Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/3072 E. 2023/2995 K. 27.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3072
KARAR NO : 2023/2995
KARAR TARİHİ : 27.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/192 E., 2022/62 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ile davalılardan …, …, … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılardan …, bir kısım davalıların murisi … ve … adına kayıtlı taşınmaz üzerine inşaat yapılması için … ile 28.08.2009 tarihli, … ve … ile 13.02.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, dava tarihi itibari ile inşaatın yapım seviyesinin %85 olduğunu sözleşmeye göre, 10 ve 12 nolu dairelerin …’a, 6 ve 7 nolu dairelerin …’a, 1 no’u dairenin tamamı ile 2 nolu dairenin %50’sinin …’ye bırakılmasının kararlaştırıldığını, davalı … ile yüklenici arasında 18.09.2008 tarihli ek sözleşmeyle yükleniciye düşen 13 nolu dükkan ile 14 nolu dükkandaki … hissesini, davalı …’e düşen 1 ve 2 nolu dairelerle takas ettiklerini, kat irtifakı sonucu da 13 nolu dükkan ile 14 nolu dükkanın 49637/123012 hissesinin davalı … adına oluştuğunu, ancak davalı …’in 1 ve 2 nolu dairelerin tapu devrini yapmaktan kaçındığını ve diğer davalılara muvazaalı olarak devrettiğini, taşınmazları 3. kişilere devrederek ek sözleşmeyi geçersiz kıldığını ileri sürerek, davalılardan … adına kayıtlı 13 numaralı bağımsız bölümün tamamı ile davalı … adına kayıtlı 14 nolu bağımsız bölümün 49637/123012 hissesine ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar …, …, … vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin süresi içerisinde eksiksiz tamamlanarak teslim edilmediğini, mahkeme aracılığı ile yaptırılan tespitte inşaatın bitme seviyesinin %61.24 olduğunu, henüz satış yetkilerini haketmediğini, ek sözleşme uyarınca davacının talebinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı … mirasçıları vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkilleri ile alakası olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.12.2015 tarihli ve 2012/163 Esas, 2015/480 Karar sayılı kararı ile her iki taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar …, …, … ve … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 23.Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarihli ve 2016/1689 Esas, 2018/449 Karar sayılı kararıyla inşaatın fiziken %88,17 oranında tamamlandığı, halen eksik işler olduğu tespit edilmiş olup, tapu iptali ve tescili talep edilen 13 ve 14 nolu bağımsız bölümdeki davalı … hissesinin tamamının yükleniciye verilmesi halinde davalı …’nin elinde hiç teminat dairesi kalmayacağı gözetilerek, eksik işlerin miktarına yetecek miktarda bir bağımsız bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin her ikisinin tapu iptali ve tesciline karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.

3.Yargıtay bozma ilamına karşı davacı vekili ile davalılardan … vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

4.Yargıtay (Kapatılan) 15.Hukuk Dairesi 17.06.2019 tarihli, 2018/4754 Esas, 2019/2806 Karar sayılı karar düzeltme ilamı ile; davalı …’nin tüm, davacı yüklenici şirket vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin reddi ile, mahkemece öncelikle taraflar aralarındaki sözleşme ve ek sözleşmeler gereği dava konusu edilen bağımsız bölümler dışında diğer bağımsız bölümler ve arsa payının yüklenici ya da onun talimatıyla sattığı dava dışı 3. kişilere devredilip devredilmediği sorulup, ihtilaf halinde bunlarla ilgili delilleri de toplandıktan sonra yüklenicinin diğer bağımsız bölümleri devraldığı ya da onun talimatıyla 3. kişilere satıldığının anlaşılması halinde Yargıtay Yüksek 23. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılması, dava edilen dışında devredilmeyen ve arsa sahipleri adına kayıtlı olan bağımsız bölümler bulunması halinde bunlarında hangileri olduğu ve gerekirse yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp, değerleri belirlenerek sözleşmelerine göre 1 dairenin yapı kullanma izin belgesi alınması koşuluna bağlı olarak devredileceği gözetilerek ve inşaatın fiziki gerçekleşme oranını dikkate almak suretiyle davalı arsa sahiplerinin alacaklarını ve yapı kullanma izin belgesi alınması için gerekli masrafları karşılayacak miktarda bağımsız bölüm ya da bölümlerin teminat olarak arsa sahipleri üzerinde bırakılıp sonucuna uygun ve kısmi iptâlde iptâl edilen pay miktarı açıkça gösterilerek infazı mümkün bir karar verilmesi yerine bu husus üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmamakla, yerel mahkeme karırının bu gerekçe ile bozulması gerekirken yükleniciye bırakılan diğer bağımsız bölümleri aldığı ve sadece dava edilen bağımsız bölümler kaldığından hareketle yazılı şekilde bozma yapıldığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından yüklenicinin karar düzeltme talebinin kabul edilerek Daire bozma ilamı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamında belirtildiği üzere dava konusu yapıya ait tüm bağımsız bölümlerin tapu kayıtları incelenerek; taraflar arasındaki sözleşmeye göre, zemin katta bulunan 13 ve 14 no.lu dükkanların tamamı ile 1. Normal kat sağ arka cephede bulunan 2 nolu dairenin %50 hissesi, aynı kat sol arka cephede 3 ve aynı kat sol ön cephede bulunan 4 no.lu dairelerin tamamı, 2 normal kat sağ ön cephede bulunan 5 ve aynı kat sol ön cephede bulunan 8 no.lu daireler ve 3 normal kat sağ ön cephede bulunan 9 , aynı kat sol arka cephede bulunan 11 no.lu dairelerin tamamının yükleniciye, geri kalan bağımsız bölümlerin arsa sahiplerine kalacağı kararlaştırıldığından Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin Bozma ilamı doğrultusunda karar vermek gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan …, …, … ve … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; asıl dava bakımından vekalet ücreti yönünden verilen kararda hangi davalılardan alınacağının belirtilmediğini, birleşen davada ise vekalet ücreti hesabında … ve …’in payları oranına göre belirlenmiş ise de arsa sahiplerinin de mal sahibi olmaları nedeniyle vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerektiğini belirtmiştir.

