Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/3029 E. 2023/2451 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3029
KARAR NO : 2023/2451
KARAR TARİHİ : 21.06.2023


MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/174 E., 2022/405 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/89 E., 2021/694 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tekirdağ İl Özel İdaresi tarafından Cumhuriyet Parkı önünde aşevi karşısında yer alan Çorlu Kültür Merkezinin ikmal edilmesine karar verildiğini, … Kültür Merkezinin dış cephesinin alüminyum kompozit panel cephe kaplaması işinin müvekkili tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme gereğince yapmayı taahhüt ettiği işi tamamlayarak teslim ettiğini, işin teslimi sırasında yapılan hesaplamalar taraflar arasında ihtilaf konusu olduğunu, davalı yanca müvekilinin yaptığı işin toplamının 5.086,10 m² olarak hesaplandığındığını, tarafların işin tamamlamasının akabinde 07.03.2014 tarihnde bir araya gelerek görüştüklerini, 07.03.2014 tarihli tutanağın düzenlendiğini, 5.086,10 m² tutarındaki iş toplamı üzerinden hesap görülmesine ve ileride sözleşme kapsamında yapılan işin daha fazla yada eksik olduğunun ortaya çıkması durumunda yeniden hesap yapmak konusunda anlaştıklarını, toplam 5.086,10 m² işle sınırlı olmak üzere davalının ibra ettiğini, müvekkilinin 23.09.2013 tarihli sözleşme kapsamında yaptığı için 5.806,10 m² den daha fazla olduğunun tespit edilmesi halinde 5.086,10 m²’yi aşan kısmına ilişkin ayrıca hesaplama yapılacağı davalının kabulünde olduğunu, idare tarafından yapılması gereken işlerin yapıldığını, müvekkilinin tüm bu işleri tam ve eksiksiz olarak tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirdiğini, 24.01.2014 tarihinde teslim ettiğini, müvekkilince sözleşmeye konu işin sözleşmede öngörülen süre içinde tamamlanamaması nedeniyle 07.03.2014 tarihinde düzenlenen ibraname de de belirtildiği üzere müvekkiline yapılan ödemeden kesinti yapıldığını, müvekkili tarafından sözleşme kapsamında yapılan işin toplamının davalanın kabul ettiği gibi sadece 5.086,10 m² olmadığını, 6.182,10 m² sözleşme gereği iş yapıldığını ve teslim edildiğini, davalı yanca uhdesinde tutulan 29.000,00-TL kesin teminatında bugüne kadar müvekkiline iade edilmediğini, taraflar arasında sözleşme gereğince iş sahibi idare tarafından istenen işler de müvekilince yapılmış ve bundan dolayı müvekkilinden 15.000,00-TL alacağının ortaya çıktığını, alacağın tahsili için takip başlatıldığını, sözleşme gereğince müvekkilince yapılan işin toplamı davalı yanca 5.086,10 m2 olarak kabul edildiğini, bu miktar üzerinden taraflar arasında hesap görüldüğünü, yapılan işin fazla yada eksik çıkması durumunda ileride görüşülmesinin kararlaştırıldığını, toplam iş miktarının 6.182,10 m² olarak hesaplandığını, meblağlar arasında 1.096,00 m² lik fark kadar alüminyumkompozit panel kaplama işi müvekkili tarafından yapılmış olmasına rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalıdan 124.154,80-TL alacağının bulunduğunu, m² hesabının tespiti için Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında tespit isteminde bulunulduğunu, toplamda 6.053,10 m² alüminyum kompozit panel kaplama işi yapıldığının belirlendiğini, sözleşme kapsamında toplam 6.053,10 m² alüminyum kompozit panel kaplama işi yaptığını ve davalının müvekilince yapılan bu işin 967,00 m² lik kısmı karşılığında ödeme yapmadığını gösterdiğini, eksik ödeme yapıldığının sabit olduğunu, idare tarafından talep edilecek başkaca işlerinde müvekkili tarafından yapılması ve bu işlerin bedelinin davalı tarafça müvekiline ödenmesinin