararıyla; davalının 13.4.2011 tarihli sözleşme ile 24 ay süre ile Çocuk Hastanesinin HBYS, LBYS, RBYS, PACS ve DYS sistemlerine ilişkin işlemleri yapmayı üstlendiği, hastane yönetiminin 12.9.2011 tarihli tutanağa istinaden 21.9.2011 tarihinde davalı tarafa, HBYS sisteminde tespit edilen arızalara ilişkin ihtar çektiği, arızların süresinde yapılmaması halinde şartnamenin 51. maddesi ile sözleşmenin 16. maddesine nazaran işlem yapılacağı bildirildiği, davalının, ihtarname metninde mündemiç bir kısım arızaları zamanında giderdiği, geri kalan arızlarına ilişkin ise sorunlar olduğunu bildirdiği, hastane idaresinin hasta başı monitör sisteminde görülen arızaların 17.10.2011 tarihine kadar giderilmediğinden bahisle sözleşmeyi feshettiği, davalı firmanın, yukarıda belirtilen ihtardan sonra belirtilen arızaların giderildiğini rapor ettiği, hastane idaresinin davalı tarafın gönderdiği raporları imza ederek kabul ettiği, ancak bu işlemleri takip eden safahatta ihtarnamede belirtilen kimi arızaların aynen devam ettiği, buna dair teknik hata tutanakları, ekran görüntüleri gibi işlemlerle yeniden tespit edildiği, alınan uzman bilirkişi heyet raporlarında davalı firmanın sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini süresi içerisinde gidermediğinden sözleşmenin feshinin sözleşme hükümlerine uygun olduğunu rapor ettiği, dosya kapsamına, bilirkişi raporlarına ve taraf iddia ve savunmalarına nazaran çocuk hastanesinin kimi işlerini ihale yolu ile alan davalı firmanın, yaptığı dava konusu işlerin sözleşme ile belirlendiği gibi yapılmadığı, sistemin belirlenen biçimde çalışmadığı, tespit edilen arızaların süresi içerisinde giderilmediği, davacı idarenin sözleşmeyi feshederek yaptığı idari işlemlerin sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olduğu, davacı idarenin yapılan işi teslim almasının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı sonucuna varılarak davanın kabulü ile 299.639,76 TL’nin 07/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2014 tarihli 2011/542 Esas, 2014/45 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 22.01.2018 tarihli 2017/2554 Esas, 2018/149 Karar sayılı ilamında; özellikle davacı yüklenicinin edimlerini yerine getirirken kusurlu olduğu dosyadaki bilirkişi raporları ile anlaşıldığından teminatın iadesi isteminin reddi yerinde olduğundan davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, davanın konusu hastane yazılımı ve bakımı işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış haksız fesih sonucu irad kaydedildiği belirtilen teminat mektubu ve ödenmeyen bakiye iş bedeline ilişkin alacak davası olduğu, mahkemece hakediş bedeli yönünden de dava reddedilmiş ise de bu konuda yeterince araştırma yapılmadığı, oysa ki; davalı idare tarafından haklı nedenle sözleşme feshedilmiş olsa da fesih tarihine kadar yapılmış olup iş sahibinin kabul ettiği işlerin bedelini yüklenicinin sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince isteyebileceği, bu konuda değerlendirme yapılıp yüklenicinin isteyebileceği alacak miktarının belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2015 tarihli 2014/679 Esas, 2015/89 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
4. Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi 17.11.2016 tarihli 2016/7529 Esas, 2016/14874 Karar sayılı ilamında; aynı mahkemede görülen ve halen Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinde temyiz incelemesinde bulunan Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/542 Esas – 2014/45 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen kararın temyizi sonucunda oluşacak durumun bu davanın sonucunu etkilemesi söz konusu bulunduğundan anılan davanın sonucunun beklenilmesi gerektiğinden davaların birleştirilmesinin düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
