YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2610
KARAR NO : 2023/1258
KARAR TARİHİ : 29.03.2023
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı vekilinin duruşma isteğinin miktardan reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalı arasında 17/03/2016 tarihinde Elektrik Dağıtım Şebekesi Proje Çizim Hizmet Alımı işine ait ihale sonucu anlaşma imza edildiğini, sözleşmeye göre işe başlama tarihinin 31/03/2016 ve işin bitim tarihinin 14/06/2016 olduğunu; ancak işe başlama tarihinden önce belirlenen yer tesliminin zamanında yapılmış ve zeminde belirlenen yerlere etüt çalışması yapılmış olması gerektiğini; davalı tarafından sözleşmede belirtilen bazı iş gruplarının projeden çıkarıldığını, yeniden yer teslimi yapılması hususunun gündeme geldiğini, davacı tarafından yapılan itirazlar ve başvurular sonucu davalı tarafından kabul edilmiş ve belirlenen işlere ve çıkarılan iş gruplarına göre yeniden yer tesliminin yeniden yapıldığını; bu sebeple proje çizim süresinin uzadığını, konuyla ilgili davalıya yapılan başvurular neticesi gecikme olacağı hususunda mutabakata varıldığını; ancak davalının tüm bunlara rağmen proje geç teslimi ileri sürülerek kabul edilmediğini ve tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini; davacıyı zarara uğrattığını, hak edişlerin de ödenmediğini, davacının teminat mektubunu paraya çevirerek kuruma gelir kaydettiğini, davacının bu uygulamalarla zarara uğradığını, neticeten teminat mektubu bedeli 10.000,00 TL ve uğranılan zararlar karşılığı 15.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını, teminat mektubunun alındığı tarih ve diğer kalemler için fesih tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin sorumluluk alanı içerisinde bir kısım dağıtım şebekesi projelerinin çizim ve hesaplarının yapılması işi 176.003,38 TL ihale bedeli ile davacı şirkete ihale edilmiş olup, bu şirket ile 17.03.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, davacı şirketin 07.05.2016 tarihinde 1 adet, 13.05.2016 tarihli 2 adet, 20.05.2016 tarihli 1 adet, 21.05.2016 tarihli 1 adet, 28.05.2016 tarihli 1 adet olmak üzere toplam 6 adet e-posta ile projelerin uygun olarak yapımı ve zamanında müvekkil şirkete ulaştırılması konusunda uyarıldığını, ancak herhangi bir netice alınamadığını, davacı şirkete 31.03.2016 tarihinde yer teslimi yapılarak iş bitim tarihi 14.06.2016 olarak belirlendiğini, çeşitli defalarda gönderilen e-postalar ile davacı şirkete projelerin yapımı konusunda uyarılar yapıldığını ancak herhangi bir gelişme kaydedilmediğini, davacı şirketin 25.08.2016 tarihinde bir kısım dokümanları soft ortamda davalı şirkete elden teslim ederek aynı gün firma yetkilisi Necdet Toker ile müvekkili şirket proje sorumlularının birlikte yaptıkları incelemelerde davacı şirket tarafından yapılacak 17 projenin 8 ‘i ile ilgili hiçbir çalışma olmadığı ve herhangi bir doküman teslimi yapılmadığı, 9 adedinin ise birçok eksikliklerinin olduğu ve onaylamaya havi bir proje oluşturulmadığının tespit edildiğini, bu durumun her bir proje için tutanak altına alındığını, ihale kapsamından çıkartılan projeler nedeniyle yeniden saha yer teslimlerinin yapıldığını, bu nedenle gecikme olduğunu ifade etmekte olup ihale kapsamından çıkartılan projelerden dolayı ikinci bir saha teslimi durumu oluşmamış olup, yalnızca Kocaeli ili, İzmit 380 TM projesi ile Kocaeli ili, Başiskele Yuvacık ENH projesinde İmar Planı değişikliği nedeni ile yapılan güzergah değişikliği nedeni ile ikinci bir yer teslimi yapıldığını, yeni yer teslimleri nedeni ile gecikme olduğunu ifade etmesine rağmen revize yer teslim tutanakları yukarıda belirtilen projeler için istendiği, diğer yer teslimi yapılan projelere ait değişiklik söz konusu olmadığını, davacı şirkete ihale edilen 17 adet projenin 5 adedi 2016 yılında olan işlerin projesi olduğu, diğer 12 adet projenin 2017 yılında yapılacak işlere ait olduğu ancak yıl sonu gelmiş olmasına rağmen 