Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/3151 E. 2023/1569 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3151
KARAR NO : 2023/1569
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/400 E., 2021/362 K.
DAVACILAR : 1-Bayındırlık Ve İskan Bakanlığına İzafeten Bayındırlık Ve İskan
İl Müdürlüğü vekili Avukat … 2- Hazineye İzafeten
Ardahan Defterdarlığı Vekili Avukat …
DAVALILAR : 1-… (İdare Elemanları) Vekili Avukat …
2- … Vekili Avukat … 3- … 4- Vedat
Aydoğan 5- … İnş. Taah. A.Ş. 6- … (Ölü Mirasçıları)
a) … b) … c) … ç) … d) …
e) …
DAVA TARİHİ : 16.06.2010
HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili, davalı … vekili davalı …, davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; idarece yapılan ihale neticesinde davalılardan … İnş. Taah. A.Ş.’nin … ilçesi, 200 öğrenci kapasiteli pansiyon inşaatı işini üstlendiğini, idare müfettişlerince düzenlenen rapora göre yükleniciye 129.596,16 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, yapılan fazla ödemenin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı asıl … cevap dilekçesinde özetle; sadece bir hak ediş için yapılan ödemede imzası bulunduğunu, ara hak edişlerde fazla bir ödeme yapılmış ise bunun kesin hesap hak edişinde düzeltilebileceğini, fazla ödemede bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada müvekkiline husumet düşmediğini, davanın zaman aşımına uğradığını, fazla ödemeye ilişkin tespitlerin yanlış ve eksik hesaplamaya dayandığını, ara hak edişlerin kesin nitelik taşımadığını, yapılan fazla ödemenin kesin hak ediş ile düzeltilebileceğini, müvekkilinin fazla ödeme dolayısı ile bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Davalı asıl … cevap dilekçesinde özetle; yüklenicinin idareye karşı borçlu veya alacaklı olup olmadığının ancak kesin hesap sonucu ortaya çıkabileceğini, fazla ödemenin tespiti halinde kesin teminattan veya hak ediş üzerinden kesilen nakdi kesintinin bloke edileceğini, aradan geçen 9 yıl sonra müfettişlerin fazla ödemeyi hangi usulle hesap ettiğinin belirli olmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar davaya cevap vermemiş, ileri sürülen maddi vakaları inkar etmiş sayılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.04.2014 tarihli ve 2012/121 Esas, 2014/163 Karar sayılı kararıyla; davacı idare tarafından davalı şirkete 129.596,16 TL fazla ödeme yapıldığı, bu fazla ödemenin iadesi için yüklenici firmaya ihtarın gönderildiği, iş bu ihtarın 19.02.2010 tarihinde davalı şirket yetkilisine tebliğ edildiği, ihtarda davalı şirkete fazla yapılan ödemenin iadesi için 30 günlük süre verildiği, bu sürede ödeme yapılmadığından davalı şirketin 19.03.2010 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü görülmekle, davacının şirket hakkındaki davasında haklı olduğu, diğer davalıların ise kusurlu olmadıkları kanaatine varılarak davalı … Taah. A.Ş. yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2015/6031Esas, 2016/2268 Karar sayılı ve 13/04/2016 tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi kararını onamıştır. Onama kararına karşı davacılar vekili ve davalı … vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

3. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2016/4182 Esas, 2017/1172 Karar sayılı ve 16/03/2017 tarihli kararı ile davalı … vekilinin karar düzeltme isteminin reddine, davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde ise kesin hak ediş raporu düzenlendiğinden kesin hesabın kesin hak ediş sonucu ortaya çıkacağı yönündeki bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddinin doğru olmadığı, HMK’nın 266 ve devamı maddelerinde öngörülen şekilde aralarında Sayıştay denetçisinin de bulunduğu teknik bilirkişi kurulundan rapor alınıp fazla ödeme olup olmadığı ve idare elemanlarının bir kusuru bulunup bulunmadığı değerlendirilerek alınacak rapora itirazlar karşılanıp ek rapor alınıp hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının şirket hakkındaki davasında haklı olduğu, davalı …’in 1, 2 ve 4 no.lu ara hak edişlerle, 5 no.lu kesin hesabın düzenlenmesinde imzasının olduğu, davalı …’un 1, 3 ve 4 no.lu ara hak edişlerle, 5 no.lu kesin hesabın düzenlenmesinde imzasının bulunduğu, davalı …’ın 1 ve 3 no.lu ara hak edişlerde imzasının olduğu, … ve …’un ara hak edişlerde bulunan maddi hataları kesin hesapta düzeltme imkanına sahip olmalarına rağmen fazla ödeme yapılmasına sebebiyet verdikleri, davalı …’ ın 3 ve 4 no.lu ara hak edişlerle, 5 no.lu kesin hesabı onayladığı, yine yanlış hesabı düzeltmesi mümkünken gerekli özeni göstermediği, bu kapsamda davalılar …, …, … ve …’ın ise tali sorumlu oldukları, fazla ödemenin yapılmasında ve idarenin zarara uğratılmasında ihmal ve kusurlarının bulunduğu, davalı …’ın ise kesin hak edişlerle herhangi bir ilgisinin belirlenemediği bu nedenle sorumluluk atfedilemeyeceği, ayrıca davalı …’in dava devam ederken vefat ettiği, bu kapsamda mirasçılarının davaya dahil edildikleri, davalı …’ın bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı, yine davalılar …, …, … ve …’ın Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/11/2014 tarih 2014/902-1328 sayılı ilamı ile davalı müteveffa …’ın mirasını hükmen reddettikleri, davalı …’ün Varto Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.12.2014 tarih 2014/161-232 sayılı ilamı ile mirası hükmen reddettiği, davada taraf sıfatının dava şartı olduğu, taraf olmayan kişiye karşı açılan davanın sıfat (pasif husumet) yokluğundan reddine, kurum zararı olan 129.596,16 TL alacağın 19/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile; davalı … İnş. ve Taah. A.Ş’nin 111.452,69 TL lik, davalı …’ın 2.591,93 TL lik, davalılar …, … ve …’ın ayrı ayrı 5.183,84 TL lik kısmından sorumlu olmak üzere; Davalılar … İnş. ve Taah. A.Ş, …, …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalı … vekili, Davalı …, Davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Dava konusu alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, dava konusu alacak bakımından davalıların sorumlu olduğu miktarın belirtilmiş ise de alacağın müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, bu hali ile taleplerinin tam karşılanmasına karşın davalılardan … ve … lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin davada husumeti bulunmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, mahkemenin davalılar arasında kusur oranlarını tespit ettikten sonra davalıları müştereken ve müteselsilen zarardan sorumlu tutmasının hatalı olduğunu, davacı idarenin gerçek zararının ne olduğu hususunda inceleme ve araştırma yapılmadığını, müfettiş raporu üzerinden inceleme yapıldığını, vekalet ücretinin nispi olarak hükmedilmesi gerekirken nispi olarak hükmedildiğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı … temyiz dilekçesinde; yerel mahkemece bozma ilamına uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılmadığını, 3 no.lu hak ediş dışında hiçbir hak edişte imzası bulunmadığını, kesin hesap hak edişinde de imzası bulunmadığını, kusur oranının hangi kritere göre belirlendiğinin anlaşılamadığını, ara hak edişlerin avans niteliğinde olduğunu, kesin hesap hak edişinde yapılan yanlışlıkların düzeltilebileceğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı … temyiz dilekçesinde; Sorumlu olduğu belirtilen hak edişlerde kontrolör olarak değil, incelemeci olarak yer aldığını, dava açılmasına sebebiyet veren 25.10.2005 tarihli müfettiş raporundan sonra başlatılan ceza soruşturmaları neticesinde hak edişlerde imzası bulunan ilgililer hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, mahkemece kusur oranları belirlenmiş olmasına karşın tüm bedel bakımından yüklenici ile müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, ayrıca temerrüde yüklenicinin düşürüldüğünü, kendisi bakımından temerrüde düşürücü nitelikte bir ihtar bulunmadığını, fazla ödemeden yüklenicinin sorumlu olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödemenin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436, 437. maddeleri, mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-371 . maddeleri

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması mülga 1086 sayılı Kanunun 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, temyiz eden davalı … vekili, davalı …, davalı …’un aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2.1. Yerel mahkemece, hüküm fıkrasında davalı idare elemanlarının sorumlu oldukları bedellerin belirlenmesi sonrasında alacağın, müşterek ve mütelsilen tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK’un 438/VII. maddesi gereğince, mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
Davalı … vekili, davalı …, davalı …’un 2.1. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, davalı … vekili, davalı …, davalı …’un temyiz itirazlarının 2.1. bentte açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkeme hükmünün 1. bendinde yer alan ‘‘ 1-A)-Kurum zararı olan 129.596,16 TL alacağın 19/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile;

Davalı … İnş. ve Taah. A.Ş’nin 111.452,69 TL’lik, davalı …’ın 2.591,93 TL’lik, davalılar …, … ve …’ın ayrı ayrı 5.183,84 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere;

Davalılar … İnş. ve Taah. A.Ş, …, …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,’’ cümlesinin hükümden çıkarılmasına, yerine ‘‘1-A-) Kurum zararı olan 129.596,16 TL’lik alacağın,

111.452,69 TL’sinin 19/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile Davalı … İnş. ve Taah. A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,

5.183,84 TL’sinin 19/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,

5.183,84 TL’sinin 19/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,

5.183,84 TL’sinin 19/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,

2.591,93 TL’sinin 19/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,’’ cümlesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.