YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3181
KARAR NO : 2023/2299
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/456 E., 2021/447 K.
DAVALILAR : 1-… vekili Avukat … 2-… vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 02.06.2015
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; borçludan olan alacaklarının tahsili için icra takibi başlatıp borçlunun maaşına haciz koyduklarını ancak hukuka aykırı olarak maaş haczi sıralamasında davalı …’ın öne geçtiğini davalı ve borçlunun aralarında muvazaa bulunduğunu öne sürerek davalının sıra cetvelinde yer alan alacağının iptalini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde;alacağın muvazaalı olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2016 tarih 2015/770 Esas 2016/642 Karar sayılı kararı ile davalılar arasında akrabalık ilişkisi olduğu, davalı borçluya verildiği iddia olunan borç para ile bunun karşılığında düzenlenen bononun tarihinde tutarsızlık olduğu ve davalının borçluya borç vermek için aylar öncesinden para çekmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi 11.02.2020 tarih ve 2016/7284 Esas, 2020/840 Karar sayılı ilamında; Kurum tarafından sıralamanın “Sıra cetveli” niteliğinde kabul edilemeyeceği bu nedenle ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin kuralının maaş haczinde uygulanmayacağı, maaş haczinde yapılan sıralamaya vaki muvazaa iddialarında genel muvazaada olduğu gibi ispat yükü davacıda olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile 1.sırada bulunan dosyanın alacaklısının … olup borçlusunun … olduğu, …’ın davalı …’nun kardeşinin eşi olduğu, davalılar tarafından senedin düzenlenme sebebi olan kredinin senedin tanzim tarihinden aylar önce çekilmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalılar arasında yapılan borçlandırıcı işlemin ve takibin muvazaalı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile maaş haczi işleminin iptaline karar verilmiştir
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; takibinin gerçek bir alacağa dayandığını mahkemece davacının tüm talepleri karşılanmadan hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3/2, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) geçici 2 ve HUMK’nın 26.09.2004 tarih 5236 sayılı Kanunla değişmeden önceki haline göre 428,438 ve 439. maddesi ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 142 nci maddesinin birinci fıkrası
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.