Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2858 E. 2023/3116 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2858
KARAR NO : 2023/3116
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/527 E., 2022/327 K.
DAVA TARİHİ : 25.06.2015
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/382 E., 2019/578 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davalı vekili Avukat Filiz Yenipınar ile davacı vekili Avukat …’un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının yükleniminde bulunan Azerbaycan-Bakü Havalimanı Terminal Binası İnşaatı işi kapsamında asma tavan imal ve montaj işlerinin 16.05.2013 tarihinde taşeronluk sözleşmesiyle müvekkiline verildiğini, sözleşmenin malzeme ve işçilik dahil birim fiyatlı olduğunu, sözleşmenin ifası aşamasında davacının talebi üzerine birçok ek imalat yapıldığını, yapılan imalat ve malzemeye ilişkin hak edilen tutarın davalıya fatura edildiğini, davalının fatura içeriklerine bir itirazı olmamakla birlikte herhangi bir ödeme yapmadığını, havaalanının yaklaşık 1,5 yıl önce hizmete açıldığını, montaj ekibinin şantiyede kaldığı süredeki barınma ve iaşe giderlerine ilişkin taraflar arasında bugüne kadar bir mutabakat sağlanamadığını, davalının hesap görmeye yanaşmadığını, müvekkilinin davalıdan 1.168.598,84 TL alacağı olduğunu, alacağın tahsili için Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2015/8193 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müteahhit sıfatına sahip müvekkili şirketin Bakü Havalimanı Yeni Terminal Binası işi kapsamındaki “genel mekan asma tavan ve ofis önleri asma tavan” imal ve montaj işleri için davacı ile 16.05.2013 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin birim fiyatlı olduğunu, davacı tarafından düzenlenen malzeme faturalarına işçilik fiyatlarının da dahil edildiğini, sözleşme hükümlerine göre iş bedellerinin taraflar arasında imzalanacak hakedişler doğrultusunda ödeneceğini, taraflar arasında bugüne kadar imzalanmış iki hakediş olduğunu, bu hakedişlerin bedellerinin de ödendiğini, müvekkili tarafından düzenlenen 3 no.lu kesin hakedişin davacı tarafından imzalanmadığını, davacının sadece faturaya dayalı alacak iddiasında bulunamayacağını, davacıdan ayrıca sözleşme harici olarak “Hava Trafiği Gözlem Kulesi İnşaat işi” ve “Otel İnşaat işi” kapsamında malzeme alımı yaptıklarını, alınan bu malzemelere ilişkin düzenlenen hakedişin davacı tarafından imzalanmamış olmasına rağmen malzeme bedeli olan 104.046,01 Euro fatura bedelinin davacıya ödendiğini, 3 no.lu kesin hakediş uyarınca davacının müvekkilinden bir alacağı olmayıp aksine 17.922,47 Euro borçlu olduğunu, davacı tarafından imzalanan 1 ve 2 no.lu hakedişlerde davacının kabulünde olan kesinti tutarının 286.768,26 Euro olduğunu, davacı tarafından imzalı bu hakedişler yokmuş gibi cari hesap bakiyesine dayanarak icra takibinin yapılmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından yüklenilen işin bitirildiği, davalı tarafından herhangi bir eksik ve ayıp ihbarı yapılmadığı, kesin kabule engel bir eksik veya ayıp iddiasının da bulunmadığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tasfiyesinin bu davayla gerçekleşmesi nedeniyle teminatın iadesine engel bir durum ve sebebin bulunmadığı, bu nedenle iadesi gerektiği, yapılan işlere ilişkin alacağa yönelik olarak mahkeme kabulünün davalı tarafından düzenlenen 3 nolu hakedişteki tutar olan 2.028.043,16 Euro toplam hakediş bedeli ile sözleşme dışı işlere ilişkin hakediş bedeli olan 104.046,01 Euro olmak üzere toplam 2.132.089,17 Euro olduğu, bu hakediş bedelinden şantiye kesintileri olarak 299.671,83 Euro ve davalı tarafından yapılan ödeme tutarı 1.598.454,90 Euro’nun mahsubu sonucu davacı alacağının 233.962,44 Euro olduğu, bunun TL karşılığının 657.200,49 TL olduğu, davalının temerrüde düşürüldüğü tarihten takip tarihine kadar 44 gün için işlemiş avans faizinin 8.318,53 TL olduğu” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 657.200,49 TL asıl alacak, 8.318,53 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin 16.05.2013 tarihli sözleşme ile üstlendiği