YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3418
KARAR NO : 2023/2365
KARAR TARİHİ : 14.06.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1999 E., 2022/1186 K.
DAVA TARİHİ : 17.06.2019
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun Kabulüyle Davanın Kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/230 E., 2020/179 K.
Taraflar arasında açılan rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle yeniden karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı işçi …’ın kamyon arka kasasında bulunduğu sırada gerçekleşen trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, şoför … isimli şahsın kaza tarihinde davalının çalışanı olduğunu, davalının bu şahsın kusurundan da adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında sorumlu olduğunu, müteveffanın geride kalan eşi ve çocukları tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının sonucunda 288.529,25 TL’yi 10/05/2019 tarihinde ödediklerini, borcun kapatıldığını, üniversitenin %35, …’in %30, müvekkilinin %30, işçinin de %5 kusurlu bulunduğunu, ödenen meblağdan davalı üniversitenin kendi ve şoförün kusuru nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek 187.544,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının ihale kazanan yüklenici firmalar ile yapılan hizmet alımı sözleşmeleri çerçevesinde işçi çalıştıran yüklenici firmalardan olduğunu, iş kazasına bağlı tazminat istemlerinin işçinin sözleşmeyi akdettiği ve yanında çalıştığı ihale alan şirketlerin sorumluluğunda olduğunu, gerçek işleten olan sürücünün kusurunun müvekkiline yükletilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı şirket ile davalı Üniversite arasında akdedilen ihale sözleşmeleri ekinde bulunan ve sözleşmenin ayrılmaz parçası niteliğinde olan hizmet işleri genel şartnamesinin 40.maddesinde; işçi ve personelden iş başında veya işe bağlı nedenlerle ölenlerin defin giderleri ile ailelerine ödenecek tazminatın yüklenici tarafından karşılanacağı, yüklenicinin bu hususta yürürlükte bulunan genel hükümlere uyacağı belirtilmekle Kanunun aksi kararlaştırıldığından somut olayda davalının sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunun bulunmadığı, ancak davalının çalışanın …’in kusurundan sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; imzalanan sözleşme ve eklerine göre davacının işçi haklarından ve iş kazasına bağlı tazminat istemlerinden sorumlu olduğunu, HİGŞ 40. maddesinde bu hususun düzenlendiğini, tazmin yükümlüsünün davacı olduğunu, tazminat davasında kusur oranlarının belirtilmeyip müşterek müteselsil tahsil kararı verildiğini, araç sürücüsünün kusurunun kendilerine yükletilemeyeceğini, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
2. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın sözleşmeden kaynaklanan rücu davası olmadığını, tarafların kusur oranına göre belirlenen rücu davası olduğunu, müteveffa işçinin davalı ile imzalanan sözleşme konusu iş dışında, gerekli güvenlik önlemleri alınmadan çalıştırıldığı sırada vefat ettiğini, sözleşme ile yüklendikleri sorumluluğun genel temizlik hizmeti hükümleri ile sınırlı olduğunu, iş yerinin hukuken ve fiziken sorumlusunun asıl işveren olan üniversite olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça herhangi bir kusur sorumluluğu durumunda sorumluluğun tamamen taraflardan birine ait olacağına dair hüküm bulunmadığını, bu durumda ek idari belgelerle yüklenici tarafından sorumluluğun üstlenildiğinin düşünülemeyeceğini, işçinin sözleşme kapsamında bulunmayan taşıma işi sırasında vefat ettiğini, durumu sözleşme kapsamında değerlendirmenin hakkaniyet ve iyiniyet ilkelerine aykırı olduğunu, davalı üniversitenin kazada % 35 kusurlu olduğunun sabit olduğunu, kazanın üniversitenin haksız fiili olarak değerlendirilmesi gerektiğini, ödenen meblağdan davalının sorumlu olduğunu, istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı vekilinin istinaf başvurusu bakımından, karar usul ve yasaya uygun olduğundan başvurunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bakımından ise, mahkemece sözleşme hükümleri gereğince davalının sorumlu olmadığının kabulünün yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle karar düzeltilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili ; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve ek olarak davacı ile imzalanan sözleşme ve eklerine göre davacının işçi haklarından ve iş kazasına bağlı tazminat istemlerinden sorumlu olduğunu, HİGŞ 40. maddesinde bu hususun düzenlendiğini, tazmin yükümlüsünün davacı olduğunu, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesinin yerinde olduğunu, temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, dava dışı işçinin geçirdiği iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle mirasçıları tarafından açılan dava kapsamında ödenen meblağın sözleşme ve haksız fiilden kaynaklanan sorumlulukları oranında davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.