2016 yılı yatırım programına ait olan 5 adet projenin yapılamadığı, davacı şirket tarafından da göstermiş olduğu çalışma tarzı ile söz konusu 5 adet işin 2016 yılı içinde yapılamayacağının anlaşıldığı, iş bitim tarihinin üzerinden 75 takvim günü geçmesine ve uyarı süresinin de dolmasına rağmen onaya sunulabilecek proje gerçekleştirilmediğini, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 15. maddesine istinaden davacı yüklenici şirket ile yapılan sözleşmenin müvekkili şirket icra makamının 26.09.2016 tarih ve 500 sayılı olurları ile feshedildiğini, Sözleşme Feshinin davacı şirkete Sakarya 5. Noterliğinin 30.09.2016 tarih 030634 sayılı yazısı ile bildirildiğini, davalı şirketin de projelerin zamanında teslim edilmemesinden dolayı zarara uğradığını, neticeten davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ve davalı aralarında Elektrik Dağıtım Şebekesi Proje Çizim Hizmet Alım işine ait sözleşme yapıldığı, proje teslim süresinin 45 gün olarak belirlendiği, yer tesliminin geç yapılmasının ve bazı iş gruplarının çıkarılmasından dolayı projede gecikmeler olduğu, yer teslim tutanaklarının onay imzalarının olduğu 14/06/2016 tarihinden itibaren 72 gün geçtiği halde projenin tamamlanmadığı, davalının feshinin haklı olduğu anlaşıldığı, sözleşmenin yüklenicinin kusuru ile davalı iş sahibi SEDAŞ tarafından feshedildiği, yüklenicinin kusuru ile fesih halinde iş sahibi idarenin irad kaydettiği teminat mektubu bedellerinin talep edilemeyeceğinden bu talebinin reddedildiği, davacının hak edişleri yönünden iddia ettiği tamamlanan kısım ispat edilemediğinden tazminat talebinin reddine karar verildiği, TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlü olduğu, manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir bir zarar oluşmadığı belirtilerek davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşmede proje teslim süresi 75 gün olarak açıkça belirtilmiş, davalı 72. günde ihtar göndererek sözleşmeyi feshetmiş olduğu anlaşılacağını, gerek gerekçeli kararda gerekse bilirkişi raporunda sözleşmede proje teslim süresi 45 gün olarak belirtilmiş buna göre hesap yapılmış ve dava reddedildiğini, itirazlara rağmen, özellikle İTÜ’nün ilgili kürsüye gönderilmesini talep etmemize rağmen, proje konusunda deneyimi olmayan mahalli bilirkişi raporu ile yetinilmiş, eksik, yanlış ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, davalı kurumun yer teslimini süresinde yapmamış olması ve projede değişiklikler yapılmasını istemesi karşısında; taraflar arasında teslim süresinin uzatılması konusunda yazışmalar yapılmış karşılıklı mutabakata varıldığını, ayrıca davacı tarafından teslim edilen projeler, davalı şirket yetkili grubu yarafından incelenmiş olup, taraflar arasında hazırlanan tutanak dava dosyasında mevcut olduğunu, dosyaya CD halinde sunulan deliller incelenmesi halinde bu konuda haklılığın ortaya çıkacağını, ancak ne bilirkişi ne mahkeme tarafından bu konuda hiç bir inceleme yapılmamış, 75 günlük teslim süresinin ne kadar uzatılması gerektiği konusunda araştırma yapılmadığını, bilirkişi kurulu tarafından sözleşme sürecinin safhaları digital ortamda, gün ve aya göre yapılan yazışmalar ve tutanak ve mutabakatlar hiç incelenmemiş, sanki keenlem yekün sayılarak raporda hiç konu edilmediğini, mahalli bilirkişi kurulu hem proje konusunda hem de sözleşmenin idari ve mali konularında yetersiz ve bilgisiz olduğunu, mahkeme safhalarında, bilirkişi raporunu gördükten sonra dosaynın İTÜ ilgili ve yetkin fakültesine gönderilmesini talep edilmesine rağmen mahkeme tarafından kabul görmemiş, eksik ve yetersiz rapora dayanılarak karar verildiğini, davacının teslim ettiği proje özellikle yer tesliminden sonra yapılmış topoğrafik çalışmaların sonucunda hazırlanan proje aynen uygulandığını, ancak bu konuda karar verilmemiş, bilirkişiler tarafından inceleme yapılmadığını, o zamana kadar yapılan tüm masraflar davacı tarafından karşılanmış, haritacı, fenci ve