5. İlk Derece Mahkemesinin 02.04.2021 tarihli 2017/236 Esas, 2021/218 Karar sayılı kararıyla; dava dosyasının HMK’nın 166/1 madde ve fıkra hükmü uyarınca aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle aynı mahkemede derdest olan 2019/538 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine ve yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; asıl davada teminat mektubuna ilişkin talep bakımından, asıl dosya davalısı kurumun feshinin haklı olarak değerlendirildiği ve ilk kararda buna yönelik talebin reddedildiği, Yargıtay’ın da buna ilişkin temyizi yerinde görmeyerek reddettiği, davaya konu iş bedelinin belirlenmesi yönünde kararın bozulduğu, ancak mahkemenin 2013/632 Esas 2014/219 Karar sayılı dosyasında davaya konu iş bedelinin, yine davaya konu iş bedeli olduğu, belirtilen dosyada talep edilen ve takibe konu edilen iş bedelinin ispatlanamaması sebebiyle davanın reddedildiği ve verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşme şartları oluştuğu, yani objektif dava birleşmesine ilişkin diğer davanın konusunu oluşturan faturalara dayalı alacak talebinin; mahkemenin belirtilen dava dosyasının da sebebi, konusu ve taraflarını oluşturduğu, bu nedenle belirtilen dava bakımından kesin hüküm söz konusu olduğu, değerlendirilmesi gereken hususun mahkemenin bozma kararına uyması sonucu oluşan müktesep hak ile kesin hükmün nasıl değerlendirilmesi gerektiği olduğu, kesin hükmün usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu bu nedenle kesinleşen hüküm karşısında davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen dava dosyası bakımından, davalının 13.4.2011 tarihli sözleşme ile 24 ay süre ile Çocuk Hastanesinin HBYS, LBYS, RBYS, PACS ve DYS sistemlerine ilişkin işlemleri yapmayı üstlendiği, hastane yönetiminin 12.9.2011 tarihli tutanağa istinaden 21.9.2011 tarihinde davalı tarafa, HBYS sisteminde tespit edilen arızalara ilişkin ihtar çektiği, arızaların süresinde yapılmaması halinde şartnamenin 51. maddesi ile sözleşmenin 16. maddesine nazaran işlem yapılacağı bildirildiği, davalının, ihtarname metninde mündemiç bir kısım arızaları zamanında giderdiği, geri kalan arızalarına ilişkin ise sorunlar olduğunu bildirdiği, hastane idaresinin hasta başı monitör sisteminde görülen arızaların 17.10.2011 tarihine kadar giderilmediğinden bahisle sözleşmeyi feshettiği, mahkemece alınan raporlardan birleşen dosya davalısı şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini süresi içerisinde gidermediğinden sözleşmenin feshinin sözleşme hükümlerine uygun olduğu sabit görüldüğü, asıl dava dosyasındaki Yargıtay bozma ilamında da feshin haklı olduğu kabul edildiği, bu nedenle çocuk hastanesinin kimi işlerini ihale yolu ile alan davalı firmanın yaptığı dava konusu işlerin sözleşme ile belirlendiği gibi yapılmadığı, sistemin belirlenen biçimde çalışmadığı, tespit edilen arızaların süresi içerisinde giderilmediği, davacı idarenin sözleşmeyi feshederek yaptığı idari işlemlerin sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olduğu, davacı idarenin yapılan işi teslim almasının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı sonucuna varıldığı, bilirkişiler tarafından birleşen dava dosyasında hesaplanan 299.639,76 TL’lik gecikme cezası talebinin yerinde olduğu değerlendirildiği, nitekim mahkemece de alınan 03/12/2021 tarihli raporda benzer hesaplama yapıldığı, sadece Ekim ve Kasım aylarına ilişkin hakediş alacağı konusunda yapılan mahsupta 1.671,36 TL’lik bir fark oluştuğu ancak bu konuda birleşen dava dosyasında alınan 07/06/2013 tarihli rapora itibar edildiği, yapılan mahsubun idarece re’sen yapılan bir mahsup olduğu, hakediş alacaklarının ispatlanamadığı kesin hükümle zaten sabit görüldüğü bu nedenle de idarenin kendi takdiri ile yapmış olduğu mahsubun esas alınması gerektiği gözetilerek 07/06/2013 tarihli rapordaki