kararlaştırıldığını, idare tarafnıdan istenen işleri davalıya bildirerek davalının şifahi onayı ile işin yapıldığı şantiya sahasındaki idarenin kontrollerinin bilgisi ve onayı dahilinde yaparak tamamlandığını, işlerin toplam tutarının 15.000,00-TL olduğunu, yapılan işler nedeniyle müvekkili davalıdan 15.000,00-TL alacaklı olduğunu, davalı yanın müvekkilinden 29.000,00-TL geçici kabul kesintisi yapıldığını, taraflar arasında akdedilmiş sözleşmeye göre davalı yanca geçici kabul kesintisi yapılmasının uygun gibi görülse de bu kesintinin yapılmasının hatalı olduğunu, davalıya 50.000,00-TL bedelli bir adet teminat bonosunun teslim edildiğini, bononun 07.03.2014 tarihinde taraflar arasında hesap görüldüğünde ve halen davalının elinde bulunduğunu, 29.000,00-TL geçici kabul kesintisinin yapıldığını, teminat bonosu iade edilmeden yapılan kesintinin haksız ve fazladan alınmış bir teminat niteliğinde olduğu görüleceğini, bu tutarın müvekkilinden alınacağını, kesinti tutarının yanlış hesaplandığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre geçici kabul kesintisi müvekkiline yapılacak hakediş ödemesinin KDV’siz tutarı üzerinden hesaplanması gerektiğini, tarafların 5.086,10 m² üzerinden hesaplama yaptığını, kabul kesintisinin 5.086,10 m² x 96,00-TL %5 şeklinde hesaplanması gerektiğini, bu halde yapılması gereken kesinti tutarının 24.413,28 TL olacağını, 6.1823,10 m² alüminyum kompozit kaplama işi yapılmış olmasına rağmen davalı bunun sadece 5.086,10 m2 lik kısmı için ödeme yaptığını, davalıdan alüminyum kompozit panel kaplama işi nedeniyle 124.154,80-TL alacağının bulunduğunu, idare tarafından müvekkilinden yapılması istenen işlerden kaynaklı olarak müvekkilinin yaptığı işler nedeniyle müvekkilinin davalıdan 15.000,00-TL alacağının bulunduğunu, davalının haksız geçici kabul kesintisi yapması nedeniyle müvekkilinin davalıdan bu kesinti nedeniyle alacağının ortaya çıktığını, toplam 164.154,80 TL alacaktan dolayı takip başlatıldığını beyanla itirazın iptalini, takibin devamını, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı davacı tarafın 6.182,10 m² birim iş yapıldığını, kendilerine ödenmeyen 1.096 m² birim iş bedeli kadar alacaklı olduklarını iddia ettiklerini kabul etmediklerini, davacı taraf iş boyunca ölçümlerini yaptığını ve müvekkiline sunduğunu, müvekkilininde onayladığını, hakettikleri bedelin kendilerine ödendiğini, davacı tarafın tutanak isimli bir belgeye dayandığını mutat olarak düzenlenen bir belge olduğunu, davacı tarafından da gerek iş yapımı aşamasında ve gerekse daha sonra yapılan herhangi bir itirazda hiçbir zaman söz konusu olmadığını, 07.03.2015 tarihli ibranamenin mevcut olduğunu, işbu ibraname ile davacının gecikme cazasını kabul ettiğini, bu tarih itibariyle müvekkilinden hiçbir hak ve alacağının kalmadığını kabul ve beyan ettiğini, ortak olarak düzenlenen hakediş raporlarındaki ölçümlerden başkaca bir ölçümü kabul etmediklerini, yapılan inşaatta panel kaplama metrajı yapılacak olan ilahe dosyası ile sabit olduğunu, davacı tarafından teslim edilen işte eksik ve kusur tespit edildiğini, bunların müvekkili tarafından tamamlandığın, değişikliklerin sözleşmenin aynı maddesine göre malzeme ve işçiliği arttırır mahiyette olmasının gerektiğini, davacının dilekçesinde belirttiği işleri yapmadığını, hakediş raporlarında sözleşme dışı yapılan işler adı altındaki bölüme veri girişinin hiçbir zaman yapılmadığını, müvekkili işbu işi kamu ihaleleri kapsamında yapmakta olduğunu, iş sahibi idare yani devlet olduğunu, davacıdan teminat alınmasın, geçici kabul, kesin kabul kesintisi yapılmasına engel olmadığını, taraflar arasında sözleşmede