işi ve ayrıca metraj artışlarını, sözleşme kapsamı dışında talep edilen her türlü ek imalat ve ek malzeme taleplerini yerine getirerek işi teslim ettiğini, davalının gerçeğe aykırı haksız kesintiler içeren bir hakediş düzenleyerek müvekkilimin alacağını ödemekten imtina ettiğini, hiçbir imza ve kabulü içermeyen ve davalı tarafından hazırlanan 3. hakedişte her ne kadar alacağın 2.028.043,16 Euro, fazladan yapılan işler için ise 104.046,01 olmak üzere toplam 2.132.089,17 Euro olarak gösterilmiş ise de gene davacı tarafından dosyaya sunulan cari hesapta 2.069.106,35 Euro, fazladan yapılan işler için ise 104.046,01 Euro olmak üzere toplam 2.173.152,36 Euro olarak gösterildiğini, hak edişin kabul edilmemesi ve dosyaya sunulan cari hesabın davacı tarafından tutulduğu ve kendi aleyhine delil teşkil ettiği dikkate alındığında toplam alacağın (2.069.106,35+104.046,01 Euro) 2.173.152,36 Euro olduğunu, dosya kapsamındaki tüm bilirkişi raporlarında müvekkilin yaptığı iş bedelinin tespit edildiğini ve davalının bu miktara itirazı olmadığını, davalının sunduğu cari hesabın değil de, gene davalının hazırladığı hakedişin kabul edilerek karar tesis edilmesinin hatalı olduğunu, toplamda 2.173.152,36 Euro alacak için karar tesis edilmesi gerektiğini, sözleşmede ödenecek miktarın Euro olarak belirlenmiş olması nedeniyle alacağın Euro olarak ödenmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yaparak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının fiili ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, hakedişin kesintiler sayfasının 26. sırasındaki muhasebeden yapılan kesintilerin tarafları arasında imzalanan sözleşmeye, sözleşmenin fiili uygulamasına ve sonuç olarak hukuka uygun kesintiler olduğunu, sözleşmeye konu işin yapımına ilişin her türlü giderin davacı tarafa ait olduğunun sözleşmenin “işin bedeli” başlıklı 5. maddesinin 1.cümlesinde açıkça yer aldığını, işin yapımı sürecinde Azerbaycan’da müvekkili şirketin Azerbaycan şubesinin kurulduğunu, Azerbaycan ülke kanunlarına göre de resmi muhasebe kayıtlarının tutulduğunu, taşeronluk sözleşmesinin ifası aşamasında müvekkilinin Azerbaycan şubesi tarafından davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği iş kapsamında bir takım ödemeler yapıldığını, bu ödemelerin davacı taraf personellerine alınan uçak biletleri, yerel personel ücretleri, nakit ödemeler gibi ödemeler olduğunu, tamamen resmi muhasebe kaydına dayanan bu ödemelerin davacı tarafından hakediş alacağından mahsup edilmemesinin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu, davacının 26.11.2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41 ve 42 no.lu kesintilere itiraz ederken hakedişin kesintiler sayfasının 26 numarasında yer alan muhasebeden yapılan kesintilere itiraz etmediğini, dolayısıyla davacı tarafın bu kesintiyi kabul ettiğini, kararda müvekkilinin Azerbaycan şubesi tarafından davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği iş kapsamında yapılan bu ödemelerin davacı tarafın hakediş alacağından mahsup edilmemesinin açık kaldırma sebebi olduğunu, hakedişin 35-43 sırasında yer alan kesintilerin nelerden kaynaklandığının belgeleriyle birlikte 31.01.2018 tarihli dilekçelerinde ortaya konulduğunu, davacı tarafın bu beyan ve belgelere ilişkin hiçbir karşı iddiası ve belgesi yokken bu kesintilerin kabul edilmemesinin fiili ve hukuki olarak yerinde olmadığını, davacı tarafın 3.hadedişi imzalamamış olmasının bu kesintilere konu vakıaların gerçekliğini ortadan kaldırmayacağını, 31.01.2018 tarihli dilekçe ve ekindeki belgelerin açık olduğunu, kesintilerin tamamının sözleşmeye uygun kesintiler olduğundan mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, davacı tarafın ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi marifetiyle incelendiğini, davacının kayıtlarına göre davacı tarafından sözleşme ve sözleşme dışı işler kapsamında düzenlenen faturaların toplamının 2.004.513,64 Euro olduğunun tespit edildiğini, oysa mahkemece davacı tarafın toplam 2.132.089,17 Euro alacağı olduğunun kabul edildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Dosya