gecikme cezası hesaplamasına itibar edildiği ve birleşen dosya davacısının 299.639,76 TL alacağa hak kazandığı değerlendirildiği belirtilerek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile, 299.639,76 TL’nin dava tarihinden (05.12.2012) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davacı-birleşen dava davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl dava davacı-birleşen dava davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1.Asıl davaya ilişkin temyiz itirazları: yüklenicinin kurulumunu yapmış olduğu sistemin tamamen çalışır şekilde teslim edildiği ve teknik servis formları ile ayrıca kayıt altına alındığı, sözleşmenin hukuki niteliği uyarınca fahiş hatalar yapıldığını, yüklenici şirketin kurmuş olduğu yatak başı sistemleri sorunsuz çalışır halde Nisan 2011 tarihinde teslim edildiği, 03.06.2011 tarihinde %100 iş bitirme belgesi davalı/birleşen dosya davacısı tarafından yüklenici şirkete verildiğini, sözleşmelerinin organize çete eliyle düzenlenen haksız gerçek dışı belgelerle usulsüz belgelerle feshedildiğini, hastane yönetiminin, yüklenicinin iddiaları neticesinde görevden alındığını, davalı/birleşen dosya davacısı hastane tarafından bakanlık vasıtasıyla başlatılan ve ihaleden yasaklanması ile sonuçlanan işlemin Ankara 10. İdare Mahkemesi nezdinde 2012/459 Esas numarası ile görülmüş olan davada yüklenici aleyhine yapılan işlemler tamamen hukuka aykırı bulunduğunu, müvekkilinin ihale dokümanı ve sözleşme hükmünü yerine getirmemek fiilini işlediğinden söz etmenin mümkün olmadığı karar gerekçesi ile tesis edilen işlemlerin kaldırıldığını ve iptal edildiğini, Hastane Yazılım Bakım Hizmet Sözleşmesi ile aylık yazılım bakım hizmetleri ve personel istihdamı hizmet sağlanmış ve her ay hizmet faturası düzenlenmiş, hastane saymanlığına teslim edilmiş ve faturalar ödenmemiş olduğunu, aylık hizmet alımı fatura ve içeriklerine kesinlikle itiraz olmadığını ancak müvekkilinin fatura alacağı hastane yönetimi tarafından ödenmediğini, dosyadaki bilirkişi raporlarının eksik ve yetersiz olduğunu,
2.Birleşen dava dosyasına ilişkin temyiz itirazları: birleşen dosya hakkında temyiz itirazları: davanın haksız feshedilen kamu ihale sözleşmesinde “ürünlerin geç teslimine” ilişkin ihaleden bir yıl sonra kesilen cezai şartın tahsiline ilişkin olduğunu, idare ile imzalanan ihalenin yıl sonuna denk gelmesi nedeniyle müvekkili tarafından …’e gönderilen siparişe cevap olarak …’in 09.12.2010 tarihli yazısında siparişin yıl sonu yılbaşı tatiline denk gelmesi ve ürünlerin Tayvan’dan gemi ile gelmesi nedenleriyle ürünlerin teslimi için ek 60 gün süre istediğini, bu durumun hastaneye bildirildiğini ve hastane yönetimince uygun görülerek sözleşme imza 02.12.2010 tarihinden itibaren 90 gün ek süre verildiğini, … müfettişi ve İdare tarafından sözleşmenin 25.1.2 maddesi a ve b bentlerine dayanılarak ek süre verilmesi yanlışlık olarak görülmüş ise de bunun muhatabının yüklenici değil, süreyi veren idare olması gerektiğini, yüklenicinin, Hastaneye … yatakbaşı sistemini teslimat formlarında görüleceği üzere 01.03.2011 tarihinde tüm onayları alarak teslim edip, kurduğunu, sözleşme yükümlülüklerini eksiksiz tamamladığını, kurulum aşamasında, daha evvel yüklenici tarafından bilinmeyen hastane duvarlarının alçıpan olması durumundan dolayı yaklaşık 10.000,00 TL civarında güçlendirici metal plakalarının yerel bir firmaya yaptırıldığını, hastane altyapısındaki ana omurga üzerinde, terör örgütüne üyeliği tespit edilerek kayyum atanan … firması tarafından davalı/birleşen dosya davacısı hastaneye satılan lisanslar ve switchler üzerinde olması gereken fiber bağlantı portlarının mevcut olmadığını, yüklenici ile ilgisi olmamasına rağmen işin aksamaması için iyiniyet gösteren müvekkili tarafından tarafından yeniden sağlandığını, sistem yaklaşık 3 ay sorunsuz