işçi giderleri davacının cebinden çıktığını, hiçbir ödeme almamış aldığı işten bir de zararlı çıktığını, davacının hukuka, mahkemelere güvenmemesi haksız sayılmadığını, halen zeminde uygulanan direk yerleri davacı tarafından, topografik çalışmalar sonucu belirlenen yerler olduğunu, davacının ibraz ettiği ve davalı kurumun yetkili organlarınca imza edilen proje mevcut zemindeki proje ile karşılaştırılsa aynı olduğu anlaşılacağını, ancak bilirkişiler proje konusunda hiçbir tecrübe, bilgi ve yetkinlikleri olmadığından yeteri kadar incelememişler bu konuda eksik ve yanlış rapor verdiklerini, açıklanan ayrıca resen tespit edilecek nedenlerden dolayı mahkeme kararının bozulmasına, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında kararlaştırılan sözleşme kapsamında davacının yükümlendiği 17 adet projeye ilişkin işin teslim süresinin 14.06.2016 tarihi olduğu, her ne kadar projelerden 2 adedinde imar planı değişikliği nedeniyle ikinci bir yer teslimi yoluna gidilmişse de bunun 15 adet proje için sözleşmede öngörülen iş bitim süresini etkilemeyeceği, davacının yüklendiği iş kapsamında herhangi bir proje teslimi yapamadığı, netice olarak davacının iş programının gerisinde kaldığı, edimini ifada temerrüde düştüğünden davalı iş sahibinin sözleşmenin fesih beyanının haklı nedene dayandığının kabulü gerektiği, akdin feshinde davalı iş sahibi haklı olduğundan davacının teminatın iadesi talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafça gerçekleştirilmiş bir imalatın da tespit edilemediğinden hakedilen iş bedeli talebinin de yerinde olmadığı belirtilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Sundukları delillerin incelenmediğini,
2. Teslim edilen projeler olduğunu, davalı kurum tarafından kabul edilişlerinin de yapıldığını, karşılıklı kabulle tutanak imza edildiğini, ancak deliller incelenmediğinden bu konuda karar verilmediğini,
3. Yer teslimi geciken iki projenin büyüklüğü, diğer projelere oranla alacağı zaman, ek süre gerektirip gerektirmeyeceği ve diğer teknik konularda yeterli inceleme yapılmadığından bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazlarının değerlendirilmediğini,
4.Gerek bilirkişi raporunda gerek davalı tarafın dilekçesinde sözleşme bitim tarihinin 45 gün olarak belirlendiği projelerin süresinde teslim edilmediğinden bahisle sözleşmenin feshinin haklı olduğu yönünde karar verildiğini, bölge adliye mahkemesinin ise herhangi bir araştırma yapmadan bu süreyi 75 gün olarak değerlendirmesinin dosyanın incelenmediğini gösterdiğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinin haksız feshinden … teminat tutarının iadesi ve hakedilen iş bedelinin tahsili ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Taraflar arasında “Elektrik Dağıtım Şebekesi Proje Çizim Hizmet Alımı” işine ilişkin olarak 17/03/2016 tarihinde sözleşme düzenlendiği, bu sözleşmede işin bedelinin 151.840,52 TL olarak kararlaştırılıp sürenin yer tesliminden itibaren 75 gün olduğu anlaşılmıştır. Yer teslimi 31.03.2016 tarihinde yapıldığından işin bitim süresi 14.06.2016 tarihidir. Davalı tarafça davacının iş programının gerisinde kalması nedeniyle 26.09.2016 tarihinde sözleşme tek taraflı olarak feshedilmiştir. Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesine göre; dava konusu proje adedinin 17 olduğu, bunlardan 2’sinde imar planı değişikliği nedeniyle ikinci bir yer teslimi yapıldığı, buna karşılık 2 adet projenin revizesinin 15 adet proje için sözleşmede öngörülen iş bitim süresini etkilemeyeceği, davacı tarafça sözleşmedeki usul ve esaslara uygun herhangi bir proje teslimi yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yüklenicinin edimin ifasında temerrüde düştüğü, davalı iş sahibinin sözleşmenin feshinde haklı olduğu görülmektedir. Bu nedenle irad kaydedilen teminatın iadesi ve hak ediş bedelinin tazmini ile manevi tazminat istemlerinin reddi kararında isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.