Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2654 E. 2023/46 K. 17.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2654
KARAR NO : 2023/46
KARAR TARİHİ : 17.01.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Asıl davanı kabulüne, birleşen davanın reddine

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı … İthalat İhracat Makine İnş. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun 6100 sayılı Kanun’un geçici 3.maddesi uyarınca geri çevrilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı … İthalat İhracat Makine İnş. Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ASIL DAVA
A.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı firma arasında “kırma eleme tesisi” projesi
kapsamında 09.05.2015 tarihli teklife uygun olarak sözleşme akdettiğini, toplamda KDV dahil 180.000,00 TL ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, 50,000,00 TL peşin bedelin davalı şirketin belirttiği banka hesabına ödediğini, ancak davalı şirket tarafından süresinde sözleşmeye uygun bir teslimatın gerçekleştirilmediğini, davalı şirketin malın üretim ve teslimine yönelik ifasını yerine getirmemesi nedeniyle 17.08.2015 tarihinde ihtarda bulunulduğunu, ancak davalının ihtarnameye uymayarak borcunu ifa etmediğinden sözleşmenin feshi nedeniyle davalıya makine teslimi için ödenen toplam 50.000,00 TL tutarındaki bedel ile 17.08.2015 tarihli ihtarname için yapılan 141,21 TL tutarındaki masrafın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

B.Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin zamanında ürünleri ürettiğini ve hazır hale getirdiğini ve bunu 25/07/2015 tarihli yazıyla davalıya bildirdiğini, davacının ürünleri teslim almak için araç gönderdiğini ancak nakit ödemesi gereken 35.000,00 TL yi müvekkili şirketin hesabına yatırmaması ve taahhüdünde olan üç adet çeki teslim etmemesi üzerine müvekkili şirketin ürünü teslim etmediğini, müvekkilinin bu sözleşme gereği büyük maddi ve manevi zarara uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

II. BİRLEŞEN DAVA
A.Davacı vekili dava dilekçesinde; asıl davada davacı iş sahibi, davalıya 09.05.2015 tarihinde kırma eleme tesis teklifi gönderdiğini ve taraflar arasında anlaşma imzalandığını, sözleşme bedelinin 180.000,00 TL+KDV olduğunu, 50.000,00 TL peşinatın şirket hesabına yatması ile işe başlanacağını ve davalı tarafından bu bedelin yatırılması ile sözleşmenin geçerlilik kazandığını, zamanında ürünleri ürettiklerini ve hazır hale getirdiklerini ve bunu davalıya yazı ile bildirildiğini, davalının ürünleri teslim almak için araç gönderdiğini ancak nakit ödemesi gereken 35.000,00 TL yi şirketin hesabına yatırmaması ve taahhüdünde olan üç adet çeki teslim etmemesi üzerine ürünü teslim etmediğini belirterek, davalının taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirmemiş olmasına rağmen haksız ve tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih etmesi sonucunda sipariş verilen ürünlerin üretiminden, kâr kaybından, kur farkından ve depolama nedeni ile uğradığı zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10. 000,00 TL’nın sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

B.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin ifasının haksız olarak davacı tarafından
yerine getirmediğini bu nedenle müspet ve menfi zararlarının istenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.02.2017 tarihli ve 2015/571 Esas, 2017/77 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın ödemiş olduğu 50.000,00 TL’yi sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalı taraftan talep edebileceği anlaşıldığından davanın kabulüne, birleşen dava yönünden ise bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu kırma eleme tesisinin teknik özellikler ile tesisin parçaları olan kırıcı, bantlı konveyör, bunker ve elektrik panosunun değerlendirilmesi mümkün olup davacının imalat yönünde bir zararının söz konusu olmadığı gözetilerek, birleşen dosya davacısının tazminat talepleri yerinde görülmediği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
2