çalıştıktan sonra 03.06.2011 tarihinde %100 İş Bitirme Belgesi davalı/birleşen dosya davacısı hastane tarafından teslim edildiğini, bu belgede kesin kabulün 28.02.2011 tarihinde hastane muayene komisyonu tarafından yapıldığının kayıt altına alındığını, malın tesliminden 3 ay sonra verilen iş bitirme belgesinin ancak hastane tarafından oluşturulan muayene komisyonunun kesin kabulü ile mümkün olduğunu ve bu süreç gerektiği şekilde işletilmiş olup herhangi bir ayrıcalık uygulanmadığını, yüklenici şirketin işini geciktirmediğini, zamanında kusursuz olarak teslim ettiğini, ancak bakanlık müfettişinin haksız işlem tesis ettiğini, İdare ile yapılan sözleşmenin hukuka aykırı feshinden 9 ay sonra, yüklenici şirketin işi zamanında, eksiksiz ve kusursuz olarak yaptığına dair iş bitirme belgesi mevcut olmasına rağmen, ürünlerin tesliminde gecikme olduğu iddiasının düzmece ve kumpasın devamı niteliğinde olduğunu, Şartnamenin 39. maddesine göre geç teslimat olması durumunda İdare’nin 10 gün süreli bir ihtarname çekmesi gerektiğini, fakat geç teslimat söz konusu olmadığı için bu maddenin de işletilemediğini, Sözleşmenin 52. maddesinde “malı süresinde teslim etmediği/işi süresinde bitirmediği taktirde” ancak ceza hükmü uygulanacağı ifade edildiğini, Sözleşmeye göre; “sözleşmeye uygun olarak malı süresinde teslim etmemesi halinde, gecikilen her takvim günü için sözleşme bedelinin %1 oranında gecikme cezası uygulanır.” dendiğini, Sözleşme ve şartnameler incelendiğinde, cezai şartın ancak yatakbaşı sisteminin teslim edilmemesi halinde kesileceğini yazdığını, ancak süresi içerisinde ve tüm koşulları ile işini tamamlamış olan müvekkili şirkete hastane yönetiminin hiçbir cezai şartı zaten zamanı içerisinde ileri süremediğini, iş bitirme belgesinden 9 ay sonra ürünlerin tesliminde gecikme olduğu iddiasının TMK maddde 2 iyiniyet kuralına aykırı olduğunu, Ankara 10. İdare Mahkemesince, müvekkilinin “ihale dokümanı ve sözleşme hükmünü yerine getirmemek fiilini işlediğinden söz etmenin hukuken mümkün olmadığı” karar gerekçesi ile tesis edilen ihale yasaklılığı idari işleminin kaldırıldığını ve iptal edildiğini, İdare Mahkemesince feshin hukuka aykırı bulunduğunu, karar gereği talep edilen ve uygulanan yasaklama işleminin kaldırıldığını, Danıştay 13. Daire tarafından bu kararın 01.07.2020 tarihinde onanıp kesinleştiğini, Yerel mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği üzere “davacı idarenin işi teslim almasının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı” gerekçesiyle davalı-birleşen dosya davacısı hastane yönetimi lehine hüküm kurmasının sunulmuş olan belgelerin değerlendirmelerinin eksik yapıldığının ve bilirkişi raporunun da sayın bilirkişilerce belgelerin dikkate alınmadığının göstergesi olduğunu, kendilerine iletilen arızaların ivedilikle onarıldığı, onarılamayacak kısımlarında yine hastanenin kendi omurga sisteminden kaynaklı sorunlar olduğu hastane yönetimine bildirildiği, işbu aksaklığın şirket ile imzalanan sözleşmenin kapsamındaki iş tanımında olmadığını, dolayısıyla idarenin işi teslim alması ile yüklenicinin sorumluluğunun kalktığı kanaati ile hüküm kurmanın sözleşme maddelerine ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada eser sözleşmesinin haksız feshi sonucu irat kaydedilen teminat mektubu ve ödenmeyen bakiye iş bedeline ilişkin alacağın, birleşen davada eser sözleşmesi uyarınca gecikme cezasının tazmini istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi, 437 nci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355-370
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İş sahibi Gaziantep Çocuk Hastanesi Baştabipliği ile yüklenici şirket arasında 02/12/2010 tarihli hasta (yatak) başı monitör sistemi alımı sözleşmesi ile 30/06/2011 tarihli hastane yazılım bakım hizmet alımına ait sözleşme imzalanmıştır.
