YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2656
KARAR NO : 2023/2973
KARAR TARİHİ : 26.09.2023
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2116 E., 2022/2 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/1454 E., 2019/11 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, davalı … yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşmalı, davalı … tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat …, davalılardan … vekili Avukat … ile davalı …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … Ticaret Ltd. Şti. arasında 28.12.2015 tarihli Enervis Münferid Bağlantı Hattı Yapım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme 951.213,00 TL+KDV karşılığında doğalgaz hattının deplase edilmesi işini yükümlendiğini, sözleşmeyi imzalayan davalı …’ın diğer davalı şirket tarafından sözleşme yapılması hususunda yetkili kılındığını, sözleşme uyarınca sorumluluklarını yerine getiren müvekkiline toplam 750.000,00 TL ödendiğini, bakiye 372.431,34 TL’nin ödenmediğini, bu miktarın tahsili için Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2017/11206 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, TMK’nın 2. 3. ve TBK’nın 2., TBK. 28., 36. maddeleri uyarınca davacının sözleşmeden aşırı yararlandığını, kendisinin bu konuda yanıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.
2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu işin müvekkili tarafından … isimli taşerona verildiğini, bu nedenle müvekkilinin davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili tarafından diğer davalı …’a müvekkili şirketi borç altına sokacak işlem yapabilmesine ilişkin herhangi bir vekalet verilmediğini, verilen vekaletin Orhangazi Belediyesindeki muamelelere ilişkin olarak verildiğini belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu işin yapılması işini davalı şirketin, diğer davalı …’a ihale ettiği, …’ın da alt taşeron olarak davacı şirketle anlaştığı, davacı ile taşeron … arasındaki ödeme ilişkisinde diğer davalı … şirketi sorumlu tutulamayacağı, dolayısıyla davalı şirketin dava da pasif husumet sıfatı olmadığı, davalı …’ın itirazının dava konusu doğalgaz hattının deplase işlerinin maliyetinin daha yüksek olan canlı bağlantı yöntemiyle yapılacağı şeklinde anlaşıldığı ve buna göre ücret belirlendiği ancak davacının daha ucuz bir yöntemle deplase işini yaptığı ve bu nedenle davacı tarafından sözleşme bedelinin tamamının talep edemeyeceği olduğu, bilirkişi heyeti tarafından da yapılan değerlendirmede, sözleşmede deplase işleminin canlı bağlantı yoluyla yapılacağına dair hüküm olmadığı, canlı bağlantı yapılsaydı maliyetin 697.700,30 TL olacağı, mevcut haliyle yapılan işin maliyetinin 405.665,90 TL olacağının bildirildiği, serbest piyasa koşullarında tacir olan tarafların istedikleri fiyata anlaşabilecekleri ve özellikle davalı …’ın bu iş için diğer davalı şirkettten 2.262.200,00 TL aldığı gözönüne alındığında davalı …’in gabin iddiası yerinde görülmediği, davalı …’ın dava konusu iş için diğer davalı şirketten aldığı bedel gözönüne alındığında müzayaka halinde olamayacağı gibi kendisi tarafından da bu konuda herhangi bir delil bildirilmediği, dolayısıyla davalı …’ın serbest iradesiyle imzalamış olduğu sözleşme bedelini tam olarak davacıya ödemekle yükümlü olduğu kanaatine varılarak Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd. Şti. hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalı … hakkında açılan davanın kabulü ile, davalının, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2017/11206 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden aynen devamına, alacak likit olduğundan alacağın %20’si olan 74.486,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd. Şti. açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kendi içinde çeliştiğini, yerel mahkeme kararının bilirkişi raporunda yapılan tespitlerden neden ayrıldığına ilişkin açıklama içermediğini, davalı Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd. Şti.’nin 23.03.2016 tarihli sözleşmeyi damga vergisinden kaynaklanan faturayı