YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2454
KARAR NO : 2023/2148
KARAR TARİHİ : 31.05.2023
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2025 E., 2022/468 K.
…
…
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/784 E., 2021/242 K.
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; sıra cetvelinde kendilerine pay ayrılan tüm davalıların alacaklarının zamanaşımına uğradığını, ayrıca davalılardan …’ın alacağının muvazaalı olduğunu, icra takip dosyasında haciz ve satış isteme sürelerinin geçtiğini, haczinin düştüğünü, faiz alacağının fazla hesaplandığını ileri sürerek, davalıların sıra cetvelinden çıkarılmasına, dosyadaki paranın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, icra takip dosyasındaki tüm işlemlerin usulüne uygun yapıldığını, alacaklarının gerçek bir borç ilişkisine dayandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Trabzon Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; ödeme emri borçlu şirkete ve kanuni temsilciye süresi içinde tebliğ edildiğinden ve gerekli haciz işlemi yapıldığından, alacaklarının zamanaşımına uğramadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurum tarafından ödeme emri borçlu şirkete tebliğ edildiğinden, haciz işlemleri de akabinde yerine getirildiğinden yasal düzenlemeler uyarınca alacağın zamanaşımına uğramadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alacakların doğum tarihleri, takip tarihleri nazara alındığında davalıların alacaklarının zamanaşımına uğramadığı, davalıların takip dosyalarında haciz ve satış isteme sürelerinin dolmadığı, ancak davalı …’ın alacağı için uygulanan faiz miktarının fazla hesap edildiği, yasal temerrüt faizi uygulanması gerektiği, alacağı faiz miktarının 133.936,91 TL olduğu gerekçesiyle, davacının sıraya ilişkin itirazın reddine, davalı …’ın alacaklı bulunduğu icra dosyasına yönelik itirazının kısmen kabulü ile bu dosyadaki işlemiş faiz miktarının 133.936,91 TL olarak kabulü ile düzenlenecek sıra cetveline göre dosyadaki paranın paylaştırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalıların alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalı …’ın takibinin dayanağı olan bonunun lehdarı olduğunu, takip borçlusunun ise aynı bononun cirantası olduğunu ve ciro silsilesinin kopuk olduğunu, bu nedenle adı geçen davalının takip borçlusuna müracaat hakkı bulunmadığını, senedin lehdarı tarafından yapılmayan ciro ve ondan sonraki ciroların geçersiz olduğunu, bonunun tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını, davalının alacağının varlığını ispat etmesi gerektiğini, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sıra cetvelinin birinci ve ikinci sıralarında yer alan kamu alacaklarının zamanaşımına uğramadığı, alacak miktarlarının doğru hesaplandığı, muvazaalı olduğu iddia edilen davalı …’ın alacağının 1999 ve 2000 vade tarihli bonolara dayalı olduğu ve takip tarihinin 28.06.2001 tarihi olduğu, davacının alacağının ise 30.04.2009 ve 30.03.2009 tarihli bonolara dayandığı ve takip tarihinin 17.08.2009 tarihi olduğu, söz konusu tarihler nazara alındığında, davacının davalı …’a karşı muvazaa iddiasında bulunamayacağı, sıra cetveline yapılan sıralamanın usule uygun olduğu, davalı …’ın faiz alacağının hatalı hesaplandığı, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; ilk derece mahkemesi kararında davalı …’ın faiz alacağının 133.936,91 TL olarak tespit edilmesiyle yetinildiği oysaki sıra cetveline itiraz davalarında infaza elverişli bir eda hükmü kurulması gerektiği, asıl alacak ve faiz alacağını aşan kısmın davacıya ödenmesi şeklinde hüküm kurulması gerektiği, ilk derece mahkemesi kararının bu yönden usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararınının HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, buna göre, davacının sıraya ilişkin itirazının reddine, sıra cetvelinde davalı …’ın işlemiş faiz alacağı miktarının 133.936,71 TL olarak kabulü ile asıl alacak ve 133.936,91 TL işlemiş faiz miktarını aşan payın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesinde dile getirdiği hususları temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haciz sıra cetvelindeki sıralara ve kendilerine pay ayrılan alacaklıların alacaklarının varlığına ve miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile İcra ve İflas Kanunu’nun 142 inci ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci
fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.