Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2580 E. 2023/2198 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2580
KARAR NO : 2023/2198
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/18 E., 2022/7 K.
vekili Avukat …
Beton Sanayi İnş. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat …
3-… vekili Avukat
… 4- … 5- …
DAVA TARİHİ : 08.05.2006
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı … vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların eşi ve babası olan … ‘nin 23/08/2004 tarihinde geçirdiği iş kazası ile vefat ettiğini, iş kazasının meydana gelmesinde davalıların sulh olduklarını bu sebeple eş ve babalarını kaybeden davacılar için ayrı ayrı 18.000,00 TL manevi tazminat, destekten yoksun kalmaları sebebiyle …,… için ayrı ayrı 5.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL tazminat davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesini taleple dava etmiştir. Davacı vekili 23.02.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davacılardan … için 5.000,00 TL maddi tazminat istendiği, bilirkişi raporuna göre bu bedelin 17.546,11 TL olarak tespit edildiği, bu nedenle davacı … için taleplerini 12.541,11 TL daha arttırdıklarını belirtmişlerdir.

II. CEVAP
1.Davalı …Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen iş kazası sebebiyle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, ceza davasında yapılan incelemede de müvekkili şirkete herhangi bir bildirimin gelmediğini bu durumun da müvekkili şirketin olayla bir ilgisinin olmadığını gösterdiğini, müvekkili şirkete atfedilecek herhangi bir kusurun söz konusu olmadığını, bu sebeple davanın husumet yönünden reddini talep etmiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; olay ile ilgili ceza yargılaması sonucunda olay tarihinde müvekkili şantiye şefi olan … hakkında beraat kararı verildiğini, olayın müvekkiline ait bir şantiyede olmadığını, müvekkili Şirketin, ceza yargılamasında taraf dahi olmadığını, ceza dosyasından yapılan bilirkişi incelemesinde, maktulün ölümüne neden gösterilen, beton püskürtme hortumunun çalışma ve de bilhassa kullanma şeklinin keşfen tesbit ve değerlendirilmediğini, söz konusu makine “bom boyu” olarak ifade edilen 36 mt. uzunluğu ile çalıştıktan en az 3,5 dakika sonra beton püskürten bir makina olduğunu, hortumu kullanan kişinin gereken refleks, tedbir ve kuvvetle hortumun başını tutması için en az 3,5 dakikalık bir zamanı bulunmadığından bahisle davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2011 tarihli, 2006/105 Esas, 2011/179 Karar sayılı kararıyla; alınan raporlar doğrultusunda, meydana gelen kaza sebebiyle vefat eden … ‘nin % 10 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, Bağ-Kur tarafından davacılara yapılan ödemelerin düşüldüğü, bunun sonucu olarak hesaplanan maddi tazminata hükmedildiği, davalılardan … Madencilik A.Ş.’nin meydana gelen kaza da kusuru olmadığı anlaşıldığından bu davalıya karşı açılan davanın reddedildiği belirtilerek maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2011 tarihli, 2006/105 Esas, 2011/179 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar … Madencilik A.Ş., … ve … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 17.09.2014 tarihli, 2014/3991 Esas, 2014/5257 Karar sayılı ilamında; davacıların murisi … …ile davalılardan … İnş. Taah. Ltd. Şti. arasında taşeron sözleşmesi bulunduğu, sözleşme taraflarca imzalı olmasa da imzalı hakedişleri mevcut olup dolayısıyla muris ile aralarında eser sözleşmesi bulunduğu, 23.08.2004 günü meydana gelen iş kazası sonucunda muris iş yerinde alt taşeron olarak beton tasviye işinin yapımı sırasında beton hortumunun savrulması sonucu vefat ettiği anlaşıldığı, Mahkemesince talimat yoluyla iki ayrı kusur raporu alınıp tarafların kusur oranları belirlenerek hüküm kurulmuş ise de; alınan raporların hükme elverişli olmadığı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğundan kural olarak yüklenici işin uzmanı olup, basiretli bir tacir gibi hareket etmekle yükümlü olduğu, olay nedeniyle Çan Asliye Ceza Mahkemesinde 2004/136 Esas, 2005/166 Karar sayılı ceza davasının sonucunun da araştırılıp henüz kesinleşmemiş ise BK’nın 53. (TBK 74) maddesi uyarınca sonucunun beklenmesi gerektiği, Çan Asliye Ceza Mahkemesindeki ceza davasının akibetini araştırdıktan sonra, uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümleri değerlendirilmek suretiyle tarafların kusur oranları belirlenip böylece saptanacak kusura göre takdir edilecek tazminat miktarının hesaplanması gerektiği, davada olay tarihinden itibaren faiz talep edilmiş mahkemesince de hükümde olay tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve temerrüt araştırılmadan hükmedilen tazminata olay tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin 30.10.2019 tarihli, 2019/1892 Esas, 2019/4182 Karar sayılı kararıyla; 21/08/2004 tarihinde Aksu madenciliğin prefabrik şantiye binalarının yapımını üstlenen … İnşaat A.Ş.’nin zemin betonlarının döküm işçiliklerini yaptırmak üzere … ve … ye ait 09/08/2004 tarihli sözleşme kapsamında beton dökümü yapıldığı sırada pompa operatörü …’ün kullandığı pompa hortumunun … ‘ye çarpması sonucunda … ‘nin vefat ettiği, 08/03/2018 havale tarihli kusur raporunda kaza sebebiyle müteveffa … ‘nin %35, davalı … İnş. %20,… %5 (… İnş. ve … toplam kusuru %25), … A.Ş. %30, … %10 ( … ve … toplam kusuru %40) kusurlu oldukları belirlendiği, dosya aktüerya hesap bilirkişisine tevdi edildiği, 16/11/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda davacı …’nin kaza sebebiyle eşinin ölmesi sebebiyle 39.118,30 TL(bağkur ödemesi düşüldükten sonra), davacı …’nin 9.875,53 TL, davacı … ‘nin 1.114,37 TL destekten yoksun olduğu tespit edildiği, Mahkeme tarafından ilk verilen karara karşı davalılar … ve … temyiz yoluna başvurmadığından ilk karar uyarınca usuli kazanılmış hak gözetilerek bu davalılar hakkında hüküm kurulduğunu, 08/03/2018 havale tarihli kusur raporu ve 16/11/2018 hakim havale tarihli hesap raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından davacıların dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda taleple bağlı kalınarak tazminata hükmedildiği, kusur raporunda davalı … Maden A.