ödemesi ile doğruladığını, geçerli vekaletnameye göre vekil olarak tayin ettiği kişi ile imzalanan sözleşme ile bağlı olduğunu ve bu sözleşmeyi kabul ettiğini ortaya koyduğunu, müvekkilinin muhatabının … Ltd. Şti. olduğunu gözeterek sözleşme şartlarını belirlediğini, yerel mahkemenin dava konusu işin yapılması işini davalı şirketin diğer davalı …’a ihale ettiğini kabul ettiğini, ancak müvekkiline Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd. Şti. ile … arasındaki sözleşmenin ibraz edilmediğini, bu yönde bir sözleşmeye müvekkili ile imzalanan sözleşmede atıfta yapılmadığını beyanla davalı Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd. Şti. bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi kararının kaldırılarak davanın Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd. Şti. açısından kabulü ile takibin devamına, alacak likit olduğundan davalı …’ın yanında davalı Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd. Şti.’nin de müşterek ve müteselsil olarak %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; dava esnasında alınmış olan bilirkişi raporunun lehine olduğunu, son değerlendirmenin mahkemeye bırakıldığını işin maliyetinin söylenenden çok daha az rakamla imal edildiğinin tespit edildiğini, bu durumunda gabine delil olduğunu, yerel mahkemenin kararında aynı işi diğer davalıya satış fiyatları esas alınarak gabin iddiasını reddettiğini, bu iki sözleşmenin birbirinden bağımsız ve farklı edimleri de içerisinde barındıran sözleşme ve edimler olduğunu, müvekkilinin diğer davalı şirketle başka alacakları olduğundan ve başka hukuki ilişkileri sebebiyle ödeme aldığını beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından sunulan sözleşmenin incelenmesinde davacının yüklenici davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin iş sahibi olarak gösterildiği, sözleşme tarihinin 28.12.2015, sözleşme bedelinin 951.213,00 TL+KDV olduğu, sözleşmede davalı şirkete ait şirket kaşesinin bulunmadığı, müşteri adına diğer davalı …’ın imzaladığı, sözleşmenin davalı … Ltd. Şti. tarafından davalı …’a verilen vekaletname uyarınca vekil sıfatıyla imzalandığına dair sözleşmede hiçbir ibarenin bulunmadığı, sözleşmenin damga vergisi davalı şirkete fatura edilmiş ise de, bu bedeli diğer davalı …’ın ödediği, faturaların davalı … adına düzenlendiği, ödemelerin davalı … tarafından davacıya yapıldığı, davalı … Ltd. Şti. ile diğer davalı arasında 12/06/2015 tarihinde aynı hususa ilişkin 800.000 USD bedelli boru hattı deplase protokolü başlıklı sözleşmenin düzenlendiği, bu sözleşme uyarınca faturanın … adına kesilip bütün ödemelerin de …’a yapılması nedeniyle davalı … Ltd. Şti’nin davacı ile yapılan sözleşmenin tarafı olmadığına ilişkin mahkemece davalı şirket hakkında husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 28.maddesinde aşırı yararlanma (gabin hali) düzenlenmiş olup, sözleşmenin illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki orantısızlığın taraflardan birinin diğerinin şahsında mevcut özel durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerektiği, davalı …’ın dava konusu iş için diğer davalı şirketten aldığı bedel göz önüne alındığında davalının müzayaka halinde olamayacağı gibi bu hususta da herhangi bir delil bildirmediğinden gabin iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.01.2019 tarih ve 2017/1454-2019/11 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekili ve davalı …’ın istinaf kanun yolu başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; eser sözleşmesinin şekle tabi olmadığı, kuruluşu için kaşe-imza da gerekli olmadığı, dolayısı ile kaşe olmadığına dair gerekçenin hatalı olduğu, Yargıtay’ın tıpkı eser sözleşmesi gibi şekil şartına tabi olmayan adi ortaklık sözleşmesinde iradeyi ortaya koyan davranışlarla kurulmasının mümkün olduğunu içtihat ettiği, sözleşmenin 1. maddesinde … taraf olarak gösterildiği 28.05.2015 tarihli vekaletname davalılar tarafından sözleşme eki olarak davacıya verildiği, sözleşmenin son sayfasında …’ın … adına sözleşmeyi imzaladığı, …’un sözleşmeden