Davalılardan …, …, … ve … vekili temyiz dilekçesinde; … adına 14 nolu bağımsız bölümde tapu kaydı bulunmadığını, bozma ilamına uyularak karar verilmesine ve kazanılmış hak oluşmasına rağmen bozma kararına uyulmayarak davanın tümden kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca tapu iptâli ve tescil, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470-486 maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca tapu iptâli ve tescil, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkin olup; taraflar arasında imzalanan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ile ek sözleşmesinde zemin katta bulunan 13 ve 14 no.lu dükkanların tamamı ile 1. normal katta sağ arka cephede bulunan 2 no.lu dairenin %50 hissesi ve aynı kat sol arka cephede 3 ve aynı kat sol ön cephede bulunan 4 no.lu dairelerin tamamı, 2 normal kat sağ ön cephede bulunan 5 ve aynı kat sol ön cephede bulunan 8 no.lu daireler ve 3 normal kat sağ ön cephede bulunan 9, aynı kat sol arka cephede bulunan 11 no.lu dairelerin tamamının yükleniciye bırakılacağı geriye kalan bağımsız bölümlerin arsa sahiplerinde kalacağı kararlaştırılmıştır. Davacı davasında; 20953 ada 5 parseldeki 13 no.lu bağımsız bölümün tamamı ile 14 no.lu bağımsız bölümün 49630/123012 payının tapusunu istemiştir. Dava dilekçesi ve cevaba çevap dilekçesinde; 1 ve 2 no.lu dairelerin tapu devirleri de yapılmamış olup bunların eksik ve kusurları karşılamaya yeterli olacağı beyan edilmiştir.

3.Sözleşme ve ek sözleşmelere göre yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğü davacı yükleniciye ait olmasına rağmen alınmadığı, inşaatta eksikler olup mahkemenin kabulünden gerçekleşme seviyesinin %88,17 oranında olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında 15.Hukuk Dairesinin bozma ilamı neticesinde dava konusu yapıya ait bağımsız bölümlerin tapu kayıtları incelendiğinde; yükleniciye bırakılması kararlaştırılan 2 no.lu bağımsız bölümün %50 hissesi …’den devir suretiyle … adına, 9 no.lu bağımsız bölüm arsa sahiplerinden … adına, 11 no.lu bağımsız bölüm …’ın oğlu … adına kayıtlı olup, 15.Hukuk Dairesinin bozma ilamı kapsamında dava edilen dışında devredilmeyen ve arsa sahipleri adına kayıtlı olan bağımsız bölümler bulunduğundan, davacının dava konusu bağımsız bölümleri talep etmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

4. Mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, 23.Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulduğuna dair yazılı gerekçeyle kabul kararı verilmesi hatalı olmuş ise de, kararda hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK’nun 438/son (HMK’nın m. 370/4) maddesi gereğince gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ile davalılardan …, …, … ve … vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının değişik gerekçe ile ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz eden ilgilisinden alınmasına,

Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.