Ş.’ye kusur izafe edilmediğinden bu davalı açısından açılan maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verildiği, davacı …’in kaza olduğu tarihte evli olduğu, kaza sebebiyle babasının vefatı sebebiyle destekten yoksun olmadığı anlaşıldığından davacı açısından açılan maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği, olay tarihi, olayın oluş biçimi, tarafların kusur durumu ve ekonomik durumları, davacıların ölene yakınlık dereceleri, davacıların … …’ye kaybetmelerinden dolayı duydukları manevi elem ve acının kısmen de olsa karşılanabilmesi bakımından, hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek davacı davacı … için 16.000,00 TL, davacı … için 12.000,00 TL, davacı … … (…) için 14.000,00 TL, davacı … için 14.000,00 TL manevi tazminat taktir edildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin 30.10.2019 tarihli, 2019/1892 Esas, 2019/4182 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 30.10.2019 tarihli, 2019/1892 Esas, 2019/4181 Karar sayılı ilamında; Dairenin hükmüne uyulan bozma ilamında 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğine işaret edildiği halde mahkemece bozma sonrasında alınan bilirkişi raporlarında İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ve 506 sayılı Kanun’a göre değerlendirme yapıldığı, bu haliyle alınan raporlar bozmaya uygun olmadığından hükme esas alınması mümkün olmadığı, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan alınacak raporla eser sözleşmesi ilişkisi ve hükümlerine göre taraflara izafe edilebilecek kusur oranları konusunda rapor alınıp, kusur oranları göre tazminata hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; mahkemece bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, borçlar kanunu eser sözleşmesi hükümleri uyarınca kusur oranlarının belirlendiği, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususların dikkate alındığı belirtilerek … ‘nin ölümü nedeniyle davacı … için taleple bağlı kalınarak 17.546,11 TL’nin kaza tarihi olan 23/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılar … (… Beton) ve …’ün 16.853,74 TL’sinden sorumlu olmaları kaydıyla) davalılar … İnşaat, …, … (… Beton), …’ten müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine, davalılar … (… Beton) ve … açısından fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı … …için 1.323,10 TL’nin kaza tarihi olan 23/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılar … Ltd. Şti. ve …’ün 1.114,37 TL’sinden sorumlu olmaları kaydıyla) davalılar … İnşaat, …, … (… Beton), …’ten müteselsilen alınarak davacı … … (…)’ye verilmesine, davalılar açısından fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı … için taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 23/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … İnşaat ve …’ten müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine, davalılar … (… Beton) ve … açısından bu talebin reddine, davacı …’in maddi tazminat talebinin reddine, davalı … Maden A.Ş.’ye açılan maddi ve manevi tazminat davasının davalıya kusur izafe edilmediğinden reddine, davacı … için manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 16.000,00 TL manevi tazminatı kaza tarihi olan 23/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …(… Beton), …, … İnşaat, …’ten müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı … için manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 12.000,00 TL manevi tazminatı kaza tarihi olan 23/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … (… Beton), …, … İnşaat, …’ten müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı … … (…) için manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 14.000,00 TL manevi tazminatı kaza tarihi olan 23/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …(… Beton), …, … İnşaat, …’ten müteselsilen alınarak davacı … … (…)’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı … için manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 14.000,00 TL manevi tazminatı kaza tarihi olan 23/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … (… Beton), …, … İnşaat, …’ten müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporlarındaki kusur oranlarını kabul etmediklerini, kendilerine atfı kabil bir kusur bulunmadığını, kazanın, tamamen müteveffanın kusurlu davranışları nedeniyle meydana geldiğini, bu sebeple ortaya çıkan zararla müvekkili arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını,

2.Mahkeme kararına esas alınan raporların da birbiriyle çelişkili olduğunu,

3.Aralarındaki sözleşmeye göre iş güvenliğinden doğan tüm sorumluluğun müteveffaya ait olduğunu,

4.Kabul etmemekle birlikte, bir an için olayda müvekkilinin belirtildiği şekilde kusurlu olduğu düşünülse bile, raporda müvekkili aleyhine çıkarılan tazminat miktarının da fahiş olduğunu, açıklanan nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıların murisinin iş kazası sonucu ölmesi sebebiyle destekten yoksunluk ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 nci maddesi, 437 nci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-370. maddeleri

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Davacılar, murislerinin iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece eser sözleşmesi hükümlerince yapılacak inceleme neticesinde belirlenecek kusur oranları neticesinde tazminat miktarının hesaplanması gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak eser sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanan kusur oranlarına göre tazminat tutarları takdir edilmiş olup davacıların talepleriyle bağlı kalınarak sonucuna göre karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

3.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.