kaynaklı damga vergisi faturasını tebliğ aldığı ve faturaya itiraz etmediği, faturayı defterine işlediği, sözleşme konusu işin, … mülkiyetindeki arazide … bilgisi ve görgüsü dahilinde gerçekleştirildiği, tüm bunlar dikkate alındığında sözleşmenin … tarafından hem kendi ad ve hesabına hem de … ad ve hesabına imzalandığı ve davalılar arasında TTK m. 7 uyarınca teselsül ilişkisi bulunduğu, mahkemenin bilirkişi raporundaki bu değerlendirme ile bağlı olmadığı, ancak karara esas olarak alınan rapordaki bu değerlendirmeden neden ayrılındığının kararda gerekçesini göstermek zorunda olduğu, istinaf kararında damga vergisinin …’a fatura edilmesine karşılık …’ın ödeme yapması gerekçesine dayanılmış ise de; …’ın bu faturayı neden defterlerine işlediğine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, …’ın TTK m. 7 uyarınca müteselsil borçlu olarak ödemeyi yaptığı, HMK m. 222 uyarınca … aleyhine delil olma niteliğini haiz ticari defterlerdeki bu kaydın gözden kaçırılmasının hatalı olduğu belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı … temyiz dilekçesinde özetle; adli yardım talebinin kabul edilerek inceleme yapılmasını belirterek, müzayaka halinin gabinde sübjektif unsur olduğu, gabin iddiasında objektif unsur yeterli ise subjektif unsurun geri planda kalmadığı ve incelenmediği, gabinin objektif unsurunun edimler arasındaki orantısız olduğu, kanunda oransızlığın ne şekilde tespit edileceğine dair bir düzenleme bulunmamakla birlikte açık oransızlık tabiriyle herkes tarfından fark edilecek bir oransızlığın kastedildiği, sözleşmesel rakamların edimler arasındaki aşırı oransızlığı gösterdiği, mahkeme bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, işin maliyeti de mahkeme tarafından bilirkişi ile tespit edilmediği, bu anlamda sözleşmeler arasında çelişki bulunmakta olup gabinin oluştuğu, ayrıca taraflar arasındaki ticari ilişkilerin de mahkeme tarafından incelenmediği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 maddesi,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 28., 334. ve 470 vd. maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Somut olay ve mevcut delillere göre 6100 sayılı HMK’nın 334 ve devamı maddelerinde yazılı koşulların gerçekleştiği anlaşıldığında adli yardım talebinde bulunan davalı …’ın adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle, dava konusu sözleşmede davacının yüklenici, davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin iş sahibi olarak gösterildiği, sözleşme bedelinin 951.213,00 TL+KDV olduğu, sözleşmeyi “müşteri” adına diğer davalı …’ın imzaladığı, sözleşmede davalı şirkete ait şirket kaşesinin bulunmadığından sözleşmenin davalı … Ltd. Şti. tarafından davalı …’a verilen vekaletname uyarınca vekil sıfatıyla imzalandığına dair sözleşmede hiçbir ibarenin bulunmadığı, işe dair davacı tarafından hazırlanan faturaların tamamının davalı … adına düzenlendiği, damga vergisine dair fatura davalı şirkete fatura edilmiş ise de, bu bedelin diğer davalı …’ın tarafından ödendiği, iş bedeline yönelik ödemelerin davalı … tarafından davacıya yapıldığı, davalı … Ltd. Şti. ile diğer davalı arasında 12.06.2015 tarihinde aynı hususa ilişkin 800.000,00 USD bedelli boru hattı deplase protokolü başlıklı sözleşmenin düzenlendiği, bu sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından faturanın … adına kesilip bütün ödemelerin de …’a yapılması nedeniyle dosya kapsamında davalı … Ltd. Şti.’nin davacı ile yapılan sözleşmenin tarafı olduğunun ispatlanamadığı ve davalı …’ın dava konusu iş için diğer davalı şirketten aldığı bedel göz önüne alındığında davalının müzayaka halinde olamayacağı ve gabinin şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacı vekili ile davalı …’ın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz eden davacı temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücreti alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı …’ne verilmesine,
Davalı …’dan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücreti alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.