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.06.2020 tarihli ve 2020/316 Esas, 2020/515 Karar sayılı kararıyla; asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Asıl davada davacı iş sahibinin yapmış olduğu kısmi ödemenin iadesini istemekle sözleşmeden dönme iradesini koyduğu, davalının da birleşen davada sözleşmeye bağlı olarak çıkan zararlarını talep etmekle sözleşmede fesih iradesini ortaya koyduğunu, iki tarafın karşılıklı iddiaları değerlendirilerek öncelikle fesih konusunda hangi tarafın haklı olduğunun değerlendirilmesi gerektiği, bunun için de aralarında yapılan sözleşmede malın üretilmesi ve hazır edilmesi ile ödeme konusundaki karşılıklı yükümlülüklerin dikkate alınması, hangi tarafın temerrüde düşerek edimi ifa etmediğinin belirlenmesi ve bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra davalı-birleşen davada davacı tarafın talebinde ileri sürülen zarar kalemlerinin değerlendirilmesi gerektiği, davalı-birleşen davada davacının itirazları değerlendirilmek üzere rapor veya ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı satıcının teslimde temerrüde düştüğü asıl dava davacısının sözleşmeyi fesih iradesini kullanarak karşı tarafı temerrüde düşürdüğü, davalı satıcı edimi ifa yükümlülüğünde temerrüde düştüğü, bu nedenle sözleşmeye uygun olmayan talepleri nedeniyle teslimi yerine getirmemesi sebebiyle fesihte haksız olması sebebiyle birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, asıl davacı-birleşen davalı alıcının sözleşmenin feshinde haklı olduğu, birleşen dosya davacısı- asıl dosya davalı satıcının fesihte haksız olduğu kanaatine varıldığı, birleşen dava yönünden ise hem mail yazışmaları hem de noter ihtarı yönünden yapılan değerlendirmeye göre satıcının sözleşmeye uygun olmayan talepleri nedeniyle, alıcının sözleşmenin feshinde haklı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı- birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sözleşmede kararlaştırılan teslim süresinde siparişe konu ürünü tamamladığını, telefon ve elektronik posta yoluyla davacı-birleşen davada davalı tarafa bildirdiğini, bu bildirime istinaden karşı tarafın sözleşmede ürünün
3
teslim yeri olarak kararlaştırılan müvekkiline ait fabrikaya araç gönderdiğini, ancak teslim anında nakit olarak ödemeyi taahhüt ettiği miktarı ödemediğini ve çekleri de müvekkiline vermediğini, karşı tarafın akde aykırı davranışı nedeniyle müvekkilinin ürünü teslim etmemesi üzerine müvekkiline haksız ihtar çekerek kararlaştırılan nakit bedeli müvekkili hesabına havale edeceğini ve çekleri kargo ile göndereceğini bildirmiş olmasına rağmen ne ödeme yapıldığını ne de çeklerin gönderildiğini, karşı tarafın akde aykırı davrandığını, açılan asıl davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, asıl davanın reddi gerektiğini, birleşen dava yönünden ise karşı tarafın akde aykırı davranışı ve sözleşmeyi haksız feshi sonucunda özel sipariş üzerine üretilen ürünün müvekkilinin elinde kaldığını, bilirkişi raporundaki değerlendirmenin aksine ürünün bir bütün olarak satışı ile parça parça satışı arasında maddi olarak büyük bir farkın bulunduğunu, bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddi kararının yerinde olmadığını, karşı tarafın taahhüt ettiği ödemeyi yapmamış ve sözleşmeyi haksız feshetmesi sonucunda müvekkilinin maddi zarara ve imal edilen ürün bedelinin ödenmemesi nedeniyle kar kaybına uğradığını, ücreti ödenmeyen ürünü kanuni hakkı olarak teslim etmeyip elinde tutması sebebiyle depolama maliyeti ile dövizin hızlı yükselişi sebebiyle de zararının söz konusu olduğunu, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının sözleşmeden dönme iadesinde haklı olup olmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklı bir alacağı bulunup bulunmadığı, birleşen davada ise davacının menfi ve müspet zararlarının talep etmekte haklı olup olmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı TBK 13, 125,470-486 maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı birleşen davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

2.Taraflar arasında 09.05.2015 tarihinde makine satımına ilişkin sözleşme imzalanmış, makinelerin 4-6 hafta aralığında teslim edileceği belirtilmiş, toplam 180.000,00 TL olan ödemenin 50.000,00 TL’si peşin olarak ödeneceği, 35.000,00 TL’sinin makinelerin teslimi esnasında nakit olarak, geriye kalan bedelin ise 23.750,00’şer TL olarak 30, 60, 90 ve 120 günlük çekler şeklinde teslim edileceği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre makinelerin teslim tarihi en geç 15.07.2015 tarihi olmasına rağmen davacı iş sahibi 25.07.2015 tarihinde makineleri teslim almak üzere araç göndererek ifayı gecikmiş olarak kabul etmiştir. İş sahibi gecikmiş ifayı kabul etmesine rağmen teslim anında ödenmesi gereken 35.000 TL’yi ödememiş ve geri kalan ödeme için de vadeli çekleri teslim anında vermemiştir. Bu nedenle yüklenicinin makineleri teslim etmemekte haklı olduğu ve sözleşmenin feshinde davacı iş sahibinin kusurlu olduğu kabul edilerek asıl ve birleşen davanın sonuçlandırılması gerekirken mahkemece yüklenicinin teslim süresini geçirdiği bu nedenle iş sahibinin sözleşmeyi feshetmesinin haklı olduğu kabul edilerek asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. 2 nolu paragrafta açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.