Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2667 E. 2023/2965 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2667
KARAR NO : 2023/2965
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1086 E., 2022/579 K.
HÜKÜM/KARAR : Kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Cizre 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2018/387 E., 2020/79 K.

Taraflar arasında açılan Kooperatif üyeliğinin tespitine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne ve davacının davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili ; davacının arsa bedeli ve üyelik aidatlarını ödediğini, davalı kooperatif tarafından üyelere 1998 yılında işyeri teslimi yapılacağını bildirdiklerini ancak davacıyı bilgi istediği zaman oyaladıklarını, 2017 yılında kooperatif üyelerine verilecek iş yerleri için kura çekimi yapılıp belirlenen işyerlerinin üyelere teslim edildiğini, davacının kura çekimine isminin dahi yazılmadığını, davacının bilgi almak için başvurduğunda davalı kooperatifin davacının her hangi bir üyelik kaydı bulunmadığını, üyelik dosyasının kaybolmuş veya yırtılmış olabileceğini bildirdiklerini, üyelikten çıkarılmaya ilişkin herhangi bir usulüne uygun genel kurul kararı, ihtarname ya da üyelik borcu olduğuna ilişkin bir ihtarnamenin bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı kooperatifin yönetim kurulunun 20.01.2010 tarih ve 182 sayılı kararıyla davacının da aralarında bulunduğu bir kısım üyeler hakkında Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14/2 maddesine göre üyelik vecibelerini yerine getirmediklerinden kendilerine noterden ihtar yapılmasına, 1. ihtarı takip eden 15 gün sonra 2. ihtaratın da yapılarak üyelikten ihraçlarına karar verildiği, kooperatifin 26.06.2011 tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde davacının 36. sırada isminin yazılı olduğu ancak davacının toplantıya katılmadığı, kooperatif yönetiminde muhtelif tarihlerde benzer şekilde ihraç kararlarının alındığı, çıkarma kararı uyarınca davacıya gerekli ihtarların yapıldığına ve usulüne uygun biçimde tebliğ edildiğine ilişkin dosyaya delil ibraz edilmediği, bu halde sonuç olarak davacının davasının kabulüne ve davacının davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kooperatif vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı kooperatif vekili istinaf dilekçesinde: Genel ortak isim listesinde davacı yanın adının olmadığı, üyelik şartlarını taşımadan ve usulüne uygun bir başvuru yapmadığından üye sıfatının olmadığı ve isminin de kayıtlı olmadığı, davacının kendini üye yapabilmek için çabaladığı ancak buna ilişkin usulüne uygun başvurusunun bulunmadığı, aidatları ödemediği, yükümlülüklerini yerine getirmediği, noter aracılığı ile çekilen ihtarı mahkemeye ibraz etmemize ve PTT’ye müzekkere yazılmasını talep etmemize karşın mahkemece gerekli araştırmanın yapılmamış olmasını istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı ve davalı kooperatifin sunduğu bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacının davalı kooperatifin üyesi olarak kabul edildiği, 1999-2010 yılları arasında muhtelif tarihlerde yönetim kurulu kararları ile davacının da aralarında bulunduğu bir kısım üyelerin aidat borçlarının bulunduğu tespit edilerek bu üyelere ihtarname gönderilmesine karar verildiği, yine benzer şekilde 2009 yılında ihtarnameler gönderildiği ancak tebliğ evraklarının bulunmadığı, sunulan dekont örneklerine göre davacının 1998-2003 yılları arası aidat ödemelerinin bulunduğu anlaşıldığı, davacının genel kurul toplantılarına katılmadığı, 2003 yılından beri aidat ödemesi bulunmadığı, kooperatifle herhangi bir irtibatı bulunmadığı, uzun süredir kooperatife uğramadığı, aidat borcunu takip etmediği, kooperatif ile ilişiğini kestiği bu nedenlerle üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıtmış olduğu, 4721 sayılı TMK 2. mdde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı düştüğü kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili ; davalı kooperatifin davacıyı üyelikten çıkardığına ilişkin usulüne uygun olarak alınan genel kurul kararı olmadığı gibi üyeliği ile ilgili ya da üyelik borcu ile ilgili herhangi bir ihtarnamenin bulunmadığı, bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kooperatifin üyeliğinin tespiti davasıdır.

2. İlgili Hukuk
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16. maddesi, 4721 sayılı TMK 2. md

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.