de bu hususta hiçbir madde söz konusu olmadığı gibi hem geçici kesin kabul kesintisi hem de teminatlar ayrı ayrı maddelerde düzenlendiğini, geçici kabu kesintisi yapmanın müvekkilinin sözleşmeden doğan haklarından olduğunu, yapılan kesinti ve miktarları hakediş tutanakları ile sabit olduğunu, davacının imzası olduğunu, davacı tarafın yapılan kesintileri kabul ettiğini ve dava tarihine kadar da bunlar için bir hak iddiasında bulunulmadığını, son ve kesin hakedişi ile birlikte 14.449,57-TL geçici kabul kesintisinin iade edilmediğini, işin eksiksiz teslimi ve kesin kabul halinde ödenmesi gereken kalan 21.993,92-TLnin kabulde meydana çıkan eksikliklerin müvekkili tarafından tamamlanması nedeniyle iade edilmediğini, davacının işi teslim ettiği 24.01.2013 tarihinde geçici kabul incelemesi yapıldığını ve eksik kusurların tespit edildiğini, müvekkilinin bu ve kesin kabulde ortaya çıkan eksiklikleri kendisinin gidermek zorunda kaldığını, imalat hatalarından taşeronunun sorumlu olduğunu, hatalı ve bozuk imalatların yeniden yapılması halinde taşeronun hiç bir ek ödeme talep edemeyeceğini, davacının geçici ya da kesin kabul kesintilerinden kaynaklanan hiçbir alacağının mevcut olmadığını, icra inkar tazminatının reddinin gerektiğini, likit alacak söz konusu olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu işin davalı firmaya kamu kurumu tarafından ihalesi yapılan bir iş olması, ihale edilen işin miktarının 5086,10 m² olması, söz konusu ihaleyi yapan kurum tarafından herhangi bir iş artışının yapılmayarak bu m² üzerinden davalıya ödeme yapılması, 18/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacının yapmış olduğu işin 5086,10 m² olarak hesaplanması, söz konusu hesaplamanın önceki rapordan neden ayrıldığının açık ve gerekçeli bir şekilde açıklanması, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.1. maddeside göz önüne alındığında mahkemede davacının yaptığı m² iş miktarının 5086,10 m² olduğu yönünde kanaatin oluştuğu, bundan dolayı davacının m²’ye yönelik talebinin reddinin gerektiği, yine davacı tarafından fazladan yaptığı işe yönelik talebi değerlendirildiğinde söz konusu işin davalı tarafından, davacıya yaptırıldığına ilişkin dosyada bir kaydın bulunmaması, taraflar arasındaki sözleşmenin 5d maddesi uyarınca işverenin fazladan yapılan işe yönelik herhangi bir mutabakatının bulunmaması, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 3d maddesi gereğince fazladan yapılan işe ilişkin taşeronun bir talepte bulunmayacağına yönelik açık kaydının bulunması ve yine davacının fazladan yaptığını iddia ettiği işlerin ihale kapsamında olmaması nedeni ile mahkemede davacının fazladan yaptığını iddia ettiği işin bedelini davalıdan istemeyeceği yönünde kanaatin oluştuğu, yine teminat kesintisine yönelik talep değerlendirildiğinde mahkemece davacının yapmış olduğu işin 5086,10 m² olarak kabul edildiği, söz konusu kabul çerçevesinde 07/03/2014 tarihli tutanak başlıklı ve aynı tarihli ibraname başlıklı belgeler birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece davacının yapmış olduğu işin 5086,10 m² olarak kabul edilmesi, söz konusu m² üzerinden bahsedilen tutanak ve ibraname başlıklı belge uyarınca davacının davalıyı ibra etmesi nedeni ile her ne kadar İstinaf’ın kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda 28.807,79 TL’lik teminat kesintisi alacağının bulunduğu hesaplanmış ise de 5086,10 m²’lik iş üzerinden davacı, davalıyı ibra ettiğinden dolayı mahkemede teminat kesintisine yönelik davacının bir alacağının bulunmadığı yönünde kanaat oluştuğu ve davacının davasının tümden reddine, yine davacının dosya kapsamında