3.Asıl davada yüklenici 30/06/2011 tarihli hastane yazılım bakım hizmet alımı sözleşmesinin haksız feshinin tespitini, haksız fesih nedeniyle irad kaydedilen teminat mektubu bedelinin iadesi ve bakiye hak ediş bedelinin tazminini, birleşen davada ise iş sahibi yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmemesinden dolayı anılan her iki sözleşme hakkında her bir sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ayrı ayrı tazminini talep etmiştir.
4.Asıl dava dilekçesinin incelenmesinde hakediş bedeli talebinin dayandırıldığı faturaların 01.10.2011, 02.09.2011, 01.11.2011 tarihli ve 66.528,00 TL toplam bedelli olduğu görülmüş, mahkemenin 2013/632 Esas sayılı dosyasında dava konusu sözleşmeden doğan iş bedeli alacağına dair 2011 Kasım ayına ilişkin 22.176,00 TL’lik faturanın Gaziantep İcra Dairesinin 2012/4906 Esas sayılı takip dosyası ve 02/09/2011 ve 01/10/2011 tarihli toplam 22.176,00 TL’lik faturaların Gaziantep İcra Dairesinin 2012/3666 takip sayılı dosyası ile ilamsız takibe konu edildiği, Sağlık Bakanlığının itirazı üzerine duran takipler hakkında açılan itirazın iptali davasının reddine karar verildiği ve verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda hak ediş alacağının tazminine ilişkin talebin kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğinden, sözleşmenin feshinin haksız olmadığı, şartları oluşmadığından teminat mektubu bedellerinin iadesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle bu taleplerin reddi kararının da bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmesinden dolayı mahkemece asıl davanın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
5.Birleşen davada ise dosyada mevcut tutanak, yazışma ve alınan raporlardan yüklenici şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini süresi içerisinde gidermediği, kimi arızaların düzeltildiği belirtildikten sonra da aynen devam ettiği görüldüğünden sözleşmenin feshinin sözleşme hükümlerine uygun olduğu anlaşılmıştır. Alınan raporlar bu yönde olup, asıl dava dosyasındaki Yargıtay bozma ilamında da feshin haklı olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle çocuk hastanesinin kimi işlerini ihale yolu ile alan davalı firmanın, yaptığı dava konusu işlerin sözleşme ile belirlendiği gibi yapılmadığı, sistemin belirlenen biçimde çalışmadığı, tespit edilen arızaların süresi içerisinde giderilmediği, davacı idarenin sözleşmeyi feshederek yaptığı idari işlemlerin sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olduğunu, sözleşme ve şartname hükümlerine göre davacı idarenin yapılan işi teslim almasının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, hesaplanan cezai şart bedelinin de yerinde olduğu görülmekle davanın kabulüne dair verilen kararda isabetsizlik bulunmamıştır.
6.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; yüklenici vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı-birleşen davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.