Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/3227 E. 2023/3213 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3227
KARAR NO : 2023/3213
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/240 E., 2022/182 K.
DAVA TARİHİ : 12.11.2008
HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat Bese Taşgir ile davalılardan … vd. vekili Avukat … geldiler. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı arsa sahipleri ile aralarında 07.12.1994 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, yüklenici olarak üzerine düşen edimi yerine getirerek arsa sahiplerine isabet eden 51 adet bağımsız bölümü teslim ettiğini, ancak kendisine isabet eden A/5 ve A/6 blokların ise sadece subasman seviyesine kadar inşa edebildiğini, bu iki bloğun inşasının tamamlanması için davalılardan … İnş. Tic. Ltd. Şti. ile aralarında düzenlenen protokolü de davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle 24.02.2004 tarihinde feshettiklerini, buna rağmen, diğer davalı arsa sahipleri tarafından adı geçen davalı şirkete 20 adet bağımsız bölüm tapusunun devredildiğini ileri sürerek, A/5 blokta 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29 ve 30 numaralı ve A/6 blokta 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29 ve 30 numaralı bağımsız bölümlerin tapularının iptâli ile adına tapuya tescilini, arsa sahiplerinden davalı …’ın inşaat sözleşmesi gereği devretmesi gereken A/5 blok 21 ve 22 numaralı ve A/6 blok 21 ve 22 numaralı bağımsız bölümlerin bu davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini talep etmiş, yargılama sırasında A/6 blok 21 ve 22 numaralı bağımsız bölümlere yönelik davasını atiye bıraktığını bildirmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, dava konusu daireler yönünden açılan Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/635 Esas sayılı dosyasında verilen tapu iptali ve tescil kararının kesin hüküm oluşturduğunu, ayrıca davacının inşa ettiği dört adet bloğun proje ve ruhsata aykırı yapıldığını, bu nedenle A/5 ve A/6 blokların inşaatının tamamlanamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalılar … ve … vekili, dava konusu taşınmazlar hakkında Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/625 Esas sayılı dosyasından verilen tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiğini, hali hazırda taşınmazların müvekkilleri adına kayıtlı olmadığını, zamanaşımının gerçekleştiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

3.Davalı … vekili, dava konusu taşınmazlar hakkında Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/625 Esas sayılı dosyasından verilen tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiğini, müvekkilinin tapuya güvenerek iyiniyetli olarak taşınmazları devraldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2012 tarihli ve 2008/634 Esas, 2012/778 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlardan A/5 blok 21,22,23,24,25,26,27,28,29 ve 30 numaralı bağımsız bölümler hakkında Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/635 Esas sayılı dosyasında verilen tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği gerekçesiyle, bu taşınmazlara yönelik davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, A/6 blok 21 ve 23 numaralı bağımsız bölümlere yönelik davanın ise davacı vekilince atiye bırakılarak ve takip edilmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına, A/6 blok 23,24,25,26,27,28,29 ve 30 numaralı bağımsız bölümlerin ise davacı şirket tarafından davalı şirkete inşaat yapımı için bırakıldığı, bu nedenle arsa sahiplerince de davalı şirkete devredildiği, davacı tarafın inşaatın yapımından önce ya da sonra bu bağımsız bölümlerin maliki olmadığı gerekçesiyle, bu bölümlere yönelik davanın da esastan reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemiz (kapatılan Yargıtay 23.Hukuk Dairesi) 27.05.2014 tarihli ve 2014/796 Esas, 2014/4066 Karar sayılı ilamıyla; eldeki davanın başka bağımsız bölümlerle ilgili açıldığı dolayısıyla kesin hüküm bulunmadığı, mahkemece, taraf vekillerinden de açıklama alınarak davalı … İnş. Ltd. Şti’nin feshe rağmen inşaata devam edip etmediği, devam etmiş ise sebebi, tarafların fesihten zımni olarak vazgeçip geçmedikleri, arsa sahiplerince işbu davaya konu 18 adet bağımsız bölümün davalı şirkete devir sebebi, adi yazılı ve feshedilen sözleşmede kararlaştırılan daire sayısından daha fazla dairenin davalı şirkete devir sebebi hususlarında inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi, …Beklen. İnş. Ltd. Şti.’nin inşaata devam etmesi halinde en fazla 34 daire alabileceği hususu da gözönünde bulundurularak dava tarihinden sonra yükleniciden bir kısım bağımsız bölümleri devralan davalı …’nun iyiniyetli olup olmadığı, …. İnş. Ltd. Şti. tarafından hakedilmediği halde devralınan daireler varsa belirlenmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 24.10.2017 tarihli ve 2015/621 Esas, 2017/596 Karar sayılı kararı ile 24.10.2017 tarihli karar celsesinde bozma ilamı öncesinde verilen hüküm aynen tekrar edilmiş, gerekçeli karar metninde ise “tahsis şerhi” ile A-5 Blok içerisinde yer alan taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verildiği halde maddi hata ile bu taşınmazlar yönünden davanın kesin hüküm bulunduğundan reddine karar verildiği gerekçesi ile hüküm tavzih edilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1-İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ile davalılar …, … ve … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2-Dairemiz (kapatılan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi) 26.03.2019 tarihli ve 2018/2936 Esas, 2019/1359 Karar sayılı ilamı ile gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 17.10.2019 tarihli ve 2019/116 Esas, 2019/266 Karar sayılı kararı ile yapılan inşaatın imar mevzuatına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı
1- İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2-Dairemiz (kapatılan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi) 09.06.2020 tarihli ve 2019/3933 Esas, 2020/1391 Karar sayılı ilamı ile binadaki imar ve ruhsata aykırılıkların giderilmesinin ve yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığının belediyeden sorularak saptanması, yasal hale getirilmesinin mümkün olması halinde davacı yükleniciye bu konuda yeterli süre ve yetki verilerek binanın yasal hale getirilmesinin sağlanarak Yargıtay 23 Hukuk Dairesinin 27.05.2014 tarihli 2014/796 Esas 2014/4066 Karar sayılı ilamında belirlenen konularda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi, yasal hale

gelmesinin mümkün olmaması halinde ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların imar yönünden idari olarak bağlı bulunduğu Çukurova Belediyesine, binadaki imar ve ruhsata aykırılıkların giderilmesinin ve yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda yazılan müzekkereye verilen cevapta, binadaki imar ve ruhsata aykırılıkların giderilmesinin ve yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği gerekçesiyle davanın reddine, A6 Blok 21 ve 22 bağımsız bölümler hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; resmi yazıda dışarıdan bakılarak göz kararıyla tespit yapılmasının bilim ve fenne aykırı olduğunu, davalı şirket vekilinin A5 ve A6 bloklara 2009 tarihinde ruhsat düzenlendiğine dair beyanı olduğunu, belediye cevabi yazısı ile bu beyanın çeliştiğini, blokları davalı şirket yapmış olduğundan imara aykırılık varsa sorumlusunun davalı şirket olduğunu, son iki blokun imara aykırı yapıldığını düşünülse dahi arsa sahipleri tarafından bilinen, kullanılan ve kiraya verilen bağımsız bölümler için çıkarılan İmar Affıyla bu tür problemlerin çözülmesi amaçlanmışken kasıtlı olarak başvuru yapılmayarak müvekkilinin zararına hareket edilmesinin TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin mağduriyetine davalıların haksız olarak sebepsiz zenginleşmesine sebep olunduğu ve yeterli inceleme yapılmadan karar verildiği belirtilerek kararın bozulması istenilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptâl ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
TBK’nın 470 vd. Maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan davalılar …, …, …’a verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere.

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.