kötüniyetli olduğuna dair bir kaydın bulunmaması nedeni ile davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının taraflar arasındaki sözleşme gereğince üstlendiği işi zamanında teslim ettiğini, işin yapımı esnasında metrajda tarafların anlaşması ile değişiklikler yapıldığını, toplam metrajın sözleşmeye göre, 6.182,10 metrekare olduğunu, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile davacının 6.053,10 m² iş yaptığının belirlendiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, denetime elverişli olmadığını, yerinde inceleme ve fiili ölçümleme yapılmadığını, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ile de çelişkili olduğunu, mahkemenin tanıklar dinlenmeden karar vermesinin de hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararı gereğinin de yerine getirilmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının fazla imalatının olmadığının uzman bilirkişi raporu ile sabit olduğu anlaşılmakla başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde istinaf dilekçesi içeriğini tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Çorlu Kültür Merkezinin ikmal işinin yapılması için davalı yüklenici ile dava dışı idare arasında sözleşme yapılmıştır. Davacı alt yüklenici ise davalı yüklenici ile yaptığı sözleşme ile bu iş kapsamındaki Çorlu Kültür Merkezi dış cephesinin alüminyum kompozit panel cephe kaplaması işini yapmayı yüklenmiştir. Davacı sözleşme kapsamında 1096 m2 daha fazla iş yaptığını ancak bu işlerin bedelinin ödenmediğini, davalı ile aralarındaki sözleşmeden dolayı iş sahibinin istediği sözleşme dışı diğer işleri de yaptığını ancak bunların da bedelinin ödenmediğini, işi yapıp eksiksiz teslim etmesine rağmen davalının kendisinden haksız aldığı teminat bedelini de iade etmediğini, bu nedenlerle iş bedellerinin ödenmesi ve teminatın iadesini talep etmiştir.

3.Taraflarca imzalanan 07/03/2014 tarihli ibraname başlıklı belgede, davacının 25.09.2013 tarihli kültür-01 sözleşme nolu dış cephe alüminyum kompozit panel yapılması işi ile ilgili olarak işin 18.12.2013 tarihinde bitmesi münasebetiyle sözleşmenin 10.maddesi uyarınca 33.250,00 TL ceza kesintisi yapılarak hesabının görüldüğü ve 07.03.2014 tarihi itibariyle adı geçen firmadan herhangi bir alacağı kalmadığı, sulh ve ibra ettiği belirtilmiştir.

4.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yapılan işe ilişkin metrajın 5.036,20 m2 olarak hesaplandığını, diğer bilirkişi raporları ile aralarındaki bu hesaplama farkının, davalı yüklenici tarafından yapıldığı yerinde inceleme esnasında beyan edilen, davacı alt yüklenici tarafından da kabul edilen binanın teras kısmında bulunan ve yapılmayan kısımlar adı altında raporda da fotoğrafları olan arduvazlı membran, kulelerdeki pvc kaplama ve sıva boya metrajlarının hesaplanan yüzeylerden düşülmesi sonucu oluştuğunu belirtmiştir.

5.İbra, hakkın düşmesi sonucunu doğuran hukuksal bir işlem ve ayrıca alacaklının alacak hakkından vazgeçmesini ve borçlunun, borcundan kurtulmasını sağlayan bir sözleşmedir. Yüklenicinin dava konusu borçlarından ötürü, davacı tarafından ibra olunduğu görülmektedir. Davacı tarafından aynı tarihli diğer tutanakta 5086,10 m2 üzerinden hesap görüldüğü belirtildiğinden bahisle itiraz edilmiş ise de bu tutanakta ilave işe ve teminata ilişkin bir hususa yer verilmediği görülmüş, sözleşme kapsamında daha fazla yapıldığı iddia edilen işin de bilirkişi raporu doğrultusunda 5.036,20 m² metraj ölçüsünde hesaplandığı anlaşılmış olduğundan davacının dava konusu taleplerinin reddinin yerinde olduğu tespit edilmiştir.

6.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.