kapsamından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında işin yapılarak davalıya teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır. Taraflar tacir olup, usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtlarına göre iş miktarının tespiti gereklidir. Dosya kapsamından tarafların ticari ve defter kayıtlarının konusunda uzman olan bilirkişi tarafından incelendiği, buna göre davalı yüklenicinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılan taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinden kaynaklanan faturaların toplamı 2.069.106,35 Euro olup, yine taraflar arasında sözleşme dışı iş nedeniyle düzenlenen hakediş bedelinin tarafların kabulünde olduğu üzere 104.046,01 Euro olduğu belirlenmekle, buna göre toplam hakediş bedelinin 2.173.152,36 Euro olduğunun kabulü gerekirken mahkemece sözleşme kapsamında yapılan işler bedelinin davacının imzalamadığı 3. hakedişteki toplam iş bedeli olan 2.028.043,16 euro olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre, toplam hakediş bedelinden, yine taraflar arasında ihtilafsız olan 1. ve 2. hakedişteki kesintiler toplamı 286.768,26 Euro ile yargılama sırasında 3. hakediş kapsamında yapılan kesintiler açısından davacı tarafından kabul edilen ve davalı tarafından ispatlanan 12.903,57 TL kesintiler toplamı olan 299.671,83 Euro’nun ve davalı tarafından davacıya ödendiği anlaşılan 1.598.454,90 Euro’nun mahsubu ile ( 2.173.152,36 Euro – 299.671,83 Euro- 1.598.454,90 Euro) bakiye 275.025.063 Euro asıl alacağının bulunduğu, bu miktarın 16.02.2015 tarihi itibariyle efektif satış kuru üzerinden hesaplanması sonucu ( 275.025,63 x 2,8090 )talep edilebilecek alacağın 772.546, 95 TL olduğu, bu alacağa davalının temerrüde düştüğü 03.03.2015 ile 16.04.2015 tarihleri arasında 44 gün için %10,52 oranı üzerinden (772.546,95 x 44x 10,50 / 36500) 9.778,54 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazın 772.546,95 TL asıl alacak, 9.778,54 TL işlemiş faiz yönünden haksız olduğu anlaşılmakla, itirazın bu miktar yönünden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir” gerekçesiyle “davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun icra takibine vaki itirazın 772.546,95 TL asıl alacak, 9.778,54 TL işlemiş faiz yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatının ve davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, toplam iş bedeli tespitinin fiili ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, üçünçü hak edişin kesintiler sayfasının 26. sırasındaki muhasebeden yapılan kesintilerin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye, sözleşmenin fiili uygulamasına ve sonuç olarak hukuka uygun kesintiler olduğunu, üçüncü hak edişin 35-43 sırasında yer alan kesintilerin nelerden kaynaklandığının gerekçeleriyle birlikte 31.01.2018 tarihinde verdikleri dilekçede ortaya koyduklarını, davacı tarafın bu beyan ve belgelere ilişkin hiçbir karşı iddiası ve belgesi bulunmadığını, bu nedenle mahkemece bu kesintilerin kabul edilmemesinin fiili ve hukuki olarak yerinde olmadığını, davacı tarafın üçüncü hak edişi imzalamamış olmasının bu kesintilere konu vakıaların gerçekliğini ortadan kaldırmayacağını, bu kesintilerin tamamen sözleşmeye uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Davalı vekili, verilen kararı temyiz etmiş ise de, istinaf mahkemesince yapılan değerlendirmenin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı taşeronun alacağı belirlenirken, taraflar arasında sözleşme dışı malzeme alımı nedeniyle düzenlenen 104.046,01 Euro da eklenerek toplam hak ediş bedelinin 2.173.152,36 Euro olarak kabulünün yerinde olduğu, davalı vekilinin bilirkişi raporuna ve üçüncü hak edişten yapılan kesintilerin sözleşmeye uygun olduğuna yönelik itirazlarının mahkemece alınan 23.12.2017 ve 24.08.2018 tarihli ek raporlarda incelenip karşılandığı, alınan ek raporların gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci
fıkrası uyarınca ONANMASINA,

17.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan
davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.